Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/288 E. 2021/308 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/288
KARAR NO: 2021/308
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/09/2018
NUMARASI : 2014/547 Esas – 2018/966 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkillerinin müteveffa … anne,baba,eşi ve çocuğu olduğunu,maliki davalı …, sürücüsü … olan … plakalı kamyonun 15/11/2013 günü saat 03:59’da yol kenarındaki emniyet şeridinde duraklayan araca çarparak,davacılar murisi 33 yaşındaki … vefatına sebep olduğunu, davalı … Sigorta şirketinin … araç için ZMMS sigortacısı, davalı … ise aracın kasko sigortacısı olup, ihtiyari mali mesuliyet teminatından dolayı zarardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, müvekillerinin maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … ve doğmamış çocuğu (sağ doğum sonucu …) için ayrı ayrı 10.000,00 TLer olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, … ve … için yine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ayrı ayrı 10.000,00 TL er olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … ve doğmamış çocuğu için ayrı ayrı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar… için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 75.000,00’er TL’den toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte davalı …, davalı … ve davalı … A.Ş.’den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın Motorlu Kara Taşıt Araçları Tüm Oto sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe gereğince zarar ilişkin limitin 50.000,00 TL olduğunu, KTK’nın 86.maddesi gereğince araç işletenin ve sürücüsünün kusursuz olduğu taktirde sigortacının da tazminatı ödeme yükümlülüğünün olmayacağını, davacıların talep ettiği tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın sigortacı şirket olarak tanzim edilen 09/04/2013-09/04/2014 vadeli poliçe ile ZMMS ile sigortalı olduğunu, araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkacak zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişisine tevdini talep ettiğini, ayrıca davacının avans faiz talebine de itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza mahallinde emniyet şeridi olmadığını, olay yerinde emniyet şeridi olduğunu gösteren herhangi bir tabelada bulunmadığını, söz konusu olayda davacılar ve …. plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı … A.Ş. yönünden ; Davalının düzenlediği ZMM Sigorta limiti 250.000,00 TL ve … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 134.253,00 TL, davacı … için 50.699,00 TL, davacı … için 24.547,00 TL, davacı … için 40.501,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine, Davalı… A.Ş. yönünden; 50.000,00 TL maddi ve manevi tazminatı sigorta limiti ve … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 26.850,00 TL, davacı … için 10.139,00 TL, davacı … için 4.909,00 TL, davacı … için 8.100,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine, davalılar … plakalı araç sahibi işleten … ve araç sürücüsü … yönünden; araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 322.021,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi, davacı … için 121.608,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, davacı … için 58.878,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, davacı … için 97.145,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren maddi tazminatlar için avans faizi ile manevi tazminatlar için yasal faiz yürütülerek davalılardan alınıp davacılara verilmesine, davalı … A.Ş. vekilinin zamanaşımı def’nin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar …. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazası neticesinde kazaya karışan taraflara izafe edilen kusur oranlarının kesinleşmediğini, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporlarında taraflara izafe edilen kusur oranları arasında çelişki bulunduğunu, ceza davası sonucu beklenilmeden ve kusur oranları kesinleşmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı tarafça … plaka sayılı araçların emniyet şeridi üzerinde bulunduğu iddia edilmiş ise de bu araçların emniyet şeridi dışında bulunduğunu, ısrarlı taleplerine rağmen keşif yapılmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasının hatalı olduğunu, mütevveffa … eşi çalıştığından eşinin ev hanımı olmaması sebebiyle gelirinden eşine yapacak destek oranı ve miktarı daha az olması gerekirken eşi ev hanımı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, raporda mütevveffa Hakan Dede’nin eşine yapacak maddi destek oranının hatalı belirlendiğini, mütevveffa … gelirinin yüksek olması sebebiyle her ay için maaşından yapılan gelir kesintisinin bir yıllık dönem için ayrı ayrı hesaplanması suretiyle aylık ortalama kazancının belirlenmesi gerekirken sadece asgari ücret ile orantı kurularak aylık kazancının tespitinin hatalı olduğunu, mütevveffa …’nin eşi … olay tarihinde 29 yaşında olması, eğitimli olması,bankacı olarak çalışıyor olması gibi hususlarda nazara alındığında bilirkişi raporunda dul eşin evlenme ihtimalinin %12 olarak tespit edilmesinin hatalı olduğunu, mütevveffanın anne ve babası na yapacağı maddi destek kaç kardeş oldukları, anne ve babanın gelir durumu ve ihtiyacı gibi etkenlerin bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, müteveffanın hayatı boyunca 35 yıl gibi süre yapacağı maddi yardımın tamamı hüküm altına alındığından peşin ve toptan ödeme sebebiyle bir indirim yapılması gerekirken yapılmamasının yasaya aykırı olduğunu, taktir edilen manevi tazminat miktarının fahiş ve yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava konusu kazaya ilişkin İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/192 esas sayılı dosyası kapsamında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 19/03/2014 tarihli raporunda davalı … asli ve tam kusurlu olduğu, mahkemece aldırılan 08/05/2015 tarihli kusur bilirkişi raporunda … plakalı kamyon sürücüsü davalı … şerit değiştirirken yol koşullarına, hava ve görüş şartlarına göre hızını ayarlayamayarak duraklama yapan araçlara arkadan çarptığı kazada %50 oranında, zorunlu koşullar dışında duraklama yapılması yasak olan otoyolda sağ şeride taşacak şekilde duraklama yapan … plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa …’nin %20 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’nın %30 oranında kusurlu olduğu, mahkemece kusur oranları arasında çelişki olduğu nedenle İTÜ heyetinden oluşturulan heyetten aldırılan 12/02/2018 tarihli raporunda kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … %60 asli kusurlu olduğu, müteveffa … ise %40 oranında asli kusurlu olduğu bildirildiği anlaşılmıştır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nun 74 maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” hüküm yer almaktadır. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet ve suçun sanık tarafından işlenmediğine dair beraat kararları ile eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hakimini bağlar.Somut uyuşmazlıkta ceza dosyası kapsamında alınan kusur raporu ile mahkemece alınan kusur raporları arasında farklılık bulunduğu bu nedenle İlk Derece Mahkemesince ceza dosyasının bekletici mesele yapılarak soncuna göre kusur durumunun netleştirilerek karar verilmesi gerekmektedir.Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurularının kusur durumundan sonra değerlendirileceği nedenle bu aşamada değerlendirilmemiştir. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı … ve … vekili tarafından hükme esas alınan 12/02/2018 tarihli bilirkişi raporuna istinaf sebebi yaptıkları davacı Selay’ın çalıştığının gözetilmediği ve yeniden evlenme sansı oranına, desteğin gelirin vergi durumunun her yıl bazında değerlendirilmesi bakımından bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda HMK’nın 357/1 maddesi çerçevesinde davalılar vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmediği kısımlar yönünden aktüerya raporu bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan aktüerya raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece hüküm altına alınan tazminatın peşin ve toptan ödeme sebebiyle bir indirim yapılması gerektiği yönünde bir yasal düzenleme bulunmadığı nedenle mahkemece bu yönde indirim yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalılar … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalılar … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2021