Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2883 E. 2022/192 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2883
KARAR NO: 2022/192
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2015/179 Esas – 2019/647 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 07/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesini aynen tekrarlamış; müvekkilinin davalılardan … idaresinde olan ve … Ltd. Şti.’ye ait ve diğer davalıya sorumluluk sigortası ile sigortalanan … plaka nolu aracın … Caddesinden gelerek … Sokağın başından karşıdan karşıya geçerken ve sokağı bitirmek üzere olan …’a hızlı ve kontrolsüz, dikkatsiz olarak ara sokağa girip çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin bu kaza sonucu feci şekilde yaralandığını, özellikle sağ bacağının paramparça olduğunu, sağ ayağından 3 ayak parmağının kesildiğini ve dört defa ameliyat geçirdiğini, tedavisinin halen devam ettiğini, müvekkilinin her iki ayağının ezilmesi nedeniyle güç ve acılı günler yaşadığını belirterek (geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle) maddi zararı ile manevi zararı için belirsiz alacak kapsamında; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 28.03.2014 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28.03.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan … Ltd. Şti. ve …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta vekili: sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve zarar incelemesi için bilirkişiden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti : kazaya karışan aracın zmms ve imms poliçeleri bulunduğunu, tazminatın poliçelerden karşılanabileceğini, kusur ve zararın belirlenmesi için rapor alınması gerektiğini, aleyhte kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının bu olaydan zarar gördüğü düşünülse bile talep edilen manevi tazminat miktarının çok fahiş bulunduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş. ile dava açıldıktan sonra 01.10.2015 tarihinde protokol imzalandığını, bu protokol ile … Sigorta A.Ş.’den ödeme alındığını ve … Sigorta ibra edildiğini, söz konusu protokol … Sigorta ile imzalanmış olup makbuzuyla birlikte bir örneği sigorta şirketine verildiğini, … Sigorta tarafından bu protokolün 01.07.2016 tarihinde Mahkemeye ibraz edildiğini, ibraname ya da feragat adı altında tek bir dilekçe dahi sunulmadığını, dosyada taraflarından sunulan 01/10/2015 tarihli bir feragat dilekçesi bulunmadığını, sigortaya verilen protokol mahkemece feragat dilekçesi olarak yorumlandığını, feragat beyanının açık ve kesin olması gerektiğini, … Sigorta A.Ş. ile yapılan Sulh Protokolüne her ne kadar davalı … dahil edilmiş ise de davalı … bu protokolü kabul etmediğinden bakiye tazminattan sorumluluğunun devam ettiğini, açıkça davalılar … ve sürücü … yönünden bir feragat dilekçesi sunulmamış ve duruşmalarda da feragat beyanında bulunmamasına rağmen feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek davalı lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı … ve diğer davalı sürücü açısından fazlaya dair haklardan feragat edilmediğini, bilirkişi raporunun poliçe teminatları ve davalıların maddi tazminat yönünden sorumluluğu kısımlı son sayfasında davacının bakiye maluliyet maddi zarar tutarı ile bakıcı gideri teminat tutarının teminat limitinin altında kaldığından maddi tazminat bakımından tüm davalılar yönünden davanın konusuz kaldığı yönündeki tespitinde hatalı olduğunu, manevi tazminat yönünden ise 18.01.2017 ve 10.10.2018 tarihli dilekçeler ile alınan manevi tazminat tutarlarının bildirildiği, sulh anlaşması ile manevi tazminat tutarı tamamen tahsil olduğundan manevi tazminat yönünden bir talepleri olmadığı ve davanın konusuz kaldığı belirtildiğini, açıkça bir feragat beyanı bulunmamasına rağmen mahkemece manevi tazminatin feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaramalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28/03/2014 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı … Ltd. Şti.’ye ait, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, davacının bu yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar BK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarih, 2019/3589 E. ve 2019/11257 K. sayılı kararı). Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, … plakalı araç ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya, 07/01/2016 tarihli sulh ve ibra protokolü ile 52.500,00 TL asıl alacak, 6.938,63 TL işlemiş yasal faiz tutarı, 5.045,34 TL vekalet ücreti, 1.091,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 65.574,97 TL ödeme yapıldığı, davacı vekilinin 30/05/2016 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. bakımından davadan feragat ettiğini, araç sürücü ve işletene karşı davaya devam ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Sulh sözleşmesi ise davalı … Sigorta A.Ş. ile sigortalısı olan … Ltd. Şti.’ye kapsamaktadır. Kaza tarihinde sakatlık halinde poliçe limiti 268.000,00 TL’dir. Davacı vekili 22/12/2015 tarihli celsede davalı … Ltd. Şti. için açılan davayı atiye bıraktığını beyan etmiş ancak davalı … Ltd. Şti. Vekili 24/12/2015 tarihli beyan dilekçesi bu talebi kabul etmediğini bildirmiştir. Yukarıya aktarılan yasal açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, limitin altında zarar olduğu için davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulacaktır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3589 Esas ve 2019/11257 Karar sayılı kararı). Başka bir ifadeyle Sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı ödeme sigorta limitin altında olup sigorta limitini aşan bir tazminat bulunmadığından diğer müteselsil sorumlularında da tazminattan sorumluluğunun sona erdiğinin kabulü gerekir. Ancak davalılar … Ltd. Şti. ve Davalı … hakkında feragat beyanı olmayıp dava onlar yönünden konusuz kaldığından, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu yönüyle düzeltilmesi gerekmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/20842 E. ve 2021/8707 K. sayılı kararı). Yine davacı vekilinin 10/10/2018 tarihli beyan dilekçesinde … plakalı aracın İMM Sigorta Poliçesi ile sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. ile anlaşma sağlandığını, bu nedenle dava konusu manevi tazminat ile ilgili bir talepleri bulunmadığını ve manevi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığını bildirdiği görülmektedir. Mahkemece manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi bu nedenle doğru olmamıştır. Kabule göre de yargılama sırasında, davacının maddi ve manevi zararlar karşılandığı ve bu nedenle sulh ve ibra düzenlendiği anlaşıldığı halde Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, aynı gerekçe ile davanın konusuz kalması nedeniyle sigorta şirketi dışındaki davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat talebinin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davalı … Ltd. Şti. ve davalı … hakkında açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davacının manevi tazminat talebi sulh ile sonuçlandığından konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 222,05 TL harç ile 321,50 tamamlama harcı olmak üzere 543,55 TL ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 44,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 499,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine, 5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6- Talebi olmaması nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7- Davalı … Ltd. Şti. lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 172,60 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının … Ltd. Şti. ve davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/02/2022