Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2330 E. 2021/2074 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2330
KARAR NO: 2021/2074
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2016/1047 Esas – 2019/680 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kay. Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 29/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/07/2015 olay tarihinde müvekkil şirket nezdinde … Poliçe no.lu Genişletilmiş Kasko Paket Sigortası ile sigortalı … plakalı aracın sürücü …’in sevk ve idaresindeyken seyir haline bulunan sürücü …’un sevk idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ yan kısımları ile çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza anında … plaka sayılı aracın sürücüsü …’un KTKnın 48. Maddesinde belirtilen promil seviyesine aykırı olarak 1.22 promilli olması sebebiyle asli kusurlu olduğunu ve diğer araç sürücüsünün olayda kusuru bulunmadığının tespit edildiğini, bu kapsamda müvekkil sigorta şirketinin olayda zarara uğrayan araç sahibi …’e sigorta poliçesi kapsamında sovtaj değeri de düşülmek sureti ile 44.800,00 TL ödeme yaptığını, taraflar arasında hasar tazminatının ödendiğine, üçüncü kişilere karşı olan takip ve dava haklarının müvekkil şirkete temlik edildiğine ilişkin bir ibraname imzalandığını, müvekkil şirket tarafından gerek 29.07.2015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı gerekse de Ekspertiz Raporu ile sabit olduğu üzere… plakalı araç sürücüsünün olay nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile müvekkil şirket davalı/borçludan 22.400,00-TL alacaklı konumda olduğundan bu alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas no.lu dosya ile takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; 29/07/2015 olay tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’un vefat ettiğini, kaza nedeniyle İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2015/361 E. Sayılı dosya ile görülen davada mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve diğer deliller ile birlikte yapılan yargılama sonucunda davacı şirkete sigortalı 35 … plakalı araç sürücüsü …’ in asli kusurlu olduğu, müvekkil şirkete sigortalı… plakalı araç sürücüsü …’un ise kusurunun olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafça müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsü…’un KTK’ nun 48. maddesinde belirtilen promilin üzerinde alkollü olması sebebiyle olayda asli kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de kazada …’un herhangi bir kusuru bulunmadığından alkollü olmasının kazanın oluşumunda herhangi bir etkisi ve önemi bulunmadığını ve davacı tarafa sigortalı araç sürücüsünün de alkollü olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca trafik kazalarında sürücünün alkollü olması nedeniyle sorumluluğuna gidilebilmesi için sürücünün kazada kusurunun bulunması ve kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması şartlarının bir arada bulunması zorunlu olduğunu, iş bu davaya konu olayda ise bu iki şart da gerçekleşmediğini, müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından müvekkil şirketin de kaza nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı ..Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş. sigortalısı … plakalı araç sürücüsü…’un %50 oranında kusurlu olduğu ve müvekkil şirketin rücu hakkının doğduğunun 29.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporuyla sabit olduğunu, müvekkil Şirketin poliçe kapsamında zararı sigortalısına ödemiş olmakla rücu hakkını kazanmış olduğunu, yapılan ödemenin ibraneme ile sabit olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin hasarın meydana gelmesinde %50 kusuru bulunan davalıya kusuru oranında rücu şartlarının oluşmuş olduğunu, davalının dayanmakta olduğu ceza yargılamasının mahkemece dikkate alınarak hüküm kurulmasının kabulünün mümkün olmadığını, hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri tarafından verilen kararlarla bağlı olmadığını, raporun denetime elverişli olmadığını, raporda belirtildiği gibi dosya içerisinde …’in KTK’nın 52-a kuralını ihlal ettiğine ilişkin somut delilin bulunmadığını, söz konusu tespitle esasen … tarafından ihlal edildiği belirtilen 47/1-c ve 84-a kurallarının ve hatta 48. madde hükmünün… tarafından’da ihlal edilmiş olduğunu tespit etmiş ise de; söz konusu kural ihlalleri detaylandırılmaksızın kazaya etkisinin olmadığından bahisle kusur bulunmadığı şeklinde görüş bildirilmiş olduğunu, kural ihlali dikkate alınmaksızın kural ihlalini ortadan kaldırır nitelikte kabul edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, davalı …’ un alkollü araç kullandığı ve ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, ceza yargılamasının hukuk hakimini etkilemesi ile …’e %100 kusur atfı kabul edilemez olduğunu, 21.02.2019 tarihli ATK raporu tamamen hatalı olması ve dosya kapsamında alınan her iki raporun çelişkili olması sebebiyle mahkemenin mevcut çelişkiyi gidermeden hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 29/07/2015 günü saat 22:35 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile … üzerinde Çeşme yönünden Alaçatı yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan kavşak mahalline geldiğinde kendisine hitaben yanan kırmızı ışıkta kavşağa girdiği esnada aracının ön kısmıyla; seyir istikametine göre sol tarafından … sokak üzerinden gelip kendisine hitaben yanan yeşil ışık ile birlikte kavşakta geçiş yapan maktul sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sağ yan kısmına çarpması neticesi dava konusu ölümlü, ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı otomobilin hasarı nedeniyle, davacı tarafından sigortalısına sovtaj değeri düşülmek suretiyle ödenen 44.800 TL’ nin 22.400 TL’ sinin … plaka sayılı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlattığı takibe itiraz edildiğinden davacı tarafça eldeki itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında kusur belirlemesi yapılmamıştır. Hazırlık soruşturması aşamasında teknik bilirkişiler marifetiyle mobese kayıtlarının çözümü yaptırılmış ve ayrıca trafik bilirkişisinden kusur raporu alınmıştır. Mobese görüntüsü CD izleme tutanağında … plaka sayılı otomobilin trafik lambasının kırmızı olduğu ve görüntülerden aracın süratli seyrettiği beyaz jeepin düşük hızda yeşil ışıkta karşı tarafa geçmek üzereyken sağ tarafından gelen beyaz audi otonun çarptığı belirtilmiştir. Hazırlık aşamasında Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben hazırlanan 11/09/2015 tarihli bilirkişi raporunda sürücü …’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’un kusursuz olduğu belirtilmiştir. İzmir Ağır Ceza Mahkemesi bu raporu hükme esas almak suretiyle sürücü …’in hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Başkaca rapor alınmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 267. maddesi “Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. İlk Derece Mahkemesince aynı uzmanlık konusu olan (Trafik kusur ve hasar uzmanı) ve HMK 267. maddesine aykırı olarak iki bilirkişi seçmek suretiyle oluşturulan heyetten alınan 29/05/2017 tarihli raporda sürücü … in %50 oranında kusurlu olduğu,sürücü …’un %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ceza Mahkemesindeki rapor ile çelişki oluştuğundan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda; “dava dilekçeleri,Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı ve dosya içerikleri, Mobese görüntü CD ‘izleme tutanağı, kaza tespit tutanağı,tüm beyanlar incelendiğinde, mahal şartları araçların çarpıştıkları yer ve araç hasar fotoğrafları yeşil ışıkta geçiş yapan … plaka sayılı otomobilin sağ tarafından gelen aracın sağ yan kısmına çarptığı hususu dikkate alındığında sürücü … ‘in hızını azaltarak kırmızı ışıkta durmayıp mevcut hızıyla ışık ihlali yaparak kavşağa girdiği ve meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu maktul sürücü …’un kaza esnasında alkollü ise de mevzu bahis kazada yeşil ışıkta geçiş yaptığı ve olayın meydana geliş şekli gözetildiğinde kusurunun bulunmadığı ve tanzim edilen 29/05/2017 tarihli bilirkişi raporu kusur oranı yönüyle isabetsiz bulunarak aşağıdaki kanaate varılmıştır. Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile sinyalize kavşağı dikkate alıp hızını azaltıp müteyakkız bir şekilde seyrederek kavşağa yaklaşıp kendisine hitaben yanan kırmızı ışıkta durup yeşil ışığın yanması ile birlikte kavşağa girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, mevcut hızıyla kırmızı ışıkta ışık ihlali yaparak kavşağa girdiği, geçiş hakkını yeşil ışıkta geçiş yapan araca vermediği , dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullanarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği kazada asli ve tam kusurlu, maktul sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile kendisine hitaben yanan yeşil ışık ile birlikte kavşağa girdiği esnada kırmızı ışıkta ışık ihlali yaparak aracının sağ yan kesimine çarpan araç nedeniyle meydana gelen kazada atfıkabil bir kusuru bulunmadığıdava dilekçeleri,Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı ve dosya içerikleri, Mobese görüntü CD ‘izleme tutanağı, kaza tespit tutanağı,tüm beyanlar incelendiğinde, mahal şartları araçların çarpıştıkları yer ve araç hasar fotoğrafları yeşil ışıkta geçiş yapan … plaka sayılı otomobilin sağ tarafından gelen aracın sağ yan kısmına çarptığı hususu dikkate alındığında sürücü … ‘in hızını azaltarak kırmızı ışıkta durmayıp mevcut hızıyla ışık ihlali yaparak kavşağa girdiği ve meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu maktul sürücü …’un kaza esnasında alkollü ise de mevzu bahis kazada yeşil ışıkta geçiş yaptığı ve olayın meydana geliş şekli gözetildiğinde kusurunun bulunmadığı ve tanzim edilen 29/05/2017 tarihli bilirkişi raporu kusur oranı yönüyle isabetsiz bulunarak aşağıdaki kanaate varılmıştır. Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile sinyalize kavşağı dikkate alıp hızını azaltıp müteyakkız bir şekilde seyrederek kavşağa yaklaşıp kendisine hitaben yanan kırmızı ışıkta durup yeşil ışığın yanması ile birlikte kavşağa girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, mevcut hızıyla kırmızı ışıkta ışık ihlali yaparak kavşağa girdiği, geçiş hakkını yeşil ışıkta geçiş yapan araca vermediği , dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullanarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği kazada asli ve tam kusurlu, maktul sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile kendisine hitaben yanan yeşil ışık ile birlikte kavşağa girdiği esnada kırmızı ışıkta ışık ihlali yaparak aracının sağ yan kesimine çarpan araç nedeniyle meydana gelen kazada atfıkabil bir kusuru bulunmadığı” belirlemesi yapılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamasına, Ceza Mahkemesince hükme esas alınan Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben hazırlanan 11/09/2015 tarihli bilirkişi raporundaki belirlemeler ile ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapordaki belirlemeleri birbiri ile örtüştüğünden ve dosya kapsamı, mobese çözümü ile de uyumlu bulunduğundan Mahkemece ATK kusur raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2021