Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2325 E. 2019/3565 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2325
KARAR NO : 2019/3565
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI : 2018/187 Esas 2019/409 Karar
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 15/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan … plakalı aracın 25.08.2017 tarihinde müvekkili …ye ait araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, sürücülerin kendi aralarında düzenledikleri tutanağa göre kusurun İlker Karadağ’da olduğunu, müvekkilinin aracında hasar ve değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin zararının tazmini için ZMSS sigortacısı … Genel Sigortaya başvuru yapıldığını ve 33.000,00 TL hasar ödemesi alındığını ancak müvekkilinin karşılanmayan değer kaybının ve yapılan ekspertiz ücretinin de ödenmesi gerektiğini belirterek, artan mali mesuliyet teminat kapsamında sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden 10.067,85 Euro zarar bulunduğunu belirterek müvekkilinin maddi zararının fiili ödeme günündeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanarak müvekkiline ödenmesine, faize başlangıç tarihi olan 19/12/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine, 1.190,00 Euro’nun yargılama giderleri içerisinde müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı vasıtanın 295 65396/0 sayılı poliçe ile genişletilmiş kasko sigorta poliçesi mevcut olduğunu, yabancı plakalı aracın kaza tarihini kapsayan kasko ve Zorunlu Mali Mesuliyet poliçesi ile yeşil kart sigorta poliçesinin tespiti gerektiğini, Yeşil kart sigorta poliçesinin araca ait Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi anlamında olduğunu, kusur oranının belirlenmesi ve gerçek hasar bedelinin hesaplanması gerektiğini, aracın yurt dışında onarılması tercihinin haklı bulunmadığını, talep edilen maddi zararın fahiş olduğunu ve ekspertiz ücreti olarak Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanmış ücret tarifesinin dikkate alınması gerektiğini, davayı kabul etmemekte birlikte bu ücretin 177 TL olduğunu, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, 475,75 Euro hasar tazminatına ilişkin bedelin temerrüt tarihi olan 19/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a mad.gereğince faiziyle birlikte T.C. Merkez Bankası’nın döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalı sigorta şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline, fazlaya ilişkin istemine reddine karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı araç sürücüsünün kazanın oluşumundaki tüm kusuru kabul etmesine rağmen bilirkişi raporunda müvekkiline %25 oranında kusur verilmesinin doğru olmadığını, bu kusur oranına göre de yapılan tazminat hesaplamasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ekspertiz giderine ilişkin fatura ibraz edilmediğinden talebin reddi gerektiğini, ZMSS sigortacısı tarafından davacıya ödeme yapıldığını, kalan zararın da Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında talep edilebileceğini, bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ihtiyati mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, kabule göre ekspertiz ücreti yönünden de oranlama yapılması gerektiğini, hasar bedelinin Türkiye’de belirlenen gerçek hasar bedeline göre hesaplanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında: “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL olacaktır.Dava, tazminat istemine ilişkin olup dava değeri (475,75 Euro x 4,6561=) 2.215,14TL’dir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu halde, dava değeri kararın verildiği tarih itibarı ile 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf talebi, bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranları ile hasara ilişkin hesaplamanın hatalı olduğuna dayanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur değerlendirmesi yapılırken kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenlemiş oldukları kaza tespit tutanağı da incelenerek ve KTK’daki hükümlere göre kusur değerlendirmesi yapılarak kusur oranı belirlendiği anlaşıldığına göre davacıya %25 kusur verilmesi de olayın oluş şekli ve dosya kapsamına göre usul ve yasaya bir aykırılık yoktur. Yine davacıya ZMMS kapsamında yapılan ödeme düşüldükten sonra kusur oranına göre hesap yapılarak hasar tazminatı hesaplanmış olup, dosyada bulunan ve Almanya Otomobil Bilirkişi Bürosunca düzenlenen 11.09.2017 tarihli raporda davacıya ait araçta oluşan hasar miktarının işçilik dahil 10.067,85 Euro olarak tespit edildiği, ZMSS kapsamında davacıya 33.000,00 TL (7.075,16 Euro) ödeme yapıldığı, %75 kusur oranına göre de davacının talep edebileceği hasar bedelinin 7.550,88 Euro olup, bundan ZMSS sigortacısı tarafından ödenen 7.075,16 Euro’nun düşülmesinden sonra kalan zararın 475,72 Euro olarak hesaplanmış olmasında dosya kapsamı, belirlenen kusur oranları, yapılan ödemelere göre bir yanlışlık bulunmadığına göre mahkemece gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca REDDİNE,2-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE,3-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,4-Davalı yönünden; istinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,5-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/10/2019