Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2524 E. 2021/2083 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2524
KARAR NO: 2021/2083
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/04/2019
NUMARASI: 2014/33 Esas – 2019/461 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 29/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/05/2013 tarihinde davacının kasko teminatı altındaki sürücü …’ın yönetimindeki kamyonet ile davalı sigortanın trafik sigortası teminatı altındaki, davalı …’ın sürücüsü sahibi olduğu otomobilin ve dava dışı …’nin yönetimindeki kamyonetin kazaya karşıtığı davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde %60 kusurlu olduğu, sigortalı kamyonetin pert ve hasar tutarının 40.839,00 TL olduğunu, sigortalının 482,00-TL prim borcu düşüldükten sonra 18/06/2013 tarihinde kalan 40.357,00-TL hasar tutarının ödendiğini, davalı sürücünün %60 kusuruna denk hasar tutarının 24.503,40-TL olduğu ve davalılardan tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itirazları ile durdurulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile asıl alacağın ödenme tarihi 18/06/2013 itibariyle işlenmiş yasal faizi ile tahsili için 16/08/2013 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını davacının sunduğu ekspertiz raporunun kabul edilmediğini kusur ve hasarın bilirkişi tarafından belirlenmesini beyanla davanın… plakalı aracın trafik sigortası teminatları altında ve limitinin 25.000,00-TL olduğunu … plakalı araç sürücüsünün kusuru olmadığı için tazminat sorumluluklarının olmadığını, temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş’nin 30/09/2016 tarihli yazısında, kazaya karışan dava dışı … plakalı aracın hasar tutarı karşılığı 11/07/2013 tarihinde 2.198,00-TL ödendiği beyan edildiğini ödeme belgesi sunulmadığını beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında vaki itirazın kısmen iptaline, takibin 19.703,4 TL asıl alacak 286,64TL işlemiş faiz (… sigorta işlemiş faiz yönünden 136,3 TL sorumlu olmak kaydı ile) olmak üzere toplam 19.990,04 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigortalı bulunan aracın davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunduğunu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunmakta olup ilk derece mahkemesi tarafından bu çelişkiler giderilmeden karar verilmiş olmasının kabul edilebilir olmadığını, istinaf taleplerinin kabulünü, usul ve hukuka aykırı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/33 esas 2019/461 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini, bozulması talep ettikleri ilk derece mahkemesi kararının ilamlı takibe konu yapılabilecek olması karşısında tehir-i icra karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 15.05.2013 günü saat 15.15 sıralarında, TEM otoyolu Kocaeli- İstanbul bölümünde, dava dışı sürücü …’nin yönetiminde bulunan … plakalı … marka kamyonet ile sol şerit üzerinde İstanbul istikametinde giderken olay yerinde sağındaki orta şeritte seyrederken önündeki aracı sollayıp geçmek amacı ile önüne giriş yapan davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından …/2 numaralı ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı … marka otomobile arkadan çarptıktan sonra arkadan sol şeridi takiben gelmekte olan üçüncü sürücü …’ın yönetiminde bulunan ve davacı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış olan … plakalı … marka kamyoneti ile ilk çarpışma sonucu önünde kalan … plakalı … marka kamyonete arkasından çarpması sonucu meydana gelen zincirleme kaza nedeniyle davacı şirket, kasko poliçesi ile sigortalamış olduğu … plakalı araçta meydana gelen hasarla ilgili olarak sigortalısına yaptığı ödemeyi, davalı sürücü …’ın %60 oranında kusurlu olduğunu esas alarak bu kusur oranına tekabül eden miktarı icra takibi suretiyle davalı taraftan talep ettiği, talebin davalılarca kazada kusurları olmadığı öne sürülerek itiraza uğraması nedeniyle eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 24.10.2014 tarihli kusur raporunda sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu olduğu bildirilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda ise davalının arkasından ve sol arkasından gelmekte olan trafiği kontrol etmediği ve sol şeritten gelmekte olan dava dışı kamyonetin önüne trafiği tehlikeye atacak şekilde çıktığı, bu davranışının olaydaki asli sebebi teşkil ettiği, davalı sürücü …’ın kazanın oluşmasında tam kusurlu davrandığı, dava dışı sürücü …’ye ve sürücü …’a kusur yüklenmesinin mümkün görülmediği kanaati bildirilmiştir. Kusur raporları arasındaki çelişkiyi gidermek için İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolu ve Trafik Mühendisliği Öğretim Üyelerinden seçilen bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup bilirkişi heyeti; … plakalı aracın maliki ve sürücüsü diğer davalı …’ın olay yerinde orta şerit üzerinde seyrederken önündeki aracı dikkatsiz, tedbirsiz ve sol şeridi takiben arkadan gelen trafiği tehlikeye düşürecek şekilde geçiş yapması sebebiyle meydana gelen iki çarpışmada da %60 oranında olmak üzere birinci derecede kusurlu, zincirleme kazaya karışan diğer iki araçtan … plakalı aracın dava dışı sürücü …’nin ilk çarpışmada, … plakalı aracın sürücüsü …’ın da ikinci çarpışmada olmak üzere %40 oranında kusurlu sayılmalarının uygun olacağı bildirmiştir. Mahkemece İTÜ’den alınan kusur raporundaki kusur oranına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan kusur raporu istinaf eden davalı sigorta şirketine 06/03/2017 tarihinde ve yine davaya konu aracın rayiç değeri ile ilgili hükme esas alınan bilirkişi …’ın raporu istinaf eden davalı sigorta şirketine 07/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ancak her iki bilirkişi raporuna da süresinde itiraz edilmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporu ve araç rayiç bedeline ilişkin raporun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranları ve rayiç bedel bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusur ve rayiç bedele ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan; … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan; … Sigorta A.Ş.) vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.365,51 TL harçtan peşin alınan 340,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.025,11 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2021