Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2754 E. 2021/2086 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2754
KARAR NO: 2021/2086
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2015/340 Esas – 2019/257 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Taz.)
KARAR TARİHİ: 29/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ ın araç maliki …’ in sürücüsü bulunduğu diğer davalı … Sigorta A.Ş 06/07/2013-06/07/2014 tarihleri arasında … poliçe nolu sigortalı bulunan … plakalı aracın 17/07/2013 günü maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına neden olduğu, kaza sonucu müvekkilin sol bacağında femur şaft kırığı meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağında da anlaşıldığı üzere sürücü …’ in kazaya sebebiyet verdiği, kaza sonucu müvekkilin ağır şekilde yaralanıp ameliyat olduğu, müvekkilin kazadan sonra çalışamayıp tedavi için para harcamak zorunda kaldığı, 5.000 TL tedavi gideri, 1.500 TL bakıcı masrafı, 250,00 TL tedavi yol masrafı, 5.000,00 TL kazanç kaybı ve 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; iş bölümü, husumet itirazında bulunduklarını, kazanın oluşumunda araç sürücüsü davalı …’ in kusurlu olduğunun kabul edilemediğini, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … adına tescilli … plakalı aracın müvekkil şirkete karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, hasar başvurusu yapılmadan açılan davaya müvekkilin sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından faizden, ve tüm ferilerinden sorumluluğunun bulunmadığının tespitine, davanın reddine karar verilmesini beyan etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazadan önce tamamen sağlıklı olan eşine ve iki çocuğuna bakan evinin her türlü ihtiyacını karşılayabilen müvekkilinin kaza sonrasında femur kemiğinin kırılması neticesinde çok ağır iki ameliyat geçirdiğini ve bacağına platin takıldığını, bu platinin 2 yıl bacağında kaldığını ve müvekkilin aylarca başkasının yardımına ihtiyaç duymadan lavaboya dahi gidemediğini, müvekkilinin bu ameliyat sebebiyle çok ağır fiziksel acılar çektiğini, kişisel lavabo ve banyo ihtiyaçları da dahil olmak üzere kişisel tüm ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve borçlandığını, eşi ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan müvekkilinin çok ciddi acılar çekip ciddi derecede psikolojisinin yıprandığını, müvekkili lehinde hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin sahibi olduğu diğer davalı …’in ise sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacı …’e çarparak onun yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek maddi tazminat ile birlikte 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini dava ettiğini, davacı tarafın yargılama sırasında maddi tazminatı diğer davalı … Sigorta A.Ş’den tahsil ettiğini, maddi tazminat yönünden davadan feragat ettiğini ve manevi tazminat yönünden davaya devam ettiğini, ilk derece mahkemesi yargılama sırasında bilirkişiden kusur raporu almadığını, kusur raporu alınmadan müvekkilinin aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 17/07/2013 tarihinde saat 14.40 sıralarında sürücü …’in idaresindeki … plaka sayılı ticari otomobili ile … caddesinde seyrederken aracının sol ön köşe kısımları ile karşı yönden gelen sürücü …’in kullandığı … plakalı motosikletin ön kısımlarına çarpması ile yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, motosiklette yolcu olarak bulunan davacının maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında sürücü …’in 2918 sayılı KTK’nın 157/a-2 kuralını ihlal ettiğinin kaza yerinde yapılan inceleme ve kendi beyanından belirlendiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Ceza mahkemesinde kusur raporu alınmadan karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davacı yolcu olup kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmuyor ise de kazaya karışan tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan manevi tazminat miktarı belirlenerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken; meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için trafik bilirkişisinden, ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek manevi tazminata hükmedilmesidir. Kusur raporu alındıktan ve davalı sürücünün kusur durumu belirlendikten sonra manevi tazminat miktarı belirleneceğinden bu aşamada davacının manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2021