Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2757 E. 2021/1954 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2757
KARAR NO: 2021/1954
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2015/451 Esas 2019/687 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili …’ın davalı … Ltd Şti ve aynı şirketle organik bağlantılı … Ltd Şti’nde şoför olarak çalıştığını, diğer davalı …’in de aynı şirketlerde şoför olarak çalıştığını, her iki şirket arasında organik bağ olup, birbirlerinin şoförlerini kendi araçlarında değişimli olarak çalıştırmakta olduğunu, davalı … Ltd Şti’nin maliki olduğu ve davacının şoför olarak çalıştığı ve kullandığı … plaka numaralı 2012 model … markalı tırın davacının önce sevk ve idaresinde iken 11/05/2014 tarihinde saat 06.40 sıralarında daha öncesinde davalı …’e sürmesi için verilen aracın kaza yapması ile davacının feci şekilde yaralandığını, ve sol bacağının tamamen koparak %50’nin üzerinde malul kalmasına sebep olduğunu, kazada davalı …’in asli ve ağır derecede kusurlu olup müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bakiye maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminatın 11/05/2014 kaza tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden en yüksek, diğer davalılardan yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … Sigorta vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın trafik poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunduğunu, poliçeden doğan sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 250.000 TL ile sınırlı bulunduğunu, davacının talebine konu tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ve bakıcı tazminatından 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği müvekkili sigorta şirketinin değil SGK’nun sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının faiz başlangıcına ve türüne ilişkin taleplerinin kabul edilemez olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının içinde bulunduğu … yönetimindeki müvekkili şirkete ait … sayılı çekici ile … sayılı dorsenin Burdur İli Çeltikçi ilçesi, … mevkiinde devrilmesi sonucunda davacının yaralandığını, ve bir bacağının diz altı bölgesinin koptuğunu, müvekkili şirketin bu tür üzücü durumlar için ihtiyari mali sorumluluk sigortası da yaptırdığını, davacının mağduriyetini giderici tüm önlemlerin alındığını, müvekkili şirketin kazada bir kusurunun bulunmadığını, aksine işin emniyetli şekilde yürütülmesi için tüm tedbirleri alıp araçta iki şoför kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabulüne, 234.220,00 TL’nin ( davalı sigorta şirketi 154.038,00 TL’den sorumlu olmak kaydı ile ve davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu 154.038 TL’ye dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi kaydı ile) olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada davacının aylık kazancına ait maaş bordrosu varken, sendika ve meslek odası ücret yazısını baz alarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olduğunu, kazada davacının müterafik kusuru söz konusu olup yerel mahkemenin bu hususa yer vermeden hüküm kurması hukuka aykırı olduğunu, bizzat davacının beyanları ile de sabit olduğu üzere, sürücünün K.T.Y.’nin 98. maddesinde düzenlenen 4,5 saatlik kesintisiz araç kullanma süresine az bir süre kala ve takograf süresi dolmak üzere iken, ikinci sürücü olan davacının uyuması ve aracı K.T.Y.’nin 98. maddesinde düzenlenen sürenin dolmasına neden olmasından dolayı kazanın oluşumunda katkısı olduğu izahtan vareste olduğunu, bakıcı giderine yönelik yerel mahkeme hükmünün kabulü mümkün olmadığını, %51 maluliyet oranı üzerinden hüküm kurması hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporun maluliyet oranı ve iyileşme süresine ilişkin tespitleri bakımından denetime elverişli olmadığını belirterek kararının kaldırılması talep edilmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davacının, davaya konu kazada kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin işin emniyetli şekilde yürütülmesi için tüm tedbirleri aldığını ve araçta iki şoför kullandığını, davacının, Çeltikçi İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından alınan 15.05.2014 günlü ifadesinde de görüleceği üzere, kazanın oluşumunda davacının da ağır kusuru bulunmakta olduğunu, araçta iki şoför bulundurulmasının nedeninin şoförlerinin dinlenerek araç kullanmaları olduğunu, davacı araç kullanma sırası kendisinde olduğu halde aracı devralmayıp uyumaya devam ettiğini, davacının sorumluluğun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, vekalet ücretinin hatalı hüküm tesis edildiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5521 sayılı Yasanın 1.maddesinde ve karar tarihinden sonra yürülüğe giren 7036 sayılı Kanunun 5.maddesinde İş Mahkemesinin görevi düzenlenmiştir. 7036 sayılı Kanunun 5.maddesinde iş mahkemesinin görevi genişletilmekle beraber; İş Mahkemeleri “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya kanundan kaynaklı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş kanunundan kaynaklanması koşuldur. Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş olup görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa’da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların İş Mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere İş Mahkemelerinde bakılamaz. İş kazasında, işveren dışında başka sorumlular varsa, işveren ile birlikte bu kişiler aleyhine de dava açılması durumunda dava yine İş Mahkemelerinde görülür. İşverenin kusurlu olup olmadığı sonuca etkili değildir. İş kazasında, yalnızca işveren ve vekili dışındaki kişiler dava edilirse İş Mahkemeleri görevli değildir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85.maddesinde de bu durum hüküm altına alınmıştır. İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu başlıklı madde bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar düzenlemesini içerir. Trafik – İş Kazası “İşveren tarafından verilen işin, bir motorlu taşıtın kullanılmasını veya taşıtı kullanana yardım edilmesini gerektirir ya da işin yapılacağı yere işveren tarafından sağlanan taşıtla götürülüp getirilme veya iş gereği yolculuk yapılması sırasında, taşıt içinde veya dışında geçirilen trafik kazası” olarak tanımlanabilir. Trafik kazasının iş kazası niteliği kazanması, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ve işverenin sorumlulukları nedeniyledir. Kaza geçiren sigortalının kendisi yüzde yüz kusurlu olsa bile, Sosyal Güvenlik Kurumu olayı bir “iş kazası” olarak kabul etmişse, Kurum, kaza sigortası dalından gelir bağlamakla yükümlüdür. Ancak işverenin sorumluluğu yönünden, işçinin kusuruyla nedensellik bağı kesilmişse, işverenden tazminat istenemez. Trafik – İş kazalarında sorumluluk, öncelikli olarak Trafik Kanunu ve trafik kurallarına göre değerlendirilmekle birlikte, işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden, İş Sağlığı ve Güvenliği hükümlerini de dikkate almak gerekecektir. Somut olayda 11/05/2014 tarihinde davacının davalı … ile birlikte davalı … LTD ŞTİ ait … plaka numaralı 2012 model … markalı tır vasıflı araçta şoför olarak bulundukları sabittir. Dava dilekçesinde davalı … Ltd Şti ve aynı şirketle organik bağlantılı … Ltd. Şti.’nde şoför olarak çalıştığını, diğer davalı …’in de aynı şirketlerde şoför olarak çalıştığını, her iki şirket arasında organik bağ olup, birbirlerinin şoförlerini kendi araçlarında değişimli olarak çalıştırmakta olduğunu, davalı … Ltd Şti’nin maliki olduğu ve davacının şoför olarak çalıştığı belirtilmiş, davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde müvekkili şirketin kazada bir kusurunun bulunmadığını, aksine işin emniyetli şekilde yürütülmesi için tüm tedbirleri alıp araçta iki şoför kullandığını belirtmiştir. Bu kapsamda mahkemece davalı … Ltd Şti ile davacının SGK kayıtlarına göre işvereni gözüken … Ltd Şti arasında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna davanı trafik iş kazası olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre görevli mahkemenin saptanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021