Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2525 E. 2021/1867 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2525
KARAR NO: 2021/1867
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2014/286 Esas – 2019/392 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/01/2014 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın seyir halinde iken Balıkesir – Bursa karayolu üzerinde direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi nedeniyle araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, yaralanma neticesinde ameliyat olduğunu, olaya ilişkin olarak Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin 19/05/1994 doğumlu olduğunu ve inşaat ustası olarak çalıştığını, günlük gelirinin 70,00 TL olduğunu, müvekkilin iş gücü kaybı geçirdiğini belirterek davanın kabulü ile 3.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin poliçe limitleri içerisinde sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı ve işletenin polis tutanağındaki ifadelerine göre taşımanın hatır taşıması olduğunu, davacının gelirine ilişkin herhangi bir kayıt sunulmadığını, bu nedenle yapılacak hesaplamada baz alınacak ücretin asgari ücret olması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 57.552,33 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, davacının belgelendirilmiş geliri yerine ücret araştırması sonucu bulunan tutarın hesaplamada esas alınmış olduğunu, davacı kaza tarihinde 20 yaşında olmakla inşaat ustası olduğu belirtilerek talep edilen ücretin doğru olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış olduğunu, mahkeme tarafından davacının bu işi yaptığına dair herhangi bir araştırma yapmamış olduğunu, tanık dahi dinlememiş olduğunu, eksik inceleme olduğunu, 20 yaşındaki davacının usta olması ve asgari ücretin 2,15 katı ücret almasının mümkün olmadığını, bu durumun düzeltilmesi halinde hesaplanan rakamın yarı yarıya düşmekte olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hatalı olmakla bulunan tutarın fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi (sürekli maluliyet) tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından,15/01/2014 tarihinde davalıya zmms ile sigortalı … plaka sayılı aracın tek taraflı meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanması nedeniyle sürekli maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 tarih, 2016/19993 E. ve 2019/8923 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Trafik kazası sonucu iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar gören kişinin geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı yada bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup yerel mahkemede bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle zarar gören davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise çalıştığı iş yerinden trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordrolarını getirtilmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, mesleğini icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. Zarar görenin kaza tarihinde çalıştığı iş yerinde aldığı ücretler gelir olarak kabul edilebilir.” Somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesine ekli mahalle muhtarlığının trafik sigortasına verilmek üzere düzenlenmiş gelir belgesi ekli olduğu, belgede davacının inşaat ustası olup günlük 70,00 TL ücret aldığının belirtildiği görülmüştür. Mahkemece emsal ücret araştırmasında daha yüksek ücret bildirildiğinden hükme esas alınan raporda, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden (aylık asgari ücretin 2.5 katı oranında) ve kolluk araştırması yapmadan davacı beyanına göre yapılan hesaplamadaki miktara hükmedilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken, yukarıda anılan Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ettiği ancak belirli bir işyerinde çalıştığından söz etmediğine göre, ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalı, davacının asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini ispat etmesi gerekmekte olup, aksi halde zarar gören davacının geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplama yapılması için ek rapor alınarak sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2021