Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2635 E. 2021/2015 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2635
KARAR NO: 2021/2015
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2015/985 Esas 2019/517 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın 19/06/2015 tarihinde tam ve asli kusurlu olarak karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin desteği …’ın vefat ettiğini, davalıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, aynı zamanda destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarını, davalıların sorumluluğunun kusur sorumluluğu olmayıp, tehlike sorumluluğu olduğunu, Davalıların sorumluluğunun kusur sorumluluğu olmaması nedeniyle ve yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda zararın tamamından sorumlu olması nedeniyle kusur tespiti yapılmaksızın sayın mahkemece Yargıtayın yerleşik içtihatlarında belirttiği üzerehesaplama yapılırken yaşam sürelerini düzenleyen PMF tabtosu kullanılarak yapılacak hesaplama neticesinde TTK 1427/2 uyarınca tespit edilecek hasar miktarının tamamını veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak ödenmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak 1.000,00 TL defin gideri, 2.300,00 TL destek tazminat olmak üzere 3.300,00 TL maddi tazminatın, 20.000 TL manevi tazminatın (Davalı Sigorta Şirketi eğer manevi tazminat klozu işaretlenmemişse maddi tazminat ve poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla ) yapılan başvuru neticesi eksik ödeme yapıldığından kaza tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında, davacının gerçek zararının tespiti için aktüer incelemesi yaptırıldığını, aktüer raporunda davacının zararı 57.617,00 TL olarak hesaplandığını, müvekkili şirket tarafından tazminattan hiçbir indirim yapılmayarak, davacıya 57.617,00 TL ödeme yapıldığını, davacının tüm zararları karşılandığından davanın reddinin gerektiğini, kazanın oluşumunda müteveffanın asli kusurlu olduğunu, davacı, defin giderlerini talep etmişse de, defin giderlerine ilişkin herhangi bir delil sunmadığından ve defin giderleri sigorta teminatı dışında kaldığından davacının defin giderleri talebinin reddedilmesi gerektiğini, KTK’nın 92/f maddesine göre manevi tazminat talebi zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğundan, manevi tazminat yönünden davanın reddinin gerektiğini, davacının ticari avans faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili 29/05/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; alınan raporlar doğrultusunda davacının maddi zararının karşılandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi Tazminat Davasının reddine, Manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı sürücünün azami hız limitini aşması davalı sürücünün % 25 kusurlu olduğu tespitinin eksik ve hatalı olduğunu , araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı sürücünün, sürücülerin geçmesinin yasak olduğu yerde seyir halindeyken yargılamaya konu trafik kazasının meydana geldiğini, ceza davasında dosyaya sunulan bilirkişi raporunda maddi olgulara ilişkin yapılan değerlendirmelerin Yargıtay yerleşik içtihatları gereği hukuk hakimini bağladığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, hükmedilen tazminat miktarı kabul edilse bile en azından karşı vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken karşı vekalet ücretine de hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 19/06/2015 günü saat 17:20 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklet ile … Caddesini takiben … istikametine doğru seyri sırasında kaza mahalline geldiği sırada idaresindeki aracın ön kısımları ile seyir istikametine göre yolun solundan koşar adımlarla kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı murisi yaya …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’nın vefatı sonucu , sigorta şirketince eksik ödeme nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Kaza Tespt Tutanağında; … plaka no’lu motosiklet sürücüsü …’a 2918 sayılı KTY madde 54/1-b (geçmenin yasak olduğu yerden geçmek)ve 52/1-b (aracının hızını hava, görüş, yol ve trafiğin gerektirdiği şartlara göre azaltmak) kurallarını ihlal etmek, yaya …’a ise 2918 sayılı KTK madde 68/1-B-1 (yaya geçitlerinin bulunduğu yerlerdeki geçitleri kullanmamak ve ışıklı işaretler uymamak) kuralını ihlal etme kusuru izafe edilmiştir. Mahkemece kusur ve tazminat hesabı yönünden 2 trafik 1 Aktüer bilirkişisinden oluşan heyetten alınan raporda özetle; Yaya …’ın meydana gelen trafik kazasında %75 oranında kusurlu olduğunu, … plaka no’lu motosiklet sürücüsü davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği yine davacı vekilinin bilirkişi raporunun kusur oranına yönelik itirazının değerlendirilmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış olup, ATK Trafik İhtisas dairesinin 19/02/2019 tarihli raporunda da olay anını gösterir kamera görüntüsü, CD inceleme tutanağı, olayın oluş şekli, konumu ve beyanlar incelendiğinde kazanın trafik bilirkişisi raporunda belirtildiği şekilde gerçekleştiği ve aynı kusur oranları tespit edildiğine göre tutanak ve raporların birbiriyle örtüştüğü anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan kusur bilirkişi raporunun davacı vekilinin istinaf itirazında belirttiği şekilde (dosyada ceza kusur raporu yok) olsa bile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan çelişkilerin giderildiği ATK kusur raporu hükme esas alındığından kusura yönelik istinaf itirazının reddi gerekmiştir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiği; aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Mahkemece kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplama yapılarak vekalet ücreti belirlenmesinde AAÜT, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen davacı vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi Tazminat Davasının REDDİNE, 2-Manevi Tazminat Davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Maddi tazminat talebi yönünden, alınması gerekli olan 44,40-TL red harcının peşin alınan 79,59-TL den düşümü ile arta kalan 35,19-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 4-Manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 1.024,65 TL karar ilam harcının davalı …’tan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5- Davacı tarafça karşılanan 31,80- TL ilk dava gideri (başvurma ve vekalet harcı) ile manevi tazminat talebi yönünden yapılan 174,00-TL davetiye ve posta gideri ile 1.200,00 TL (sadece trafik bilirkişileri için ödenen ücret) bilirkişi ücretinden oluşan toplam: 1.405,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı üzerinden hesaplanan 904,50 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Manevi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısım karar kesinleştiğinden davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 70,40 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2021