Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2522 E. 2021/1976 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2522
KARAR NO: 2021/1976
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2014/1033 Esas – 2019/314 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2008 günü yeşil ışık kendisine yandığı için karşıya geçmek isterken aniden plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir motosikletin kendisine çarpması neticesinde davacının ağır şeklide yaralandığını, meydana gelen kaza sonrasında müvekkilinin %24 oranında vücut fonksiyonlarını kaybettiğinin belirlenmesi üzerine … tarafından müvekkilinin talebi ile toplam 33.106,00 TL ödeme yapıldığını, her ne kadar müvekkilinin vücut fonksiyonlarındaki kayıp %24 oranında tespit edilmiş ise de bu oranın gerçekte çok daha yüksek olduğunu, müvekkili için yapılmış olunan 33.106,00 TL tutarındaki ödeme miktarının oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin efor kaybı ve ayrıca kazadan sonra çalışamamasından dolayı gelir kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK’nın 107. maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıya başvurulduğu tarihten itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 4.580,57 TL’si geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere 4.680,57 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından davacıya 19/10/2012 tarihinde 33.106,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından 15/10/2012 tarihli ibranamenin imzalandığını, davacının kendi sunmuş olduğu maluliyet raporuna göre ödeme yapılmış olması ve başkaca bir alacağının kalmadığına dair ibranameyi imzalamış olması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, faiz talebi ve faizin başlangıç tarihi ile ilgili taleplerin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin Reddine, 2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin Kabulü ile 4.580,57 TL tazminatın 13/03/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …nın ancak kalıcı maluliyetten sorumlu olduğunu, kaldı ki davacının dilekçesinde açıkça bu yönde talepte bulunmamış olduğunu, olay tarihinde çalışmayan emekli kişiler için geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmaması gerektiğinden zarar görenin kaza tarihinde 55 yaşında olduğu gözetildiğinde emekli olup olmadığı araştırılmadan karar verildiğini, varsa gerçek zararın karşılanması gerektiğinden ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılıp, geçici iş göremezlik maluliyet tazminatı ile birlikte değerlendirilerek, güncel ödemenin toplam tutardan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkilinin yapmış olduğu ödemenin güncellenmiş halinin bilirkişi raporunda hesaplanan toplam tazminattan fazla olduğunu, böylelikle davacının bakiye tazminat alacağı olmadığı tespit edildiğinden davanın reddinin gerektiğini, temerrüt tarihinin dava tarihinden önceki bir tarih olarak kabulünün hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat/ istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; davacının 19/07/2008 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle kendisine ödeme yapılmış ise de artan maluliyet iddiasına dayalı maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 119.maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar düzenlenmiştir. Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir. Mahkemece 16/01/2019 tarihli oturumda, davacı vekiline dava dilekçesinde talep edilen tazminatın hangi kalem yönünden ne kadar olduğunu açıklamak üzere 1 haftalık süre verilmiş, davacı vekilince sunulan dilekçe ile 1.000,00 TL talebin, 100 TL’sinin sürekli işgörmezlik tazminatı, 900 TL sının ise geçici iş görmezlik tazminatı talebi olduğu beyan edilmiştir. Bu itibarla davalı vekilinin geçici tazminat talebi bulunmadığına yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa … ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun davacı için belirlenen maluliyet oranı, kaza tarihindeki yaşı, olay tarihinde emekli maaşı aldığı ve pazarcılık yaptığı değerlendirilerek asgari ücret üzerinden, PMF yaşam tablosuna göre düzenlendiği, yapılan ödemede düşülerek kusur oranlarına göre tazminatın belirlendiği anlaşıldığına göre usul, yasa, Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş hesaplama yöntemine göre tazminat hesabı içeren aktüerya raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacı emekli olmakla beraber pazarcılık yaptığı, gelir elde ettiği anlaşılmakla geçici iş göremezlik talebinin kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 312,89 TL harçtan peşin alınan 78,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 234,64 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/11/2021