Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/26 E. 2021/166 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/26
KARAR NO: 2021/166
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2015/606 Esas – 2018/1020 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı ve … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı bulunan araç ile müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu … plakalı aracın karıştığı yaralanmaları ve maddi hasarlı trafik kazasında yolcu konumunda bulunan ve kazanın oluşumunda hiçbir kusuru bulunmayan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını belirterek HMK’nın 107.maddesi gereği fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 250,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL kalıcı maluliyet tazminatı, 150,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.000,00TL tazminat talep ve dava etmiştir. Davacı vekili talebini ıslah dilekçesi ile 41.836,14 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin müvekkilinin bakıcı ve tedavi giderleri ile ilgili maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, davanın reddini, aksi halde tedavi ve bakıcı giderleri dışındaki maddi tazminat talepleri bakımından belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, tedavi ve bakıcı giderlerine yönelik maddi tazminat talebinin reddine, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 4.373,76 TL geçici iş görememezlik, 31.911,63 TL Sürekli iş görememezlik, 5.550,75 TL tedavi gideri olmak üzere 41.836,14 TL toplam maddi tazminatın dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu kaza davacının arkadaşının aracında yolcu olduğu sırada meydana gelmiş olmakla bu husus bizzat davacı yan ifade tutanağı ile de sabit olup, hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini, geçici iş göremezlikten kaynaklanan zarar (kazanç kaybı) bir dolaylı zarar olarak trafik sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında olduğunu, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 59. ve Geçici 1. maddesi ile 2918 sayılı KTK 98. maddesinde yapılan değişiklik ile 25.02.2011 tarihinden önceki ve sonraki tüm trafik kazaları ile ilgili tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını, tüm bunlar ışığında kişiye gelen doğrudan zararlar dışındaki tüm istemler sorumluluk kapsamında bulunmadığını geçici iş göremezlik zararlarının teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ek istinaf dilekçesinde ise; dosyada mevcut ifade tutanaklarından anlaşılacağı üzere davacı …’ın ifadesinde açıkça kaza sırasında sarı ışıkta geçtikleri yönünde beyanda bulunduğundan, davacının bu beyanı kapsamında sigortalı araç sürücüsünün yargılamaya konu kazada herhangi bir kusurunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olmakla davacı yanın asli kusuru sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün açıkça hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maluliyet, tedavi gideri ve bakıcı gideri bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır taşıması indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağında her iki araç sürücüsü yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiğinden kusur değerlendirilmesi yapılamadığı belirtilmiş, ceza soruşturmasında da takipsizlik kararı verildiği, kusur raporu alındığı görülmemiştir. Mahkemece içinde trafik kusur ve hasar uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden alınan 18/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı otomobil sürücüsü …’ın olayda % 50 oranında kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı otomobil sürücüsü …’ın olayda % 50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca her iki araç sürücüsü de yeşil ışıkta geçtiklerini beyanla uzlaşma tutanağı imzaladıkları, davacının sarı ışıkta geçtik beyanı dışında hazırlık soruşturmasında da başka bilgi belge olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki meydana gelen trafik kazasında davacı yolcu konumunda olup kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.857,83 TL harçtan peşin alınan 714,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.143,38 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/02/2021