Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/29 E. 2021/320 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/29
KARAR NO: 2021/320
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİH: 04/06/2018
NUMARASI: 2014/719 Esas – 2018/685 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile Keşap ilçesi Viyadük Üst Geçit altına geldiği esnada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilip savrulması neticesinde motosikletin üzerinde yolcu konumunda bulunan müvekkil …’ün ağır bir şekilde yaralandığı, olayın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsü Nurettin’in yüzde yüz kusurlu olduğu, müvekkilin hastane raporuna göre kazaya bağlı iş gücü kaybının % 96 olduğu, … plaka sayılı motosikletin …A.Ş. tarafından ZMSS ile sigorta edildiği, sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığı, ancak mağduriyetin giderilmediği belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilin beden gücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararının tazmini için 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan azami poliçe limiti dahilinde alınarak kendilerine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 199.165,77 TL’ye yükselmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının, sigortalı araçta hatır için taşındığı, bu nedenle yapılacak tazminat hesabından hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiği, şirkete sigortalı aracın, hususi bir araç olduğu ve ticari nitelik taşımadığı, bu nedenle aleyhte kabul teşkil etmemek kaydıyla işlemesi gereken en yüksek faiz yasal faiz olup, davacının avans faiz talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı, faizin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 199.165,77 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ….’ye yapılan başvuru üzerine … nolu hasar dosyası açıldığını, dosyada bulunan 20/03/2012 tarihli yazıdan da anlaşıldığı üzere davalının temerrüte düşürülmesi için usulüne uygun tebliğin yapıldığını, bu nedenle faiz başlangıcının olay tarihi olmadığı takdirde 20/03/2012 olarak alınmasını ve sigorta poliçesinden kaynaklanan davaların ticari davalar olması nedeniyle faiz türünün avans faizi olarak düzeltilmesini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu, davacının, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, araç sürücüsü … Keşap İlçe Emniyet Amirliğine verdiği ifadesinde …’ün arkadaşı olduğunu, yol sırasında, deniz kenarında durarak alkol aldıklarını” beyan ettiğini, buna göre hem %20 hatır indirimi hem de %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, bu hususun tüm itirazlara rağmen değerlendirilmediğini, mahkemenin hükme esas aldığı raporda geçici işgöremezlik gideri de hesaplandığını, bu konuda sorumluluğun tamamen SGK’ya ait olduğunu, müvekkilinin geçici iş göremezlikten sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 21/09/2011 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile tek taraflı olarak yaptığı trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, motosikletin kaza tarihi kapsar şekilde davalı … şirketine trafik sigortalı bulunduğu, davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst kurulu tarafından düzenlenen 01/02/2018 tarihli maluliyet raporunda davacının trafik kazasına bağlı yaralanması sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %32.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 24 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, aktüer raporunda 19.373,76 TL geçici maluliyet tazminatı, 179.792,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 199.165,77 TL tazminat hesaplandığı anlaşılmaktadır.Dairemiz tarafından SGK’ya müzekkere yazılarak olay nedeniyle davacıya geçici iş göremezlik tazminatı ödenip ödenmediği sorulmuş, verilen cevapta sigortalı kaydı bulunmadığından ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davanın haksız fiilden kaynaklanmış olması ve kazaya sebebiyet veren aracın hususi nitelikte motosiklet olması nedeniyle hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yöndeki davacı istinafı yerinde görülmemiştir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Somut olayda kaza tespit tutanağına göre dava dışı motosiklet sürücüsünün 101.6 promil alkollü olduğu, alkollü araç kullanmaktan hakkında işlem yapıldığı, yine dava dışı sürücü … ifadesinde arkadaşı olan davacı ile gelirken yolda deniz kenarında durarak alkol aldıklarını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının, sürücü olan arkadaşı ile birlikte alkol aldığı, dolayısıyla … plakalı araç sürücüsü … alkollü olduğunu bilerek motosiklete binmesi nedeni ile belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olması; Yine istinaf eden davalı süresinde hatır indirimi yapılmasını talep ettiğinden davacı ile araç sürücüsünün birlikte gezmek amacı ile araca bindikleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre davacının yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olması doğru olmamıştır. Davacı adına vekilinin 28/02/2012 tarihli dilekçe ile … A.Ş. Oto Sigorta Müdürlüğüne müracaatta bulunduğu ve maddi zararların faiziyle birlikte karşılanmasını talep ettiği, dilekçenin hangi tarihte sigorta şirketi kayıtlarına girdiğinin belirsiz olduğu ancak davalı … şirketinin davacı vekiline hitaben gönderdiği yazının 20/03/2012 tarihli olduğu, hasar dosyasının açıldığının belirtildiği, bir kısım eksik evrakların istendiği anlaşılmaktadır. Bu halde davalının, başvuru üzerine düzenlediği 20/03/2012 tarihli yazının tarihine 8 gün ilavesi ile faiz başlangıç tarihinin 28/03/2012 olarak kabulü gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Sigorta şirketinin kaza tarihinden itibaren temerrüte düştüğü istinafı da aynı gerekçe ile yerinde değildir.Sonuç olarak; davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının yaralanması nedeniyle belirlenen 199.165,77 TL tazminattan önce % 20 oranında hatır taşıması indirimi ve daha sonra kalan miktardan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak resen hesaplanan 127.466,09 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı için davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, faiz başlangıç tarihinin davalının temerrüt tarihi olan 28/03/2012 olarak düzeltilmesine karar verilmiş; Müterafik kusur ve hatır indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın kabulü ile 127.466,09 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 28/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Alınması gerekli 8.707,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (peşinde 10,25 TL + ıslahta 680,00 TL) toplam 690,25 TL harcın düşümü ile eksik kalan 8.016,95 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 16.059,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4-Davacı tarafça yapılan ( 10,25 TL peşin harç + 680,00 TL ıslah harcı + ilk masraf 28,05 TL + bilirkişi ücreti 1.800,00 TL + 273,15 TL posta masrafı ) toplam 2.791,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacı vekili ve davalı vekilinin tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 82,13 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/02/2021