Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2444 E. 2021/2080 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2444
KARAR NO: 2021/2080
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2016/368 Esas – 2019/456 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2014 tarihinde … sevk ve idaresindeki ve … adına kayıtlı … plaka numaralı taşıtın … plaka numaralı motosiklete çarpması neticesi sürücü …’nin vefat ettiğini, müvekkillerin destekten yoksun kalmaları nedeniyle …na müracaat ettiklerini, Aktüer Raporu ile 96.410,00 TL ödeme gerçekleştirildiğini, müvekkil … tarafından hak sahibine yapılan ödeme tutarında söz konusu zararın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan araç işleteni …’a ve araç sürücüsü …’a karşı rücu hakkı bulunan müvekkil kurumun ödemiş olduğu işbu tazminat tutarının rücuen tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğinden yetkili icra dairesi Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, Gaziosmanpaşa … İcra dairesinin 96.410,00 TL asıl alacak ve 546,76 TL işlemiş faiz için takip başlatılan 2015/14490 numaralı dosyada yer aldığını belirtilerek başlatılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinde yapılan takibe 02/03/2015 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafça müvekkiller aleyhine önce İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından takip yapıldığını, müvekkilleri aleyhine alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca maaş haczi uygulandığını, söz konusu takibe süresinde itiraz edildiğini, takibe itiraz edilmesinden ve bu itirazın öğrenilmesinden yaklaşık 1 yıl 2 ay sonra, 04/04/2016 tarihinde açıldığını, davacı tarafça yapılan ödemenin hiçbir değerlendirme ve hesaplama yapılmadan doğrudan doğruya talep üzerine yapıldığını, müteveffanın kaza anında kullandığı motora takılı bulunan sepetin bulunması ve bunun motor bakımından taşımaya yeterli olmadığı, motor sürücü ehliyetinin bulunmadığını, motorun muayenesinin yapılmamış olduğunu, davacı tarafın tüm hak ve alacakları zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından 19/06/2014 tarihinde ödeme yapıldığını, bu sebeple zamanaşımı talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 74.554,04 TL asıl alacak ve 546,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.100,80 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatının reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından kusur ve aktüer hesaplama yönünden raporların aldırılmış olup itirazlarına rağmen kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kısmen kabulü ilişkin kararın hukuki temelden yoksun olduğundan kaldırılması gerektiğini, kök rapordaki kusur dağılımına bağlı kalınarak işbu raporda da davalı …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu müteveffa …’nin ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, 6098 Borçlar Kanunu Madde 53 hükmü uyarınca ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranının hukuk mahkemesi için bağlayıcı olmadığı gibi ilk derece mahkemesi tarafından da direk hükme esas alınamayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle … tarafından hak sahiplerine ödenen destekten yoksun kalma tazminatı bedelinin rücuen tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 17.02.2014 günü saat 07.10 sıralarında, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Ömerli istikametinden … caddesini takiben … köyü istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, karşı yön şeridine girdiği sırada karşı yönden gelen müteveffa sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile çarpışması neticesi ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı … tarafından hak sahiplerine ödenen destekten yoksun kalma tazminatının kazanın karşı tarafı olan davalı sürücü ve işletenden tahsili için takip yaptığı, itiraz üzerine duran takibin devamı için itirazın iptali talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanun’un 5/3. maddesine göre ise ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Somut olaya bakıldığında; davacı … zarar gören gerçek kişiye ödediği tazminatın sorumluluğu bulunan davalıdan tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine de eldeki davayı açmıştır. Davacı …, … Yönetmeliği’nin 16. maddesinde sayılan hallere dayanarak ödediği tazminat için sorumlu olan davalı gerçek kişiye rücu etmektedir. Bu durumda …’nın ödeme yaptığı kişi ile davalı, gerçek kişi olup taraflar arasındaki ihtilaf da haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığına göre, açılan dava ticari dava olmadığından uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarih, 2016/11322 E. ve 2018/2585 K. ve 14/02/2019 tarih, 2016/6366 E. ve 2019/1514 K. sayılı kararları). Açıklanan nedenlerle, Mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek esastan karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2021