Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2845 E. 2019/3863 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2845
KARAR NO : 2019/3863
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI : 2019/391 Esas – 2019/600 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 30.12.2018 günü müvekkiline ait … plakalı …A.Ş.’den kaskolu araca, … plakalı aracın arkadan çarpttığını, ilk önce arkadan çarpan araç sürücüsü %100 kusurlu bulunmasına rağmen “kazaya karışan araçların plakalarının birbirine benzerliği” gibi bir gerekçe ile kusur değerlendirmesi düzeltmesi yapılarak müvekkiline %100 kusur verildiğini, müvekkili davacının sigorta şirketince ödenen 85.000,00 TL bedelden arta kalan 45.000,00 TL asıl alacak ve 773.00 TL faiz alacağı olmak üzere 49.773.00 TL’nin müvekkili davacıdan tahsili için Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığını, yasal süre içerisinde itiraz edilerek takip durdurulduğunu, müvekkili davacının aracı ile diğer aracın plakaları arasında benzerlik bulunmamakta olup, birisi İçel birisi İstanbul plaka olduğunu, orta harf grupları da alakasız olup, salt son rakamların benzerliği ile kaza arasında illiyet bağı kurmak mantık dışı olduğunu, müvekkili davacının kazanın oluşumunda kusuru olmayıp, … plakalı araç sürücüsü … kendisinin kusurlu olduğunu kabul ettiğini, bu nedenle davalıya icra takibinde belirtilen 49.773,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 sayılı Kanun’un 115.md/2 uyarınca usulden reddine ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2019 gün ve 2019/391 E. 2019/600 K. sayılı kararının kaldırılarak istinaf talebinin kabulüne, hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; menfi tespit davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp, uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, 2.fıkrası son cümlesine göre ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.Somut uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminat bedeline ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de menfi tespit davaları alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden somut uyuşmazlıkta davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019