Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2931 E. 2022/43 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2931
KARAR NO: 2022/43
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2014/616 Esas – 2019/392 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin maliki bulunduğu … plakalı çekici ile … plakalı yarı römorkun sürücü …ın sevk ve idaresinde iken, sürücünün aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek aynı istikamette giden … plakalı araca çarpması ve sürüklenerek karşı istikamette seyir halindeki … plakalı aracı altına alıp sürükleyerek demir bariyere sıkıştırması ile ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada sürücü …’ın asli kusurlu ve kaza anında alkollü olduğunu, kazadan sonra da vefat ettiğini, 17.05.2010 tarihinde üç aracın karışması ile oluşan ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında kusurlu ve alkollü olup kazadan sonra vefat eden …’ın kullandığı davalı şirkete ait olan … plakalı aracın sigortasını yapan davacı müvekkili sigorta şirketinin bu kazaya bağlı olarak üç adet hasar dosyası oluşturduğunu, …, …. ve …nolu dosyalar için davacı müvekkilince ödenen toplam 380.669,95 TL değerindeki tazminatın her biri için ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 17.05.2010 tarihinde vuku bulan trafik kazası neticesinde müvekkil şirkete ait aracı kullanan … dahil beş kişinin vefat ettiğini, kazaya ilişkin elde edilen CD görüntülerinde müteveffanın kendi şeridinde normal hızla seyir halinde iken daralan emniyet şeridinden ilerleyen ve plakası alınamayan bir aracın hızla müteveffanın bulunduğu şeride girdiğini, sözü edilen araca çarpmamak için ani bir refklesle direksiyon kırdığı için elim kazanın vuku bulduğunu, bu nedenle tutulan trafik kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, araç sürücüsünün alkol oranının da sigorta poliçesinin korunmasını mutlak suretle ortadan kaldıran, hasarın poliçe teminatı dışı kalmasında mutlak suretle gerektiren bir husus olmadığını, davacı sigorta şirketinin davanın mevzuu olan trafik kazasının sırf alkolün tesiri ile vuku bulduğunu, kazanın oluşunda başkaca bir unsurun bulunmadığını ispat etmek durumunda olduğunu, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”1-Davanın Kabulüne; 2-7.397,00 TL’nin ödeme tarihi olan 03/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 3-56.030,98 TL tazminatın ödeme tarihi olan 03/07/2012 tarihinden itibaren, 4-9.856,51 TL vekalet ücretinin ödeme tarihi olan 07/04/2012 tarihinden itibaren, 5-273.655,46 TL tazminatın ödeme tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren, 6-33.730 TL vekalet ücretinin ödeme tarihi olan 25/06/2012 tarihinden itibaren talep gibi yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece Mahkemesince davanın konusu olan trafik kazasının oluşunda alkolden başka bir etken olup olmadığı hususunda değil, müteveffa sürücünün alkol oranı ve münhasıran kusurlu olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde alkol dışında bir etken olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasında alkolden başka etken olmadığının kabulü halinde sigorta şirketinin ödediği tutarın aynen tahsiline karar verilmesinin de doğru olmadığını, ödemesi gereken tutarı, sigorta ettirenden talep edebileceğini, trafik kazasına karışan diğer araçta husule gelen hasarın giderilmesine ilişkin olarak diğer sigorta şirketine yapıldığı iddia olunan ödemeden başka bir delil, somut bir bilgi ve belge ibraz edilmediğini, keza, … nolu hasar dosyası ile ilgili olarak İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesince baba için 18.343,98 TL, anne için 25.262,96 TL olmak üzere toplam 43.606,94 TL tazminata karar verildiği, bilirkişi raporunda 43.606,94 TL sına dava tarihi olan 23.09.2010 tarihi ile ödeme tarihi arasında 12.184,86 TL faiz işletilmiş olup faiz ve hüküm altına alınan tazminat toplamının 55.790 TL etmekte olduğunu, davacı sigorta şirketinin ise bu tutardan fazla 56.030,98 TL ödemiş olduğunu, ayrıca takdir edilen avukatlık ücreti 5.046,76 TL olmasına rağmen, davacı sigorta şirketinin 9.856,51 TL vekalet ücreti ödediğini, …nolu hasar dosyası ile ilgili