Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2333 E. 2021/1888 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2333
KARAR NO: 2021/1888
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2015/1201 Esas – 2019/628 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü A Bölge Trafik Ekipler Amirliğinde görev yaptığını, 03/02/2014 tarihinde görev halindeyken beyaz renkli aracı durdurduğunu, akabinde kontrolü yapmak, evrakları incelemek için aracın önünden geçerken aracın aniden hareket ettiğini ve müvekkiline çarptığını, müvekkilinin çarpmanın etkisiyle aracın ön kaput kısmına düştüğünü ve sileceklerine tutunduğunu, araç sürücüsünün aracı durdurmadan yoluna devam ettiği gibi zigzaglar çizmeye başladığını, müvekkilinin araç daha fazla hızlanmadan kendisini araç üzerinden attığını ve yaralanmasına neden olduğunu, şahsın daha sonra olay yerinden hızlıca kaçtığını, aracın plakası dahi tespit edilemediğini, şahsın müvekkilini öldürmek istercesine aracını müvekkilinin üzerine sürmesinin müvekkilini çok korkuttuğunu, yaşadığı olayın şokunu uzunca bir süre üzerinden atamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici iş göremezlik nedeniyle 400-TL, sürekli iş görmezlik nedeniyle 800-TL, bakıcı masrafı için 100-TL, hastaneye gidiş gelişlerinde oluşan yol masrafları için 200-TL olmak üzere toplam 1.500-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs delillerle ispatlanmasının gerektiğini, kusur ve maluliyet oranları belirlendikten sonra davaya konu tazminatın uzman bilirkişilerce hesaplanmasının gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun … Yönetmeliği uyarınca yalnızca bedensel zararları kapsadığını, bu nedenle geçici iş görmezlik tazminatı, yol masrafı ve bakıcı giderleri talebinin reddinin gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş ve ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren ticari faiz istenemeyeceğini, müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 8.323,72 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 70.423,37 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 1.269 TL bakıcı gideri Toplam 80.016,09 TL tazminatın dava tarihi olan 14/12/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının eksik incelemeyle alınmış olduğunu, polis memuru olan davacının emeklilik yaşının 55 olduğundan, 60 yaşa kadar aktif dönem tazminat hesabı yapılmasının haksız olduğunu, davacı polis memuru olduğundan yüksek maaşı esas alınarak hesaplama yapılmış olduğunu, bunun gibi davacının polis memuru olduğu dikkate alınarak aktif-pasif dönem belirlemesi yapılması gerektiğini, müvekkil aleyhine haksız olarak fazla hesaplanmasına sebep olmuş olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatının SGK tarafından karşılanacağından geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, geçici işgöremezlik süresinin geçici bakıcı ihtiyacı süresini göstermemekte olduğunu, adli tıp kurumu raporunda, davacının sürekli-geçici bakıma ihtiyacı olmadığının açıkça belirtilmiş olduğunu, davacının kazadan 2 ay sonra 08.04.2014 tarihinde işe başlayabileceği hakkında rapor verilmiş olduğunu, davacının geçici işgöremezlik süresindeki zararından müvekkil kurumun sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, A Bölge Trafik Ekipler Amirliğinde trafik polisi olarak görev yapan davacı …’ın, 03.02.2014 günü saat 01.10 sıralarında … Mahallesi … sokak içinde trafik kontrolü yapması sırasında, durdurduğu beyaz renkli … marka bir aracın evraklarını incelemek için önünden geçmesi sırasında aracın aniden hareket etmesi sonucu motor kaputu üzerine düştüğü, sürücünün aracı daha da hızlandırması sonucu kendisini yere attığı, meydana gelen kazada yaralandığı, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 12/04/2019 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporunda pasif dönem başlangıcı hem 60 yaşa hem 55 yaşa göre hesaplanmış davacı ıslah dilekçesinde 55 yaşa göre hesaplamayı tercih ederek talepte bulunmuş, Mahkemece de bu talep doğrultusunda karar verildiğinden bu yöne ilişkin istinaf yerinde değildir. ATK raporunda davacının, başka birinin geçici veya sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı belirlemesi yapılmış olmasına rağmen, Mahkemece bilirkişi olarak seçilen doktor bilirkişinin davacının yaralanmasına göre kendi günlük işlerini yapabilecek duruma gelmesi için 6 haftalık süreye ihtiyaç bulunduğu bu dönemde bakıcıya muhtaç olacağı yönündeki hesabı doğrultusunda bakıcı gideri yönünde karar vermesi doğru olmamıştır. SGK dan gelen cevapta dava konusu kaza ile ilgili müracaat olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3591 Esas ve 2021/4191 Karar sayılı kararında; “..Somut olayda davacının Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 15.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının geçici iş göremezlik süresi yönünden zararı hesaplanırken, bordrosundaki ücretleri esas alınarak zarar hesabı yapılmış ve geçici iş göremezlik tazminatı hüküm altına alınmıştır. Davacının memur olması nedeni ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam etmekte olup, bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeleri kadardır. Bu durumda davacının geçici işgöremezlik süresi içerisinde maaşı eksik ödenmiş ise buna ilişkin fark bedeli ve varsa bu süre için mahrum kalınan ek ödemeler, döner sermaye gelirleri gibi ek gelirleri araştırılarak, çalışamadığı dönem hesabında (varsa) bu gelirler esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması için ek aktüerya raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” belirlemesinde bulunulmuştur. Bu açıklama doğrultusunda Mahkemece yapılması gereken, davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşı eksik ödenmiş ise buna ilişkin fark bedeli ve varsa bu süre için mahrum kalınan ek ödemeler, döner sermaye gelirleri gibi ek gelirlerinin çalıştığı kurumdan araştırılması, bu dönemde alamadığı eksik ödeme varsa bu gelirler esas alınmak suretiyle hesap yapılması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor almak, ATK raporundaki davacının başka birinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı yönündeki kanaati de göz önüne alınarak sonucuna göre usui kazanılmış haklarda gözetilerek karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2021