Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2439 E. 2021/1892 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2439
KARAR NO: 2021/1892
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
NUMARASI: 2016/270 Esas 2019/645 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.12.2006 tarihinde, … Hastanesi önünde otobüs bekleyen müvekkiline plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarparak kaçtığını, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin yaşamını tehlikeye sokan, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen ve sürekli sakat kalmasına neden olacak nitelikte yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin temizlik işçisi olarak çalıştığını, kazaya neden olan aracın tespit edilemediğini, bu nedenle davalıya karşı dava açıldığını, trafik kazası sonucu beden gücü kaybına uğrayan müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500 TL bakıcı bedeli, 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.000 TL sürekli sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 2.000 TL tazminatın temerrüt tarihi itibariyle avans faizi ile tahsili talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kazaya sebebiyet veren araç plakasının tespit edilmesi halinde müvekkilinin sorumluluğunun doğmayacağını, müvekkilinin sorumluluğunun kaza tarihi itibari ile 57.500 TL ile sınırlı olduğunu, davacının yaralanmasından kaynaklanan tedavi giderleri nedeniyle SGK’ya 27/02/2008 tarihinde 3.075,70 TL ödeme yapıldığını, kazanın meydana geliş şeklinin, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat içinde olmadığını, bakıcı giderleri talebinde SGK’nın sorumlu olduğunu, dava tarihi itibariyle yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1.Davanın kabulü ile 42.041,77 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 2.313,33 TL geçiçi işgöremezlik tazminatı ve 5.086,80 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 49.441,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın 06/12/2006 tarihinde meydana gelmiş olup, alacağın zamanaşımına uğradığını, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarının kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olup, işbu kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı lehine bakıcı gideri talebine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkan maluliyet raporunda bakıcıya ihtiyaç duyulduğu konusunda herhangi bir tespitin yapılmadığını, raporda bakıcıya ihtiyaç duyulan süre tespit edilmeden farazi olarak 9 aylık bakıcı giderine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, bu yüzden davacı lehine sürekli bakıcı gideri talebinin kabulünün yerinde olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 06.12.2006 tarihinde, … Hastanesi önünde otobüs bekleyen davacıya plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması sebebiyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri için maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. HMK’nın 319.maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada istinaf talep edene davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacı tarafından açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’inin nazara alınması olanaklı değildir. Dosya kapsamından hükme esas alınan raporların istinaf talep eden davalı tarafa HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur ve maluliyet oranları ile aktüerya raporunda ki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden aktüerya raporundaki bakıcı gideri hesaplamasına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.377,38 TL harçtan peşin alınan (44,40+844,35=)888,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.488,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/11/2021