Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2830 E. 2021/2193 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2830
KARAR NO: 2021/2193
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2018/935 Esas – 2019/641 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar )
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu aracın 08/08/2017 tarihinde İstanbul Maltepe’de park halindeki … ve … plakalı araçlara çarptığını, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkili şirketin kaza nedeniyle … ve … plakalı araçların hasarları için 3.557,35 TL ve 7.813,00 TL olmak üzere toplam 11.370,35 TL tazminat ödediğini, kaza sonrasında müvekkili şirkette sigortalı olan … plakalı aracın kaza mahallini terk ettiğini, tutanaklara da bu şekilde geçildiğini, ağır kusur ve olay yerini terk etme hallerinin sigortacının sigortalısına rücu etme nedenleri arasında sayıldığını, tazminatın rücuen tazmini için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve yine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyaları ile icra takibine geçildiğini, davalının her iki takibe de itiraz ettiğini ve takiplerin durduğunu beyan etmekle, itirazın iptaline, davanın kabulüne, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline tebliğ edilmediğini ve sürücünün gıyabında tutulduğunu, müvekkilinin kaza günü tekerinin patlaması nedeniyle caddedeki araçlara vurarak durabildiğini, kazadan sonra hasar gören araçların sahiplerinin gelerek müvekkili ile hasar giderleri konusunda görüşüldüğünü, mağdurların gerginlik yarattığını, müvekkilinin aracını komşu binanın otoparkına çekerek kaza tespit tutanağını tutmak için ortamın sakinleşmesini beklediğini ancak mağdurların polis çağırarak müvekkili hakkında vurup kaçtığını beyan ettiklerini, malum kaza nedeniyle müvekkilinin de aracının hasar gördüğünü ancak sigorta şirketi olan … Sigortanın kaza-hasar ödemesinin sigortacı tarafından teminat kapsamında kalmadığı gerekçesi ile ödenmediğini gerçekler anlatılınca sigorta şirketinin ödeme yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden takibin 8.003,72 TL üzerinden devamına asıl alacak 7.813,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin Reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden takibin 3.642,43TL üzerinden devamına asıl alacak 3.557,35 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin Reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme dosyaya sunulan delil ve savunmalarının dikkate almadığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, davanın başından itibaren olay yerini hatalı biçimde terk fiili olmadığını vurguladıklarını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarında da, kaza yapan aracın trafik polisleri tarafından incelendiğini, aracın ruhsatnamesinin Kaza Tespit Tutanağı düzenleyen memurun elinde olduğunu, bu nedenle vurup kaçma olayı olmadığını ileri sürüp bilirkişi raporunun bu yönde hatalı olduğunu, Mahkemenin, bilirkişi raporuna zamanında yaptıkları itiraz ve eleştiriyi dikkate almadan, eksik ve hatalı düzenlenmiş rapora itibar ettiğini, davanın basit yargılamaya dair itirazın iptali olmasına rağmen, savunmanın argümanlarının değerlendirmesine girmediğini, bu nedenle kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin sigortalısından rücuen tahsiline ilişkin yapılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı adına kayıtlı … plakalı aracın davacı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, 08.08.2017 tarihinde park halindeki … ve … plakalı araçlara çarptığı, … plakalı aracın da çarpmanın etkisiyle … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı şirketin, … ve … plaka sayılı araçlarda meydana gelen hasar nedeniyle 3.557,35 TL ve 7.813,00 TL olmak üzere toplam 11.370,35 TL tazminat ödediği, kazadan sonra davalıya ait olan davacı şirket nezdinde sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında “ağır kusur” ve “olay yerini terk etme” hallerinin sigortacının sigortalısına rücu etme nedenleri arasında sayılmış olduğu belirtilerek ödenen tazminatın rücuen tazmini için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyaları ile yapılan ilamsız icra takibine itiraz nedeni ile itirazın iptali talep edildiği anlaşılmıştır. Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın ” Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4.f maddesine göre, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ödemede bulunan sigortacı sigortalıya rücu edebilir. a) bendi “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,” de davacının sigortalısına rücu edebileceğini hüküm altına almıştır. Kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davalı şirkete ait araç sürücüsü park halindeki araçlara çarpmış maddi hasar oluşmuştur. Olayda yaralanan olmamıştır. Ancak dava dilekçesinde hem olay yeri terk hem de ağır kusura dayanarak rücu talep edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; dava dışı Sıtkı … tarafından … plakalı otomobilin kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne hitaben hazırlanan 08.08.2017 tarihli yazıda;” kazanın evinin bulunduğu sokakta vuku bulduğunu, evine dönerken tahmince aracın sağ lastiğinin patlaması sonucu aracın kontrolunu bir anlık kaybettiğini ve dar olan sokağın sağına park etmiş 3 aracın sol yan taraflarına çarptıktan sonra durabildiğini, kaçmanın söz konusu olmadığını, kaza yerinde durumdan etkilenen kişilerle durumu konuştuktan sonra geç vakit olması ve karşılıklı gergin bir ortam olması nedeniyle kaza tutanağını hazırlamak üzere anlaştıklarını, aracın ruhsatını ve ehliyetini zarar gören araçlardan birisinin sahibi olan …’a teslim ettiğini, akabinde eşi ve apartman görevlisi ile beraber hemen bitişikteki apartmana gelip dairesine çıktığını, evine gittiğini gösteren video kaydı bulunduğunu, kaza yerindeki herkese hemen yandaki… numaralı apartmanın … nolu dairesinde oturduğunu tekrar tekrar belirttiğini, kaza tutanağında kaza yapıp kaçtığına dair ifadelerin gerçekle ilgisi bulunmadığını” beyan ettiğini belirterek yaptığı incelemede … plakalı otomobil sürücüsünün hadisenin meydana gelmesinde KTK 46/c, 47/d, S2/b, 67/a, kurallarını ihlalden tamamen kusurlu olduğunu, sürücünün beyanı dikkate alındığında otomobilin sağ ön tekerleğinin kazadan önce, kaza-sadmeler sırasında veya kazadan sonra patlamış alabileceğini, Karayolları Trafik Kanununun 86. maddesine göre işletenin sorumluluktan kurtulması için taşıttaki bir bozukluğun kazayı etkilememiş olması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarına göre lastik patlaması, fren patlaması, rot çıkması vb. bir teknik arıza olarak işletenin sorumluluktan kurtulması için gerekli mücbir sebep sayılmadığını, İçtihatlarda umulmayan hal olarak değerlendirildiğini, dolayısıyla lastik patlamasının kısmen veya tamamen etkili olduğu olaylarda işletenin sorumluluğu bulunduğunu, hasarlanan …, … ve … plakalı otomobillerin esasen tek yönlü iki şeritli sağında ve solunda çeşitli taşınmazların bulunduğu … Caddesi yolunun sağ kenarında park halinde olmasına rağmen mahalde park yasağı olduğuna dair veri bulunmadığı, bulunsa dahi bunun trafik cezasını veya aracın bulunduğu yerden kaldırılmasını gerektiren ayrı bir husus olduğunu, kapladıkları genişlik ile yolda diğer taşıtların geçişine engel teşkil etmedikleri, trafik| güvenliğini tehlikeye düşürmediği, taşıtlar açısından olumsuz etkileyecek nitelikte yolu daraltıcı etkileri bulunmadığı, hayatın olağan akışı içerisinde günün her anı kısa veya uzun süreli yol kenarlarında park etmelerin mümkün olabileceği, çevre aydınlatması bulunan meskun mahalde uzaktan dahi açıkça görülebilir nitelikte oldukları, sigortalı araç sürücüsünün sol yan taraflarından temassız ilerlemesi mümkün iken yakın mesafede üzerine kontrolsüz yönelen sürücünün sadmelerine maruz kaldığı anlaşılan, kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir ve kazanın oluşumunda etkili rolü bulunmayan taşıtları bulunduğu yere park eden sürücülere atfı kabil kusur bulunmadığı, olayda sigortalı araç sürücüsünün kasıt olmasa da ağır kusurlu olduğu olay mahallini terk etmesinin de ağır kusurundan kaynaklı olduğu değerlendirmesi yaptığı belirlenmiştir. Davalı cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde anlatımını doğrulayacak tanıkları bildirmemiş iddiasını kanıtlayamamıştır. Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan kaza tespit tutanağına ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalının sürücüsünün ağır kusurlu olduğu belirlenmekle bu belirlemeye itibar edilerek verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 795,55 TL harçtan peşin alınan 198,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 596,67 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/12/2021