Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2848 E. 2021/1959 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2848
KARAR NO: 2021/1959
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/07/2017
NUMARASI: 2015/1225 Esas – 2017/561 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 23/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 24/12/2013 tarihinde trafiğin durduğu sırada … plakalı aracın müvekkilinin sigortalısı … plaka sayılı araca hızını kontrol edemeyip arkadan çarpması sonucunda müvekkili şirkete sigortalı aracın da önünüdeki araca çarpması ile hasarın meydana geldiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararının tahsili bakımından davalı sigorta şirketine müracaat edilmesine rağmen netice alamadıklarını beyanla, 13.512,61 €. alacağın, davalı sigorta şirketi için limitleri dahilinde, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının kanunda öngörülen şekil de taraf sıfatına sahip olduğunun ispatı gerektiğini, müvekkiline sigortalı araç sürücünün kusurlu olduğunun ispata muhtaç olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekil cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olduğu beyanını kabul etmediklerini oluşan zararın sigorta kapsamında olduğunu, talep edilen zararın fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulü ile davalılardan … Sigortanın dava tarihi itibarıyla 25.000.TL nin, diğer davalılar … ile …’den 13.512,61- Euronun alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece faize ve başlangıç tarihine ilişkin bir karar verilmediğini, taleplerinin davalı … Sigorta A.Ş. için sigorta limitleri dahilinde olduğunu ancak belirlenen limitlerin kaza tarihi itibariyle olduğunu, 15/03/2017 tarihli dilekçede beyan edilenin müvekkil zararına Euro cinsinden olması sebebi ile karar tarihinde 25.000,00 TL limit üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığını, yani davalı sigorta için kaza tarihindeki kur üzerinden limitin hesaplanıp döviz cinsinden sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerin işleteni ve sürücüsü oldukları araç sigortalı olup kaza sonucu oluşan hasarın sigorta kapsamı içerisinde olduğunu, müvekkillerinin araçlarını sigortalattıkları sigorta şirketinin ekspertiz incelemesi sonucunda bulunan hasar tutarının yanında davacı tarafın talebinin fahiş olduğunu, hazırlanan bilirkişi raporunun sadece dava dilekçesini tekrar ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle davacının vekili tarafından yapılan başvuru üzerine müvekkil tarafından davacı tarafa ödeme yapıldığından ödenen tutarın poliçe limitinden tenzil edilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün %100 tam kusurlu kabul edilerek kurulan hükmün usule aykırı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiği kabul edilerek davacının zararının Almanya değil günümüz Türkiye koşullarına göre hesaplanması gerektiğini, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporu ile taraflarınca sunulan rapor arasında çelişki olup dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 24/12/2013 tarihinde … plakalı aracın davacıya kasko sigortalı … plakalı araca arkadan çarpması sonucunda gerçekleşen trafik kazası neticesinde, …. plakalı araçta oluşan hasar nedeniyle sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece kusur ve tazminatın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağı çerçevesinde değerlendirme yapılarak davalı araç sürücünün ise % 100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda taraflarca düzenlenen aksi ispat edilemeyen kaza tespit tutanağı esas alınarak düzenlenen kusur raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’ de tamir ettirmeye yada Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı). Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasarın kaza ile uyumu, hasarlanan parçaların değeri , tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert, sovtaj değeri, araç değeri yönünden dava dilekçesinde eklenen ekspertiz raporuna atıf yapılarak değerlendirme yapılmış olduğu raporun bu nedenle denetime elverişli olmadığı, ayrıca davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemeye ilişkin belgelerin celp edilip, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihindeki Euro kurundan hesaplanarak tespit edilen tazminat miktarından düşülerek sonucuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83/son maddesi (6098 sayılı TBK m. 99) hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Davacı sigortalısı yabancı plakalı aracını, kayıtlı olduğu Almanya’da tamir ettirmiş ve orada araç mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre belirlenen ve ödenen araç hasarının tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsilinin hüküm altına alınmasına talep etmiştir.Yukarıda ifade olunan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda, yabancı para borcunun alacaklısı olan davacı tarafın, fiili ödeme günündeki kur üzerinden talepte bulunma hakkına sahip olduğu gözetilerek ve davacının talebiyle de bağlı kalınarak karar verilmesi gerekmektedir. Hükümde bu hususun belirtilmemiş olması doğru olmamıştır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/1715 E. ve 2016/6513 K.sayılı kararı). Dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı nedenle mahkemece faiz yönünden hükümde faiz yönünden karar verilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı, davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021