Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2464 E. 2021/1407 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2464
KARAR NO: 2021/1407
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/179 Esas – 2019/180 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 27.07.2015 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kaza neticesinde destek …’in vefat ettiğini, kazanın oluşumunda kusurun sürücüye ait olduğunu, davacılar …’in desteğin eşi, … ve …’in ise çocukları olduğunu, kazaya konu … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde … poliçe numaralı ZMSS ile sigortalı olduğunu, davacıların ölenin ardında bakmakla yükümlü oldukları kişiler olmaları nedeniyle üçüncü kişi durumunda bulunduklarını belirtmiş, poliçede belirtilen meblağ üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davacılara ödenmesini dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, trafik sigortası yeni genel şartları uyarınca sürücünün %100 kusurlu olarak ölmesi sonucu varislerin destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, işleten ve sürücünün ölümünün trafik sigortası teminatına girmediğini, davacının öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat etmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, davalının dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu, zararın Trafik Sigortası Genel Şartları gereği hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı … tarafından, davalı aleyhine açılan davanın reddine, davacı … ile … tarafından, davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile, … için 50.634,94 TL, … için 32.989,42 TL olmak üzere toplam 83.624,36TL destekten yoksun kalma tazminatının 17/11/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılar … ile … ödenmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili ve davalı …. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının aynı zamanda aracın sigortalısının olduğu ve 3.kişi konumunda olmadığı için teminat kapsamında olmadığını belirtmişse de bu ibarenin yanlış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sürücünün %100 kusurlu olarak yapmış olduğu kaza sonucunda vefat etmesi nedeniyle varislerinin tazminat talep etme hakkının bulunmadığını ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 27.07.2015 tarihinde davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı, davacı …’e ait, davacıların miras bırakanı sürücü …’in sevk ve idaresindeyken tek taraflı kaza yapması sonucu, …’in vefat ettiği, müteveffanın eş ve çocukları olan davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların desteği müteveffanın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17669 E. ve 2017/919 K.sayılı kararı ile Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E. ve 411 K.sayılı kararı, 22.2.2012 gün, 2011/17-787 E. ve 2012/92 K. sayılı kararı, 16.1.2013 gün 2013/17-1791 E. ve 2013/74 K. sayılı kararları). Davacılar murisinin sürücüsü olduğu araç ile 27.07.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kaza neticesinde vefat etmiştir. Davalı nezdinde ZMMS poliçesi tanzim tarihi 17.03.2015 tarihidir. Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinde, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde değişiklik yapan yasa ise 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğinden somut uyuşmazlıkta poliçe tarihinde yürürlükte bulunmayan Yeni Genel Şartlar hükümlerinin, dava konusu olayda uygulanması olanaklı değildir. Bu halde yukarıya aktarılan Yargıtay kararları gereğince davacılar … ve … mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle murisin kusurunun yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebileceği anlaşıldığından bu hususa yönelik davalı istinaf itirazı yerinde değildir. Davacı vekilinin davacı … bakımından istinaf talebi değerlendirildiğinde: Davalı …., davacı …’in işleteni olduğu … plakalı aracın, zmms sigortacısıdır. Poliçe tanzim tarihine göre uygulanması gereken (15 Ağustos 2003 yürürlük tarihli) ZMSS Genel Şartlarının “A.3- Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı kısmının b bendinde, “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” teminat dışında bırakıldığından, başka bir ifadeyle işleten, sigorta sözleşmesi kapsamında 3. kişi konumunda olmadığından davacı … tarafından, açılmış olan maddi tazminat davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı istinaf talebi yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı ve Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a.Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 400,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 340,70 TL harcın karar kesinleştiğinden talep halinde davacı …’e iadesine, b.Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.712,35 TL harçtan peşin alınan 1.429,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.283,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı … bakımından HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık; diğer davacılar bakımından kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/09/2021