Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2862 E. 2019/3796 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2862
KARAR NO : 2019/3796
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI : 2019/290 Esas – 2019/977 Karar
DAVA : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.11.2016 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken sürücü … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş göremezlikten dolayı 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili olmayan mahkemede açıldığından bahisle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, dava şartı yönünden iş bu davanın daha önce Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 E. nolu dosyasında ikame edildiği, davanın feragat nedeni ile reddedildiğini, bunun kesin hüküm teşkil ettiğini, ayrıca … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 04/10/2016-2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafça açılan davanın HMK 114/1-i maddesi gereğince daha önce kesin hükümle sonuçlanması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alınmaksızın daha önce açılan davadan feragat edilmiş olduğunu, herhangi bir ödeme alınmamış olmakla birlikte dava aşamasında yapılan anlaşmalar ve bu anlaşmalara bağlı alınan ödemelerin makbuz niteliğinde olduğu ve iki yıl içerisinde iptal edilebileceğini, iptal açısından ayrıca bir dava açılmasına da gerek olmadığını, bahsi geçen davada bilirkişi raporu alınmaksızın yapılan feragatin geçerli olduğundan söz edilemeyeceğini ifadeyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Kesin hüküm oluşturduğu iddia edilen Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından davalı …. aleyhine aynı trafik kazası ve aynı poliçeden kaynaklanan sorumluluk nedeni ile iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00 TL’nin tahsili için dava açıldığı, 23.03.2018 tarihinde davacı vekilince davadan feragat edildiğine dair beyan içeren dilekçe sunulduğu, Mahkemece 26.03.2018 tarih ve 2018/154 Karar sayılı karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararın 13.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında daha önce Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas ve 2018/154 Karar sayılı dosyası ile maddi tazminat davasının görüldüğü, davanın feragat ile sonuçlandığı tartışma konusu olmadığı gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir.HMK’nın 307.maddesine göre davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin sonuçları HMK’nın 311. maddesi ile düzenlenmiş olup, buna göre feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.Feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesi olanaksız ise de davacı taraf feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı. Cilt V. s.3646 vd). Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp sonuçlandırılmasıdır. Feragatin iptali davasının başka bir mahkemede açıldığı durumda ise asıl davayla birleştirilerek görülmesi gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2009 gün, 2009/13-76 Esas ve 2009/120 Karar sayılı kararı, 2014/11-66 Esas ve 2014/331 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/10/2018 tarih, 2015/12242 E. ve 2018/9159 K.)Somut uyuşmazlıkta verilen dava dilekçesinde, aynı davalı aleyhine aynı kaza ve poliçe nedeniyle Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas sayılı dosyası ile maluliyet tazminat davası açıldığını, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişik KTK’nın 97. maddesi gereğince, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru şartı getirildiğini ancak bu davada başvuru yapılmadığının anlaşılması üzerine davadan feragat edilerek sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketinin ise davadan feragat edilmiş olması nedeniyle işlem yapılamayacağını bildirdiğini açıklamaktadır. Dosya kapsamından davacıya KTK 97.maddeye göre yapılan başvuru sonucu bir ödeme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle emsal Yargıtay kararlarında açıklandığı şekilde dava dilekçesinde ki anlatımına göre Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/72 Esas sayılı dosyası ile açılan davadan feragatin “hata, hile ve ikrah” nedenine dayanıp dayanmadığı konusunda davacı vekiline HMK’nın 31. ve 194.maddeleri gereğince talebi açıklamak üzere mehil verilerek sonucuna göre değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019