Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2859 E. 2019/3790 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2859
KARAR NO : 2019/3790
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 09/01/2019
NUMARASI : 2018/776 Esas – 2019/22 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araca davalı …’a ait diğer davalı …’nın sevk ve idaresindeki .. plakalı araçla 26/01/2018 tarihinde çarpması sonucu hasar meydana geldiği, kaza nedeniyle sigortalıya 26/04/2018 tarihinde 73.000,00 TL ödendiği, davalının kusur oranına isabet eden 54.750,00 TL zarardan sorumlu olup, … plakalı aracın trafik sigortacısı olan … Sigorta Şirketi tarafından poliçe teminatı olan 36.000,00 TL’nin müvekkiline ödendiği, teminatı aşan bakiye 18.750,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ,mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalılar arasındaki uyuşmazlığın müvekkili şirketin dava dışı sigortalısıyla akdettiği sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğunu, huzurdaki davada TTK.m. 1472’ye uygun olarak kanuni halefiyet şartlarının gerçekleşmiş ve ticari bir şirket olan müvekkili şirketin ticari alacağının TTK m.4 açık hükmü uyarınca yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesi önünde davalılara yöneltmiş olduğunu, müvekkili şirkete tanınan dava hakkının TTK’da düzenlenmiş olduğunu, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığını, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davaların asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlandığını, görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını karar verilmesini talep etmiştir. Dava, “Genişletilmiş Kasko Sigorta” poliçesi ile sigortalı aracın, trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle dava dışı sigortalısının zararını ödeyen sigorta şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca ödediği tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesi ile ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri araındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi haline getirilmiştir.Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.Somut uyuşmazlıkta sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı … şirketi kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalılar aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsilini dava etmektedir. Davacı ve davalılar arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince sigortalı ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Bu halde davacı şirketin haklarına halef olduğu sigortalısı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığı gibi davalılar ile dava dışı sigortalı gerçek kişi olduğundan açılan dava ticari dava niteliğinde değildir. Netice olarak TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava bulunmadığından ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan İlk Derece Mahkemesince davanın “Asliye Hukuk Mahkemesinde” görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken karar harcı peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşamasında yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/11/2019