Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2638 E. 2021/1953 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2638
KARAR NO: 2021/1953
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2017/706 Esas – 2019/800 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 13/06/2015 tarihinde davalı …’ın maliki olduğu diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yolun sağından geri geri gelerek İstanbul Sancaktepe Samandıra Mevkiinde seyir halinde bulunan müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu Kasko+Filo genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı … A.Ş.ye ait … plakalı araca %100 kusuru ile çarpması neticesinde sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeni ile aracın pert olduğunu, araç için trafikten çekme belgesi alındığını ve 24/07/2015 tarihinde dava dışı sigortalıya ait 108.578,00.-TL hasar bedelinin ödendiğini, bu ödeme ile müvekkili şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkilinin sigortalısına ödediği hasar bedelini iş bu kazada %100 kusurlu bulunan … plakalı araç maliki … ve sürücüsü …’a rücuen tazmin edebilmesi amacıyla, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlular tarafından ilamsız icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davanın kabulü ile itirazlarının iptaline takibin devamına ve alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat tutarından fazla yapılan ödeme var ise teminat dışı kalan bu tutarın mevcut davanın konusu kapsamı dışında kalacağını, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, müvekkilinin %100 kusurlu olduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin yol kenarındaki boş alandan emniyet şeridini kullanarak yola çıkmaya çalışırken davacı yanın sigortalısına ait araca arkadan çarptığını, seyir halindeki aracın emniyet şeridinde ilerlemesinin zaten başlı başına bir kusur olup, ayrıca trafik cezasını gerektiren bir hususken kusursuz olduğun iddia edilemeyeceğini, belirterek davanın reddini ve kötü niyetli davacının en az %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” davanın kabulüne ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının yan sigortalısının zararını giderdiği gerekçesi ile müvekkile karşı icra takibi başlatmış yapılan takibe itiraz edilmesi üzerinde de mevcut itirazın iptali davasının açıldığını, davalı firmanın ödediği meblağı teminat kapsamında kalıp kalmadığı davacı yanın ödediği rakam teminat tutarından fazla ise fazlaya ilişkin teminat dışı kalan bu tutarın mevcut davanın konusunun kapsamı dışında kalacağının açık olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkilinin geri geri çıkarken gözcü bulundurmadığını, aynalardan bakmadığını, geri geri çıkarken trafiği aksatmayacak ve tehlikeye atmayacak şekilde çıkması gerektiği gerekçeleri ile müvekkili %100 tam kusurlu olarak nitelemiş müvekkilinin aracına emniyet şeridi üzerinde arkadan çarpan araca ise hiç kusur atfetmediğini, bilindiği üzere emniyet şeridini kullanmanın belli şartlarının olduğunu, bu şartlar dışında emniyet şeridini kullanmak trafik kuralı ihlali olup cezai müeyyide uygulanmasını gerektiren bir husus olduğunu, bilirkişi müvekkilinin geri geri giderken gözcü bulundurmadığını beyan etmiş ise de müvekkilin aracına çarpan araç müvekkilinin aracına emniyet şeridi üzerine çarpmış olup müvekkil gözcü bulundursaydı dahi müvekkil aracına çarpan aracın çarpmasına mani olamayacağını ve mevcut kazanın meydana geleceğinin açık olduğunun, müvekkilinin hiç kusuru olmadığı iddiasında olmadıklarını ve müvekkilinin mevcut kazanın meydana gelmesinde kısmende olsa kusurunun mevcut olduğunu, ancak bilirkişinin emniyet şeridi ihlal eden müvekkilinin emniyet şeridi üzerindeki kamyonunu görmeyecek kadar dikkatsiz araç kullanan ve emniyet şeridi üzerinde duramayacak kadar hızlı seyreden müvekkilinin aracına arkadan çarpan araca hiç kusur atfetmez iken müvekkiline %100 kusurlu bulunması akla, mantığa, hakkaniyete hukuk mantığına Kara Yolları Trafik Kanuna aykırı bir durum oluşturduğunu, ilk derece mahkemesi de tek taraflı olarak düzenlenmiş olan bu bilirkişi raporunu dikkate alarak yanlış bir karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 13/06/2016 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıya kasko sigortalı dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … araç arasında gerçekleşen trafik kazası neticesinde, … plakalı araçta oluşan hasar nedeniyle sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsiline ilişkin yapılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı arasında … plakalı araç için 31/12/2014-2015 tarihleri arasını kapsayan Kasko+ Filo Plus Genişletilmiş Kasko poliçesi düzenlendiği, poliçe ekinde sigorta şirketinin aracı hasar tarihi itibari ile rayiç değerine kadar teminat altına almıştır ibaresinin bulunduğu görülmekle ödemenin teminat çerçevesinde olduğu görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece kusur ve tazminatın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağı çerçevesinde değerlendirme yapılarak davalı araç sürücünün ise % 100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda taraflarca düzenlenen aksi ispat edilemeyen kaza tespit tutanağı esas alınarak düzenlenen kusur raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile 05/05/2019 tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde rapora sadece kusur yönünden itiraz ettiği , hasar hesaplaması yönünden itiraz etmediği anlaşılmıştır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde hasar hesabı bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden hasar belirlemesine ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Bu nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.557,95 TL harçtan peşin alınan 1.389,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.168,65 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/11/2021