Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2619 E. 2021/1979 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2619
KARAR NO: 2021/1979
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2017/662 Esas – 2019/563 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … A.Ş. adına kayıtlı, diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın 04/12/2013 tarihinde seyir halinde iken yaya kaldırımında bulunan …’ya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, olayın oluşumunda davalının tamamen kusurlu olduğunu ve ceza yargılamasında mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin olay nedeniyle uzun süre yoğun bakımda kaldığını ve tedavisinin halen sürdüğünü belirterek davacı … için (hastane masrafı, yol gideri, iş gücü kaybı, çalışılamayan günler kaybı) 1.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacıların her biri için 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 88.098,77 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Ceza mahkemesi sonucunun beklenmesi gerektiğini, kazada … yaralanmış olduğu ve diğer davacıların dava açma ehliyetinin bulunmadığını, istenen tazminatın fahiş olduğunu, kendisinin davacıya çarptığına dair herhangi bir delil bulunmadığını, davacıların davayı diğer davalılara açmaları gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin geçici işgöremezlik ve kazanç kaybından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, sürekli işgöremezlik tazminatı dışında davacının tedavi ve yol giderleri talep etmesinin mümkün olmadığını, SGK tarafından ödenmiş ve rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yaralanmasına diğer davalının sebebiyet verdiğine dair somut bir kanıt bulunmadığını, müvekkilinin adam çalıştıran olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ceza yargılamasında verilen kararın henüz kesinleşmediğini, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın Kısmen Kabulüne, 2-26.098,77 TL maddi tazminatın, davalı ….’nin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, 3-Davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 48.000,00 TL manevi tazminatın 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … A.Ş.ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan rapor almadan, tek kişi tarafından düzenlenen kusur raporunun esas alınmasının doğru olmadığını, davacının bir mesleği ve işi bulunmadığından afaki olarak bir maluliyet oranı belirlenmesinin yerinde olmadığını, ayrıca davacının herhangi bir maluliyeti bulunmadığını, dosyada “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmiş bir raporun bulunmadığını, aktüer raporda belirtilen rakam üzerinde karar verilmesinin yerinde olmadığını, geçici iş göremezlik tutarının 6111 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeni ile SGK tarafından karşılanacağı dikkate alındığında bu tutarının hesaplamada düşülmesi gerekmesine rağmen düşülmemesi ve mahkemenin de bu düşüm yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca hiçbir geliri olmayan, işi olmayan davacının iş göremezlik ücreti alamayacağını, tüm davacılar yönünden ve fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; Davalı …. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı … AŞ adına kayıtlı, diğer diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 04/12/2013 tarihinde davacı …’ya çarpması sonucu, …’ nın yaralanmasına bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere, Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1664 E. sayılı dosyasından alınan ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen kusur raporuna, kaza tespit tutanağına, kazanın oluşuna uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğunun anlaşılmasına göre bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin kusura yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Dosyada “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmiş bir raporun bulunmadığı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş olup) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş 23/05/2018 tarihl ATK İhtisas Kurulu raporuna göre …’nın % 5.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 04/12/2013 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur. 24/11/2018 tarihli aktüer raporu ile % 100 kusur ve maluliyet raporundaki oranlar üzerinden hesaplama yapılarak 5.094,31 TL geçici iş göremezlik ve 21.004,46 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış, mahkemece toplamları üzerinden karar verilmiştir. Hiç çalışmayan bir kişinin bile hayatını sürüdürebilmek için en az asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla asgari ücret üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin davacının iş göremezlik ücreti alamayacağına yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. 13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.2.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı…” hükmüne yer verilmiş; 6111 Sayılı Yasanın Geçici 1.maddesinde de “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılanacağı…” hükmü getirilmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, 6111 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan ve belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten, sürücü ve sigortacının sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla iş göremezlik tutarının 6111 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeni ile SGK tarafından karşılanacağına yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”, yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’nın yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesinde hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2. maddesi kapsamında davacı eş … ve … lehine verilen manevi tazminat miktarının yeterli ve makul olduğu; TBK’nın 56/1. maddesi kapsamında davacı … lehine ve TBK’nın 56/2. maddesi kapsamında diğer davacılar lehine belirlenmesi gereken manevi tazminat miktarının İlk Derece Mahkemesince bir miktar fazla takdir edildiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı, istinaf etmeyen davalı … açısından aynen muhafaza edilmek suretiyle, istinaf eden diğer davalı yönünden düzeltilerek düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 2-26.098,77 TL maddi tazminatın, davalı ….’nin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, 3.a İstinaf talep eden davalı … A.Ş. bakımından Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 34.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne; b. Davalı … bakımından Davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 48.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, c. Kabul edilen manevi tazminatın; Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 34.000,00 TL manevi tazminatın 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen; Kalan manevi tazminattan; Davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, 4-Fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.061,68 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 215,18 TL peşin harç ve 430,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.416,50 TL harcın davalılardan (İstinaf etmeyen … bu miktarla sorumlu, istinaf eden diğer davalı … A.Ş. 3.460,16 TL miktar ile sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafça peşin yatırılan 215,18 TL harç, 430,00 TL ıslah harcı, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 414,60 TL tebligat ve posta masraf olmak üzere toplam 2.409,78 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 2.024,21 TL yargılama giderinden 1.808,10 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan 216,11 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden 3.131,85 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden 5.630,00 TL vekalet ücretinden 4.080,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan 1.550,00 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, 9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden 3.360,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş’ne verilmesine, 10-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … A.Ş. tarafından yapılan 45,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş.’ne verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2021