Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2759 E. 2021/1984 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2759
KARAR NO: 2021/1984
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2015/642 Esas – 2019/322 Karar
DAVA: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/02/2013 tarihinde davalı … anayoldan sokağa dönmek isterken, hızını yeterince azaltmayarak, dönüş alırken çevresini kontrol etmeyerek, sürücünün üstüne düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ederek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, davalı hakkında Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2014/420 E. sayılı dosyası ile ceza yargılamasının başladığını, davalının ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin aracında ağır hasar oluşmasının yanı sıra fiziksel olarak da müvekkilinde maluliyet oluştuğunu belirterek, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın tüm davalıların müştereken sorumlu olacağı şekilde kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte, 30.000 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalıların müştereken sorumlu olacağı şekilde kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 104.119,68 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde birleşik paket (kasko) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ihtiyari mali mesuliyet teminatının olay başına bedeni ve maddi ayrımı yapılmaksızın 150.000,00 TL, manevi zararlar için ise olay başına 15.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen kasko sigorta poliçesinde yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında bir sorumluluğunun doğmasının, ancak davacı lehine zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası ile tanınan teminat miktarından daha yüksek bir hasarın meydana geldiğinin ispat edilmesi halinde ve trafik sigortası limitinin üzerinde kalan tutar için mümkün olacağını, tedavi masrafları bakımından müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sağlık hizmet bedelleri de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını, dolaylı zararların poliçe teminatı dışında kaldığını, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiğini, müvekkil şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Maddi tazminat yönünden; … San. ve … açısından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, … Sigorta A.Ş. açısından pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, Manevi tazminat yönünden; Davanın Kısmen Kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den 15/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Olayın tüm özellikleri göz önünde bulundurularak talep edilen 30.000 TL manevi tazminatın olaya, oluşa uygun olup ölçülü, orantılı ve hakkaniyetli olduğu halde 10.000 TL sinin hüküm altına alınmış olmasının ve reddedilen kısım için davacının karşı tarafa vekalet ücreti ödemek zorunda kalmasının yasa ve hakkaniyete aykırı belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur raporunu kabul etmediklerini, davacının kusuru yokmuş gibi çok düşük bir kusur oranı belirlendiğini, müvekkili şirkete ait olan aracın … Sigorta nezdinde kasko sigortası olduğu ve manevi tazminatın da bu poliçe kapsamında bulunduğu dikkate alınarak, hükmedilen manevi tazminattan diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olması gerektiğini, eksik inceleme neticesinde tesis edilen hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından 15/02/2013 kaza tarihinde geçerli trafik poliçesinin müvekkil şirket tarafından tanzim edilmiş olduğu iddia edilse de … plakalı araca ait müvekkili şirket tarafından tanzim edilen trafik poliçesinin 08/03/2011 – 08/03/2012 tarihlerini kapsadığını, aracın 15.02.2013 kaza tarihinde geçerli trafik poliçesinin … Sigorta A.Ş.’de olduğunu, davanın tarafı olmaktan çıkarılan müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin manevi tazminata ilişkin davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 45/02/2013 tarihinde Yenimahalle – Gebze yönünde seyretmekte olan, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki diğer davalı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın, seyrine göre soldaki sokağa girmek için sola yöneltildiği sırada, karşı yönden yaklaşan, davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalı … AŞ vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre davalı sürücü … % 90 oranında, davacı sürücü …’ ün ise % 10 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/ 420 Esas 2015/854 K. sayılı dosyasına sunulan 26.09.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün asli kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusursuz olduğu, 10/04/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre kazanın meydan gelmesinde sanık sürücü …’nin asli kusurlu olduğu, müşteki sürücü …’ün alt düzeyde tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 297/2.maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmemiş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği bu yöndeki talebin kabul görülmediğine ilişkin mahkeme gerekçesi ve kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu yöndeki davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1. maddesi kapsamında, davacı açısından belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük belirlendiği kanaatine varılmış ve aynı kriterlere göre yapılan değerlendirmeye göre 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece kabul ve red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplama yapılarak vekalet ücreti belirlenmesinde AAÜT, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen davacı vekili istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 07/07/2014 tarih, 2013/10570 E. ve 2014/10824 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; kaza tespit tutanağında davalı işletenin sigortası … Sigorta olarak görüldüğünden ve davalı … Sigorta A.Ş. Hakkında zmms sigorta şirketi olduğu inancıyla dava açıldığından, … Sigorta A.Ş’ye dava açılması haklı bir yanılgıya dayandığından maddi tazminat açısından davalı … Sigorta AŞ lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … Sigorta A.Ş den manevi tazminat talep edilmediği ve bu açıdan aleyhe de hüküm kurulmamış olduğundan, … Sigorta A.Ş aleyhine de olacak şekilde vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B- Davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:
A-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Maddi tazminat yönünden; … Ve … açısından konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-… Sigorta A.Ş. açısından pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, 3-DAVALI … Sigorta A.Ş. yönünden vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, B-Manevi tazminat yönünden; Davanın KISMEN KABULÜ ile 1- 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … A.Ş. ve …’den 15/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Karar tarihinde alınması gerekli 1.707,75 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 529,41 TL peşin harç ile 249,74 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 779,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 928,60 TL harcın davalılar … A.Ş. ve …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, Davacı tarafından yatırılan 529,41 TL peşin harç ile 249.74 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 779.15 TL harcın davalılar … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine 3-Davacı tarafın talebi de dikkate alınarak, yapılan yargılama giderlerinin konusuz kalan maddi tazminat istemi ile ilgili olduğundan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine, 7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-Davalı … A.Ş. yönünden; Harçlar Yasasına göre alınması gereken 681,01 TL harçtan peşin alınan 170,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 510,76 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 98,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 36,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, 5-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2021