Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2328 E. 2019/3588 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2328
KARAR NO : 2019/3588
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI : 2018/688 Esas – 2019/223 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … davalı sigorta şirketinden alacağını TBK 183 vd. maddeleri gereği, alacağın temliki yoluyla müvekkili şirkete devrettiğini, davaya konu … Plkalı aracın 04/12/.2017-2018 vadeli kasko poliçesi davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde … plakalı araçta 5.923,60 TL hasar meydana geldiğini, dava dışı araç sahibinin trafik kazasından kaynaklanan tüm talep haklarını müvekkiline temlik ettiğini, bu sebeple fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 250,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin özel ve teknik incelemesi devam etmekte iken dava yoluna gidilmesi ile davacı tarafın hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmadığını, bu dava dosyası ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/555 esas sayılı dosyasının hukuki sebeplerinin aynı olduğunu, bu davanın usulden reddi gerektiğini, davacının davaya karıştığı ve hasara uğradığı iddia edilen … plakalı araç üzerinde hak sahibi (malik, işleten, kiracı vs) olmadığını, buna rağmen dosyada bulunan tescil belgesi fotoğrafına göre malik görünen dava dışı … ile temlik sözleşmesi yaptığını, temlik edenin yerine halef olarak eldeki davayı açtığını iddia ettiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 183. maddesi ile alacağın temlikinin kanuna, sözleşmeye, işin niteliğine, ahlaka, ehliyetsizlik sebebiyle veya irade bozukluğu sebeplerinin alacağın temlikine mani olduğunu, temlik edilebilecek bir alacak olmadığını, davacının müvekkili sigorta şirketine karşı yazılı başvuru dilekçesinde talep edilen tazminatın miktarı ve değeri davacı tarafça belirlendiğinden talep konusunun kısmi dava veya belirsiz alacak ve tespit davası niteliğine haiz olarak açılamayacağı nedenle davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davanın 6502 sayılı Yasanın 73.maddesi delaleti ile 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Dava konu hasar tutarı müvekkili şirketçe alacağın temliki sözleşmesi ile devralındığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşmesel bir ilişki olmadığı gibi davacı ve davalı taraflar arasında tüketici ilişkisi de mevcut olmadığını, tarafların tacir olduğunu davanın sebeple Asliye Ticaret Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekmektiğini, hasar bedeli temlik alınan … plakalı aracın kullanım amacının yük nakli olduğu, aracın kamyonet olup ticari araç olduğunu belirterek kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, trafik kazasından hasar tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı sigorta şirketi ile sigortacısı olan dava dışı … arasında … plakalı araç için Kasko Sigorta Poliçesi imzalanmıştır. Davalının sigortalısı gerçek kişi olup sigortalı araç, ruhsat bilgilerine göre hususi nitelikte kamyonettir.Davacı, alacağın temliki hükümlerine dayanarak ve sigortalının halefi sıfatıyla eldeki davayı açmıştır. Davacı ve davalı tacir olmakla birlikte davacının alacağı temlik aldığı sigortalı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Dava dışı temlik eden sigortalı gerçek kişi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair kararda isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harcın peşin alındığı nedenle yeniden alınmasına yer olmadığına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/10/2019