Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/289 E. 2021/286 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/289
KARAR NO: 2021/286
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/09/2018
NUMARASI : 2014/446 Esas – 2018/874 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ve … A.Ş tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigorta edilen, davalı …’e ait … plaka sayılı resmi araç ile 10.07.2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının ağır şekilde yaralandığını, 21.03.2013 tarihli Sağlık Kurulu raporunda %28 tüm vücut fonksiyon kaybı tespit edildiği, davacının trafik kazası sebebiyle eski beden gücünü kaybettiğini bununda manevi olarak acılar yaşamasına neden olduğunu, davacının hastane masrafları, yol giderleri, çalışamadığı süre boyunca mahrum kaldığı gelir ve efor kaybı nedeniyle uğrayacağı maddi kayıp nedeniyle şimdilik 2.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi 10.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle (davalı … şirketleri açısından poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili 13.06.2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Tarafların sıfatlarına bakılmaksızın uyuşmazlığın esas itibariyle sigortacılık hukukundan kaynaklanması nedeniyle Yargıtay yerleşik içtihatları gereği bu tür davalar ticari davalardan olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, iş bölümü itirazının kabülüyle görevsizlik karar verilmesini, davacı taraf sigortalı aracın ikinci şoförü olması ve ZKYTMS poliçesi teminat kapsamı dışında olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın … yönünden pasif husumetten reddine, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 6.837,77 TL nin davalı … yönünden dava tarihi olan 12/04/2013 tarihinden itibaren diğer davalılar …, … ve … yönünden olay tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüile, 10.000 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …ndan olay tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … AŞ vekili ve … AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları ve ilgili TTK hükümleri göz ardı edilerek müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulduğunu , koltuk sigortası bir meblağ sigortası olup koltuk sigortacısı olan müvekkili şirketin sorumluluğunun, aktüeryal zarar hesabı yapılmak suretiyle tespit edilmesinin mümkün olmadığını ve bu sigorta ile sorumluluk belirlenirken zarar hesaplaması yapılamayacağını, müvekkil şirketin koltuk poliçesinden doğan sorumluluğunun belirlenebilmesi açısından davacının maluliyet oranının koltuk poliçesi genel şartlarında belirtilen oranlar doğrultusunda tespit edilmesi gerektiğini, akabinde kaza tarihindeki poliçe teminat limiti ile işbu maluliyet oranı çarpılmak suretiyle sorumluluğun belirlenmesi gerektiğini, dava konusu kaza “sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması (araçta 2. şoför olan davacı … mevcuttaki arızayı dikkate almayıp seyre devam etmesi)” sonucu meydana geldiğinden zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu ve teminat kapsamının unsurlarından olan ani ve harici etki durumunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında pasif husumet yokluğundan red kararı verilmesine rağmen kararda harç, masraf ve vekalet ücretine müvekkili ayrık tutulmadan hüküm kurulmasının ve lehlerine vekalet ücreti verilmemesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı … AŞ, 17/05/2012-2013 tarihleri arasında … plaka nolu aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olup, daimi maluliyet halinde şahıs başına teminat limiti 50.000,00 TL olarak belirlenmiştir.Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblağ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblağ) sigortası”dır. Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblağ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblağı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar A.3.2 maddesi 1. fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.“ denildikten sonra, tabloya yer verilmiştir.İlk Derece Mahkemesince ATK 3. İhtisas Kurulun 06/04/2015 tarihli rapor ile itiraz üzerine ATK Genel Kurulundan 22/10/2015 tarihli maluliyet raporu alınmıştır. Genel Kurul raporunda maluliyet oranı ve iyileşme süresi açıklanmış ise de mahkemece davacıda var olduğu ileri sürülen sakatlıkların kaza ile ilgisini de irdeleyen Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Poliçesi kapsamında talep hakkı bulunup bulunmadığını belirleyen anılan cetvelde açıklanan şekilde, tazmini gerektiren bir sakatlığın olup olmadığı hususu araştırılmamış, bu yönde rapor alınmadan, maluliyet oranına göre hesaplama yapan aktüer bilirkişi raporundaki miktar üzerinden davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu kabul edilmiş olmakla karar eksik incelemeye dayalı olmuştur. Kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile sorumluluk söz konusu olduğundan bu hususa değinin istinaf talebi yerinde değilse de cetvelde açıklanan şekilde, tazmini gerektiren bir sakatlığın olup olmadığı hususu araştırılmamış olması hususuna değinen … AŞ vekili istinaf talebi yerindedir.Kabule göre de; Davanın … yönünden pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmakla birlikte hüküm fıkrası 4, 6 (1. parağraf) ve 8. bentlerinde harç, yargılama giderleri ve davacı lehine vekalet ücretinden bu davalının da sorumlu tutulması ve ayrıca lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamıştır. Bu hususa değinen davalı … vekilinin istinaf talebi yerindedir.Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekili ve …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … A.Ş. vekili ve …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … A.Ş. ve …. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/02/2021