Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2401
KARAR NO : 2020/3919
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI : 2016/282 Esas – 2019/411 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin geçirdiği kaza nedeniyle yaralandığını ve malül olduğunu, trafik kazasında müvekkilinin uğradığı bedensel zarar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 24.693,52 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç müvekkil şirket tarafından … numaralı ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sürücünün kusuru ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 24.693,34 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; alınan maluliyet raporunda belirlenen % 6,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılması ile davacının maluliyetinin yok denecek kadar az bir seviyede olduğunu, davacının yaşı dikkate alındığında belirtilen orandaki maluliyetin ileride ortadan kalkması ihtimalinin de çok yüksek olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğunun bulunmadığını, bilirkişi raporunda hem geçici iş göremezlik tazminatı yönünden hem de sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden çok yüksek ve fahiş rakamlar hesaplandığını, hükme esas alınan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarındaki eksiklikler ve usul ve yasaya aykırılıklar giderilmeden kurulan yerel mahkeme kararının kaldırılarak delil eksikliğinin (Maluliyet + Aktüer yönden yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle) giderilmesine, her iki yönden bilirkişi raporu alınmasına ve devamında haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 10.01.2016 tarihinde sürücü …sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyri sırasında, olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkması sonucu araçta yolcu olarak bulunan …’ın yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı … şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından poliçe kapsamında sorumluluğu devam ettiğinden bu yöne değinen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan ATK tarafından düzenlenmiş maluliyet raporunda davacının % 6.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği belirlenmiş olup davalı vekilince süresinde maluliyet oranı ve iyileşme süresine açıkça itiraz edilmediğinden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmasına; Yine davalı vekilinin açıkça maddi tazminatın hangi nedenle fahiş belirlendiğini açıklamamış olmasının yanı sıra, hükme esasa alınan 11/02/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda aktif devrede AGİ’li pasif devrede AGİ’siz olmak üzere asgari ücret üzerinden maluliyet oranı, kusur oranı da nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının belirlenmesine göre bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.686,80 TL harçtan peşin alınan (44,40+422,00=) 466,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.220,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/11/2020