olarak mahkemece takdir edilen vekalet ücreti 13.995,08 TL olmasına rağmen, neden 33.730 TL tutarlı ödeme yapıldığı hususunda her hangi bir beyanda bulunulmadığı gibi ilk derece Mahkemesinde de bu hususun tartışılmamış olduğunu, 12.124 TL ve 42.666 TL olmak üzere, müddeabihin içerisinde 54.790 TL tutarında işlemiş faiz bulunmakta olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin 54.790 TL tutarındaki faize de faiz yürütmüş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü, yaralamalı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 17.05.2010 tarihinde davalı … Ltd. Şti’nin maliki olduğu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ZMMS trafik poliçesi ile sigortalı … çekici ve … plakalı yarı römorktan oluşan aracın, kazada ölen sürücüsü … idaresinde TEM otoyolunda seyir halinde iken, sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı otomobilin ön sağına ön sol yanı ile çarptıktan sonra sola doğru ilerlemesi devamında orta refüj bariyerini aşarak karşı yönden gelen trafiğe ait yol bölümüne girip …’un yönetimindeki … plakalı otomobile çarpıp sürükleyerek bu aracı soldaki bariyere sıkıştırması şeklinde meydana gelen trafik kazasında, … plakalı otomobil sürücüsü … aynı araçta bulunan … ile…’nın oğlu, … ile … ve otomobilin sahibi … kaza yerinde vefat etmiş olup, trafik kazası nedeniyle toplamda 380.669,95 TL ödeme yapıldığı iddiası ile davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı davalıdan, her bir ödeme için ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte olacak şekilde rücuen tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Meydana gelen trafik kazası nedeniyle … ve … tarafından davalılar … Sigorta A.Ş. ve davalı … Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan davada İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2012 tarih, 2011/173 Esas ve 2012/117 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen karar temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16.1.2014 tarih ve 2012/12637 Esas, 2014/516 Karar sayılı ilamı ile davalı yararına vekalet ücreti açısından düzeltilerek onanmış, 29.05.2014 tarih ve 2014/8992 Esas, 2014/8577 Karar sayılı ilamı ile de karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2012 tarih, 2011/173 Esas, 2012/117 Karar sayılı dosyasında davacı …Sigorta A.Ş. ve davalı …Tic. Ltd. Şti., davalı olarak yer almış olup bu davada alınan kusur raporu eldeki dava bakımından kuvvetli delil niteliğindedir. Bu dosyada içinde nöroloji uzmanının da yer aldığı 30/09/2011 tarihli bilirkişi heyeti raporunda “Tır sürücüsünün (…’ın) alkolün etkisi altında, sağ şeritte gitmekte olan araca hızını koruyarak yaklaşması ve bu aracı son anda fark edip frenle birlikte sola doğru keskin şekilde direksiyon kırması alkolün etkisi altında kaldığını göstermektedir” şeklinde kanaat ile sonuç olarak müteveffa sürücü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu kanaati açıklanmış ve buna göre hesaplama yapılmıştır. Kuvvetli deli niteliğindeki bu bilirkişi raporunda alkolün münhasır etkisi bakımından yapılan değerlendirme ve belirlenen kusur oranına göre trafik kazasının oluşunda alkolden başka bir etken olup olmadığının araştırılması gerektiğine değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/5024 Esas ve 2020/6546 Karar sayılı kararı, Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı). Dosya kapsamında 21/11/2018 tarihli bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmiş ve süresi içerisinde kusur ve diğer yönlerden rapora itiraz edilmiş ise de yapılan maddi hasar hesaplamasına itiraz edilmemiştir. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde rapordaki değerlendirme bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden hasar ödemesine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin faize faiz işletildiği istinafı açısından, davacı tarafından dava dışı ilgililere ilişkin tazminat miktarları faiziyle ödenmiş olmakla, bu faiziyle yapılan ödeme dava sigorta şirketi açısından istenebilir ana borç alacağına dönüştüğü ve faize faiz işletilmesi söz konusu olmadığından, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir.
