Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2804 E. 2021/2189 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2804
KARAR NO: 2021/2189
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2015/935 Esas – 2019/141 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21,05.2015 günü müvekkillerinin desteğinden yoksun kaldıkları …’un, tescilsiz motosikleti ile diğer … plakalı araca çarptığını ve vefat ettiğini, … olay esnasında çift taraflı olarak karşı yünden gelen araçla çarpıştığını ve kazanın meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında … kusurlu olarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, bir an için … kusuru olduğu düşünülse dahi kusur durumunun ya da kusurlu olup olmamasının davanın esasını etkileyen bir yanının bulunmadığını belirterek,Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/06/2012 tarih ve 2012/17-215 K.2012/413 sayılı kararından bahsetmek sureti ile sürücü vefat edenin kusuru, davacı destek zararının uğrayanları etkilemeyeceğini, dolayısı ile ilgili kazada davalıların zararın tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davanın, mirasçılık sıfatına istinaden değil, desteklen yoksun kalma zararına uğrama sıfatına istinaden açılmış bulunduğunu, …’ un ölmeden önceki gelir durumunun asgari ücretin üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek …, … ve … için 100,00-er TL’den 300,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, Hülya için belirlenecek şimdilik 100,00-TL cenaze ve defin gideri tazminatının kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olmak ve olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde bulunan deliller arasında kazaya karıştığı iddia edilen motorlu aracın 28.05.2015 tarihinde irsaliyeli fatura ile kazada ölen …’a satıldığının belirtildiğini, davacı tarafın, kazaya karışan motorlu aracın cinsinin modelinin ne olduğunu somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, 2918 sayılı KTK 3 ve 103. maddeleri düzenlemeleri gereği motorlu aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu olmayan bir araç olduğunun tespit edilmesi halinde, müvekkili kurum aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, kazaya karışan ve ölen sürücünün kullandığı motorlu aracın tescilsiz ve plakasız olduğundan müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, mevzuatta plakasız ve tescilsiz araçların karıştığı kazalardan dolayı destekten yoksun kalma tazminatının müvekkili kurum tarafından karşılanacağına dair hiçbir düzenleme bulunmadığını, trafik sigortacıları için dahi gerekli tüm evrakların eksiksiz şekilde başvurma tarihinden itibaren işleyecek olan 8 iş günü sonunda, aksi halde davanın açılması ile temerrüde düşeceğini düzenleyen mevzuat hükmü karşısında davacı tarafın davanın esasına ilişkin taleplerinin yanı sıra faizin başlangıcı ile ilgili talebinin dahi haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın reddine ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/11/2017 tarihli 2017/17 – 1315 Esas 2017/1293 Karar sayılı ilamı gereğini davanın reddine hükmettiğini, ancak anılan kararın karar düzeltme talebinin ardından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda görüşülmüş olup yansıma kusur kavramının işbu tür davalarda olamayacağını, destek görenlere kusur yöneltilemeyeceği ve bu itibarla kaza tarihinde geçerli mevzuat hükümleri gereğince destek görenlerin zararlarının tazmin edilmesi gerektiği kararını verdiğini, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Güvence Hesabının sorumluluk koşullarının oluştuğunu, kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre davacıların zararının karşılanmasının gerekliliği ve bedel artırım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21.05.2015 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile kendi şeridinde seyir halindeyken, karşı yönden, seyir halinde olan sürücü …’un sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletiyle … plakalı aracın şeridine girerek motosikletinin ön kısmı ile … plakalı aracın sağ ön köşe kısımlarıyla çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında sürücü …’un vefat ettiği, bu vefat nedeni ile davacıların destekten yoksunluk tazminatı talep ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, tescilsiz motosiklet kullanan davacıların desteği olan sürücünün tam kusurlu, karşı araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiştir. Dosyadaki tüm kusur raporları birbirlerini doğrulayıp kaza tespit raporuyla da örtüştüğünden, desteğin olayda tam kusurlu olduğu sabit hale gelmiştir. Davalı sigorta vekili KTK’nun 85/1 ve 95/1 maddeleri gereğince hazırlanan ZMSS genel şartlarının 1.maddesine TBK’nın 52.maddesi gereğince destekten yoksun kalma zararının yansıma zararı olduğu, zarar görenin istemeye hakkı olmadığından mirasçılarının da isteyemeceği, desteğin tam kusurlu olduğunu, TMK’nın 2.maddesindeki doğruluk ve dürüstlük kurallarına da aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların desteği …’un, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Bu çerçevede, kaza tarihi itibariyle, ZMSS poliçesi bulunmayan araç nedeniyle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesine göre, ZMSS poliçesinin kaza tarihindeki limiti dahilinde Güvence Hesabı’nın sorumluluğu bulunmaktadır. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacıya yansıtılamayacaktır. Dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olması desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları). Somut olayda kaza 21/05/2015 tarihinde meydana gelmiştir. ZMMS yeni genel şartlar ise 01/06/2015 de yürürlüğe girmiştir. Bu durumda mahkemece 2918 sayılı KTK ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’ne göre, davalı Güvence Hesabının tescilsiz ve sigortasız olan motosikletin işleteninin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, bu nedenle desteğin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı ve destekten yoksunluk zararını davalı Güvence Hesabı’ndan talep edebilecekleri anlaşıldığından Mahkemece kaza tarihinde yürürlükte olmayan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine dayanarak davanın reddine karar vermesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2021