Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/263 E. 2021/203 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/263
KARAR NO: 2021/203
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2015/256 Esas – 2018/596 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … maliki olduğu, davalı … AŞ.nin … poliçe numaralı poliçesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet poliçesi ile sigortalanmış, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 31/05/2013 tarihinde yaya olan müvekkili davacıya çarpmak sureti ile yaralamalı trafik kazasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL yol ve hastane gideri, 4.900,00 TL maluliyetten dolayı meydana gelen ve gelecek zarardan kaynaklı olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 31/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi açısından poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine, manevi acıların karşılığı olarak 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (manevi tazminat talebine ilişkin dava açısından davalı sigorta şirketinin hasım olmadığı) müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …A Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın, … poliçe numarası ile 19.07.2012-19.07.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkil şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminatı dışında kaldığını, sigortalı aracın kusuru oranında tazminat ödeneceğini, davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispatı gerektiğini, kusura itiraz ettiklerini, dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, maluliyet tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesini, daha sonra aktüer bilirkişiye gönderilmesi, davacıya ait SGK kayıtlarının celbi ve dava konusu kaza nedeniyle davacıya ödenen rücuya tabi bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tenzile tabi tutarının sorulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1-2 dakika E-5 Yan yolda ilerledikten sonra, yaya geçidine yakın bir noktada, davacı … ansızın otobüs durağından karayoluna çıktığını, müvekkilinin kullandığı aracın sağ aynasına çarptığı, davacının müvekkilinin görüş alanı olan aracın ön kısmına değil, ansızın aracın yan kısmına çarptığı; davacının yola geçtiği yerde çok yakın mesafede yayalar için üst geçit bulunduğunu, davacının taşıt yolunu trafiği engellemeyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde güvenli geçiş gereklerine uymadan, gelen araçların güvenli bir şekilde durması mümkün olmayacak şekilde yoldan karşıya geçmeye çalıştığını, yine karşıya geçmek için kullanması zorunlu olan üst geçidi kullanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece dosya kapsamında delillerin toplandığını, Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/804 Esas sayılı dosyasında trafik kusur uzmanı … tarafından tanzim edilen 13/03/2015 tarihli raporda yaya müşteki … asli kusurlu … plakalı aracı kullanan sanık … tali kusurlu olduğu yönünde rapor tanzim ettiğinden bahsedilerek kusur noktasında hiçbir tereddütün kalmaması yönünden dava dosyasının tomarıyla birlikte İTÜ öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişilere tebliğine karar verildiğini, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 14/07/2017 tarihli rapora göre bedeni zararla sonuçlanan trafik kazasında davacı yaya … asli olarak %75, davalı sürücü … tali olarak %25 oranlarında kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu kapsamlı rapora rağmen mahkemece raporun esas alınmadan davacının sırf üst geçidi kullanmadığı gerekçesiyle müvekkilinin kusurlu davalının kusursuz olduğu kabul edilerek usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 31/05/2013 tarihli kaza tespit tutanağına göre saat 19.48 sıralarında sürücü …, idaresinde bulunan … plakalı aracı ile Büyükçekmece istikametinden Eski Londra Asfaltı üzerinden Mimarsinan istikametine seyrederken … önüne geldiğinde aracının ön sağ tampon, ön sağ çamurluk ve sağ ayna kısımlarıyla İETT otobüsü durağı yanından çıkıp yolun karşısına … olan kısma geçmek isteyen yaya … çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.Tutanakda kazanın oluşumunda araç sürücüsü … 2918 sayılı KTK’nın 47/1d (trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüğe uymamak), yaya … KTK’nın yaya kusurlarından olan 68/1 (yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde trafiği tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmak) kusurunu ihlal ettiği belirlenmiştir. Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesince, olayla ilgili ceza yargılamasında bilirkişi … kusur raporu alınmış, raporda; davacı yayanın asli kusurlu, davalı sürücünün ise hızını gerekli şartlara uygunluğunu sağlamama KTK 52. maddesi kapsamında tali kusurlu olduğu belirlemesi yapılmıştır. Mahkemece bu kez Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmıştır. Bu raporda; sanık sürücünün sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında kontrolsüz vaziyette kaldırımdan aniden kaplamaya giren müşteki yayaya çarptığı olayda kazanın oluşumunda atfı kabil kusurunun bulunmadığı, müşteki yayanın ise olay mahallinde geçiş yapmak için kaplamaya girmeden evvel seyir halinde olan araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, kontrolü sağlamadan kaldırımdan kaplamaya girerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, ilk geçiş hakkının sanık sürücü sevk ve idaresindeki araca vermediği, bu nedenle asli kusurlu olduğu belirlemesi yapılmıştır. Ceza mahkemesince, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporuna itibar edilerek yayanın kontrolsüz bir şekilde aniden kaplamaya girdiği, olayın oluş şekli mahallin özellikleri, ifadeler ve tüm dosya kapsamına göre katılanın tamamen kendi asli ve tam kusurlu dikkatsiz ve tedbirsiz hareketleriyle yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın üzerine atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinde incelenerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile kesinleşmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Bu kapsamda mahkemece her ne kadar ayrıca İTÜ’den dört bilirkişiden oluşan heyetten kusur raporu alınmış ve bu raporda davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ise de, bilirkişi heyetinin sayısal olarak HMK’nın 267. maddesine aykırı şekilde oluşturulması doğru olmadığı gibi ceza mahkemesince maddi vaka değerlendirilirken dosyamız davacısı olan katılanın tamamen kendi asli ve tam kusurlu dikkatsiz ve tedbirsiz hareketleriyle yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın üzerine atfı kabil kusur bulunmadığının kabul edilmiş olması karşısında ve bu kararın da derecattan da geçerek kesinleşmiş olması durumunda bu maddi olgu artık hukuk mahkemesi için de bağlayıcı nitelikte olduğundan mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/02/2021