Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2516 E. 2021/2009 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2516
KARAR NO: 2021/2009
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/03/2019
NUMARASI: 2016/1252 Esas – 2019/275 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 15.09.2016 günü davalı … adına kayıtlı ve diğer davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın müteveffa …’a çarpması nedeniyle ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, müteveffanın günlük 120 TL net ücret ve 20-50 TL arasında değişen miktarlarda bahşiş olmak üzere günlük 140-170 TL net gelirle ailesini geçindirdiğini, 05.10.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini ve … no.lu hasar dosyası üzerinden 27.10.2016 tarihinde 35.681,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin davacıların gerçek zararlarını karşılamadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davasının kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 4.000,00 TL’den toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın/destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 27.10.2016 tarihinden diğer davalı yönünden ise 15.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 TL’den toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 15.09.2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği bölgenin karşıdan karşıya geçişin kesinlikle yasak olduğu, şehirlerarası devlet karayolu olduğunu, kaza mahallinde veya yakınında yaya geçidi bulunmadığını, davalının hız sınırlarını ihlal etmediğini ve kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapıldığını, hesaplanacak tazminattan bu ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini, davacılara SGK.dan yapılan ödemelerin peşin sermaye değerlerinin indirilmesi gerektiğini, aylık bağlanıp bağlanmadığı konularının araştırılması gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana gelmesinden sonra hasar dosyası açıldığını ve destekten yoksun kalma bedelinin belirlenmesi için ekspertiz yapıldığını, KZMSS Genel Şartlarına göre 35.861,00 TL destekten yoksun kalma bedelinin tespit edildiğini ve davacı tarafa 15.09.2016 tarihinde ödeme yapıldığını, davaya dayanak yapılan … no.lu poliçenin başlangıç tarihinin 09.06.2015 olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının esas alınması gerektiğini, dava konusu talepler yönünden sigorta şirketinin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren yasal faiz olacağını, avans faizi isteminin reddi gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı eş …ın maddi tazminat davasının kabulü ile 4.000,00 TL destek tazminatının davalı sigorta şirketinden 27/10/2016 tarihinden itibaren, Davalı …dan ise kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı eş …a verilmesine, davacılardan …, …, …ın açmış oldukları maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı çocuk …a 1.340,45 TL, davacı çocuk …a 1.075,61 TL, davacı çocuk …’a 364,44 TL destek tazminatının davalı sigorta şirketinden 27/10/2016 tarihinden itibaren, Davalı …dan ise kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı Çocuk … ın açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili ile katılma yoluyla davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava süresince dosyaya sunulan raporlara ilişkin yapılan itirazların dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından usul ve yasaya aykırı olarak müteveffanın en son çalıştığı işyeri tarafından verilen günlük 120,00 TL yevmiye ile çalıştığına dair belge dikkate alınmayıp asgari ücrete göre yapılan hesaplamalar kabul edildiğinden müvekkillerinin mağduriyetine neden olduğunu, tazminat taleplerinin hiçbir gerekçe sunulmadan reddedildiğini, davalı gerçek kişiler aleyhinde devam eden destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamaları genel hükümlere tabi olduğundan söz konusu itirazının sonuçsuz kaldığını, davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, 15/09/2016 tarihli bilirkişi raporundaki davalı yönünden %25 kusur oranının kabul etmediğini, meydana gelen kazada asli kusurlu olarak hareket eden …’ın kaza anında üzerinde koyu renk elbiselerin bulunmasının da dikkate alınması gerektiğini, davalı müvekkil idaresindeki … plakalı aracın kazanın olduğu yerden 40 metre sonra durabildiği belirtilerek aşırı hızlı tespitinin kurulması tamamen hatalı olduğunu, müvekkil aleyhine hatalı değerlendirmeler barındıran 06/04/2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davadan evvel müvekkil tarafından davacılara dava konusu talepler ile ilgili ödeme yapıldığını, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da emsal Yargıtay kararları doğrultunda isabetli olarak ödeme tarihi verilerine göre bir hesaplama yapıldığını, ancak bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere her bir davacının ödeme yapılan tarihte zararının %91,37 oranında karşılandığı ve yapılan ödeme ile zarar arasında açık bir nispetsizlik bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları doğrultusunda davacıların zararının karşılanmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 15.09.2016 günü saat 20.00 sıralarında Bursa Balıkesir yolu 3,6 Km’sinde … benzin istasyonu önünde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobiliyle Bursa’dan Balıkesir’e giderken … benzin istasyonu önünde bölünmüş yolun sol tarafından orta refüj bariyerlerini atlayarak sol şerit üzerinden karşıya geçmek için yaya …’a aracının ön kısmı ile yayanın sağ yan kısmına çarpmış ve 42 m ileriye orta refüj içine fırlatmış, yaya olan davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir. Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre ;kazanın oluşumunda yaya … 2918 sayılı KTK’nın 68. maddesinde belirtilen ışıklı veya işaretli yaya geçidi olmayan yerde yaklaşan araçların hız ve yakınlığını dikkate almamaktan, sürücü … ise md.52 aracının hızını mahal şartlarına uydurmamaktan kusurlu bulunmuştur. Mahkemenin hükme esas aldığı kusur raporuna göre yine tutanakta belirtilen kuralları ihlalden, davalı sürücü …’ın % 25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların murisi yaya …’ın olayda % 75 oranında asli kusurlu olduğu olduğu belirtildiğine göre, raporların birbiriyle örtüştüğü, olayın oluşuna ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davalı … vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazının manevi tazminat yönünden reddine karar verilmiştir. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut uyuşmazlıkta yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL olacaktır. Mahkemece, davacı eş … için 4.000,00 TL, … için 1.340,45 TL, davacı çocuk … için 1.075,61 TL, davacı çocuk … için 364,44 TL maddi tazminat miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu halde davanın kabul edilen kısmı kararın verildiği tarih itibarı ile 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalıların İlk Derece Mahkemesince verilen maddi tazminat kararı için HMK’nın 341/4.maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalılar vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı). Somut olayda SGK hizmet dökümüne göre müteveffanın vergilendirilmiş geliri asgari ücret olarak gözüktüğü ve bunun aksini gösterir eş değer nitelikte yazılı bir belge ibraz edilmediğinden hesaplamaların yasal asgari ücretlere göre yapılmış olmasında ve davalı sigorta şirketi ile davalı şahıs için aynı hesaplama yöntemi uygulanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar düşük belirlendiği kanaatine varılmış ve bu yönde ki istinaf itirazının kabulüne karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- a.Davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, a.Davalı … vekilinin manevi tazminata (kusura) ilişkin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, b.Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-a)Davacı eş …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile 4.000,00 TL destek tazminatının davalı sigorta şirketinden 27/10/2016 tarihinden itibaren, Davalı … dan ise kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı eş … a verilmesine, b)Davacılardan …, …, … ın açmış oldukları maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı çocuk …a 1.340,45 TL, davacı çocuk …a 1.075,61 TL, davacı çocuk …a 364,44 TL destek tazminatının davalı sigorta şirketinden 27/10/2016 tarihinden itibaren, Davalı …dan ise kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c)Davacı Çocuk …ın açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine, 2-Davacıların davalılardan …a yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; Davacı eş …’a 15.000,00 TL, Davacı çocuk …’a 7.000,00 TL, Davacı çocuk …’a 7.000,00 TL, Davacı çocuk …’a 7.000,00 TL, Davacı çocuk …’a 7.000,00 TL Olarak belirlenen manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …dan alınarak davacılara belirtilen miktarlarla verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 463,17 TL harçtan peşin alınan 68,31 TL ( Maddi Harç ) harcın mahsubu ile bakiye 394,86 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.937,33 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.595,78 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 5-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 409,86 TL peşin harç masrafının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davacılar …, …, …, …’ duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacılara verilmesine, 7-Davacılar …, …, …, … ve … duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan (her bir davacı lehine ayrı ayrı olmak üzere) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 8-Davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 2.725,00 TL (AAÜT 3/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacılardan …, …, … ve …’dan tahsili ile davalılara verilmesine, ( Davacı çocuk …’ın 2.725,00 TL’sinden, davacı çocuk …’ın 1.340,45 TL’sinden, davacı çocuk …’ın 1.075,61 TL’sinden, davacı çocuk …’ın 364,44 TL’sinden sorumlu tutulmasına), 9-Davalı … duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan (her bir davacı için ayrı ayrı sorumlu olmak üzere) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 10-Davacılar tarafından yapılan toplam: 1.881,90 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 780,68 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına, (Davalı … Sigorta A.Ş ‘nin 106,33 TL’sinden sorumlu tutulmasına, ) 11-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 12-Davalılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a.Maddi tazminata ilişkin; İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusu sırasında yatırmış oldukları istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine, b.Davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu bakımından alınması gereken 2,937,33 TL karar harcından davalı … tarafından yatırılan 204,93TL harcın mahsubu ile 2.732,40 TL bakiye harcın adı geçen davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir iradına, 3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 108,96 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2021