Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2680 E. 2019/3675 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2680
KARAR NO : 2019/3675
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/09/2019
NUMARASI : 2019/2427 Hakem Kar. Saklama – 2019/8 Karar(İtiraz Hakem Heyeti 06/03/2019 tarih, 2019/İHK-2537)
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 22/05/2017 tarihinde meydana gelen ve davalı şirkete zorunlu trafik sigortalı … plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazası neticesinde yolcu konumunda olan müvekkil …’ın en az %13 oranında sakat kaldığını, davalı … şirketine 12/07/2018 tarihinde başvurduklarını, bu başvuruya binaen 19/07/2018 tarihinde verilen cevap ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca tüm tedaviler bittikten sonra yeniden rapor alınmasını talep edildiğini, sigorta şirketine sunulan adli tıp raporunun özürlülük ölçütü yönetmeliğine uygun olduğu belirtilerek sigorta şirketine mevcut evrakları yeniden gönderdiklerini ancak sigorta şirketinin 02/08/2018 tarihli cevabı ile yine aynı belgeleri istediğini, müvekkili yönünden asgari ücretin en az 2 katı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru sahibi tarafından sunulan sağlık raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği ile belirlenen kıstasları taşımadığını bu nedenle müvekkiline yapılan başvurunun geçerli bir başvuru olmadığını, tahkime başvuru şartlarının gerçekleşmediğini, başvurunun usulden reddi gerektiğini, … plakalı kazaya karışan aracın müvekkil şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, iş bu poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ile %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile başvuru sahibinin müterafik kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, hatır taşımasının olup olmadığına ilişkin inceleme yapılması gerektiğini, yeterli ve gerekli belgeler eklenmeden müvekkili şirkete başvuru yapıldığından, müvekkili şirketin temerrüdün söz konusu olmadığını belirterek başvurunun reddine talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvuru sahibinin talebinin kabulüne, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi sonucu hesaplanan toplam 114.886,33 TL tazminattan taleple bağlı kalınarak 107.227,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 14/0/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak başvurana verilmesine” karar verilmiş, bu karara davalı tarafın itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “itirazın kabulü ile davanın usulden reddine, itirazın kabulüne UHH’nin kararın kaldırılmasına ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İtiraz Hakem kararında her ne kadar “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” uygun bir rapor ile sigorta şirketine başvuru yapılmadığından bahisle başvurumuz reddedilmişse de, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan adli tıp raporu da “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” uygun olarak düzenlendiğini, yalnızca raporu hazırlayan heyet teşkilinin farklı şekilde oluşturulmuş olması gerekçe gösterilerek başvurunun usulden reddine karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı … şirketine adli tıp raporu ile başvuru yapılmış olması nedeniyle uyuşmazlık hakem heyetinin Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporunu yönetmeliğe uygun görmemesi halinde, yeni bir rapor tanzim ettirmek yerine hiç rapor sunulmamış gibi başvurunun usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen Sigorta şirketine başvuru koşulu da mahiyeti itibariyle eksik evrakların tamamlanması ya da dava tarihinden sonra başvuru yapılması suretiyle her zaman giderilmesi mümkün olduğundan usul ekonomisi ilkesi gereğince tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/12/2018 tarih, 2018/4932 Esas ve 2018/12056Karar sayılı kararında “Dairemiz uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK’nin 277. maddesinden kaynaklanan davada “aciz belgesi” gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlar bu eksiklik varsa dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır. Somut olayda davacılar destek zararının tazmini için Güvence Hesabı’na yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış iseler de, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacılara davalı …ya yazılı müracaat etmeleri için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ” yönünde karar verilerek KTK’nın 97. maddesinde getirilen başvuru koşulunun tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmadan önce davalı … şirketine başvuruda bulunulduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davalı … şirketi tarafından verilen cevap ile eksik görülen belge ve raporlar talep edilmiştir. Davacı taraf eksiklikleri ikmal ederek istenilen maluliyet raporunun ilk başvuru ile sunulduğunu belirterek tekrar ederek başvuru yapılması üzerine sigorta şirketi tarafından yeniden eksik belge talep edilmiştir. Bu durumda davacı tarafından KTK’nın 97.maddesi ile getirilen başvuru koşulu yerine getirilmiş olduğundan davacının başvurusunu esastan inceleyerek kabul eden Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı doğrudur. Dolayısıyla, İtiraz Hakem Heyeti tarafından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir. Bu nedenle itiraz hakem heyeti tarafından davalının diğer itirazları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/10/2019