Ödeme iddialarına konu diğer ödemeler açısından; Davacı … tarafından davalılar … Sigorta A.Ş. ve davalı … Tic. Ltd. Şti aleyhine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/786 Esas sayılı dava dosyasında Mahkemece 17/12/2015 tarih, 2014/786 Esas ve 2015/921 Karar sayılı kararı ile; … açısından, eşi müteveffa … için 188.226.82 TL, kızı müteveffa …için 17.183,33TL, oğlu … için 37.802,13 TL nın avans faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 19.992,98 TL vekalet ücretinin (davalılardan … sigorta A.Ş’nin 10.351,04 TL sinden sorumlu olmak üzere) tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekilince, hüküm altına alınan vekalet ücreti 13.995,08 TL olmasına rağmen, davacı tarafından 33.730.00 TL vekalet ücreti ödemesi yapıldığı belirtilerek bu husus istinaf konusu yapılmıştır. Yine İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2012 tarih, 2011/173 Esas ve 2012/117 Karar sayılı kararı ile;… açısından 18.343,98 TL, … açısından 25.262,96 TL’nin avans faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketi aleyhine manevi tazminata hükmedilmemiş olmakla birlikte) maddi tazminat yönünden 5.046,76 TL ve manevi tazminat yönünden 8.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekilince, hüküm altına alınan tazminat miktarı ve faizinin 55.790,00 TL olmasına rağmen, davacı tarafından 56.030,98 TL ödeme yapıldığı ayrıca kabul edilen vekalet ücreti 5.046,76 TL iken davacı tarafından 9.856,51 TL vekalet ücreti ödemesi yapıldığı belirtilerek bu husus istinaf konusu yapılmıştır. Trafik sigortacısı tarafından sigorta sözleşmesi uyarınca sigortalıya karşı açılan rücuen tazminat davalarında, sigortalının sorumlu olduğu miktar yapılan ödeme miktarı olmayıp gerçek zarar miktarı kadardır. Bu nedenle mahkemece, zarar görenlere yapılması gereken gerçek ödeme miktarı tespit edilerek davacı tarafça yapılan ödeme miktarı daha fazla olsa da davalının gerçek zarar miktarıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekir. Bu bakımdan sigorta şirketinin zarar görenlere ödemiş olduğu tazminat tutarının tamamı rücu için yeterli değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/438 E. ve 2021/504 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta; yapılan 56.030,98 TL ödeme içinde 300,00 TL yargılama gideri de olduğundan bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından ödenen vekalet ücreti olarak (9.865,52 TL + 33.730,00 TL =) 43.595,51 TL hesaplanmış ve mahkemece 9.856,51 TL ve 33.730,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olup; davacı tarafından 20/06/2012 ve 26/06/2012 tarihli sulh protokolleri uyarınca, ilam vekalet ücreti ve icra vekalet ücreti toplamı üzerinden 9.856,51 TL ve 33.730,00 TL vekalet ücreti ödemesi yapıldığı görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince, davacı vekilinden ödemelerin icra takibi nedeniyle yapılıp yapılmadığı sorulraka beyanın alınması, gerektiğinde icra takip dosyaları da incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, ilam vekalet ücreti yanında yapılan icra vekalet ücretine yönelik ödemelerin icra takibi nedeniyle ödenip ödenmediği araştırılmadan, ayrıca hüküm altına alınan miktardan farklı olarak 18.250,00 TL vekalet ücreti ödenmiş olması tartışılmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2022