Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2284 E. 2021/1884 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2284
KARAR NO: 2021/1884
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2018/266 Esas 2019/434 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.05.2017 tarihinde, müvekkili şirkete Maksimim Kasko Poliçesi ile dava dışı … Ltd. Şti. adına sigortalı … plakalı araç ile davalı … İşletmesi’nin maliki olduğu ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı kamyonun Arnavutköy Mevkii 3.Havalimanı şantiyesi içerisinde döküm alanında seyir halindeyken çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay tutanağına göre müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurunun bulunmadığı ve kazaya, davalı kamyonun sebebiyet verdiği ve %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, oluşan hasar sonucunda müvekkili tarafından hasar dosyası açılıp, ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, ekspertiz raporu ve olay tutanağı doğrultusunda hasar miktarı olan 50.000.-TL’nin müvekkili tarafından dava dışı sigortalı araçta onarımı gerçekleştiren teknik servisin hesabına geçildiğini, sigortalı aracın meydana getirdiği zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davalı …işletmesine ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla başvuruda bulunduğunu ve iş bu talebin reddedildiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, rücuen tazminata konu 50.000.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan iş makinasının poliçe kapsamında davalı …işletmesi adına maddi zararlar için 300.000.-TL’sine kadar artan (ihtiyati mali mesuliyet) azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamındaki sorumluluğunun ancak, poliçe teminat limitini aşan kısım bakımından söz konusu olabileceğini, aşmayan kısım yönünden herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden dava ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmayan müvekkili bakımından taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, bu kapsamda adi ortaklığı oluşturuna bir kısım şirketlerin davaya dahil edilmesi gerektiği itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; kazaya karışan aracın diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğundan müvekkiline tazminat istemiyle husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazanın meydana gelmesinde dava dışı … çalışanı …’in şantiye sahasında hız limitlerine uymaması neticesinde meydana geldiğini, müvekkilinin ağır kusurunun bulunduğu iddiasının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, kazaya karışan her iki araç sürücüsüne de özel eğitimler verildiğini ve gerekli tedbirlerin alındığını bu nedenle müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, davacının ekspertiz raporuna dayanarak ve tek yanlı olarak tutulan bu rapor dayanak alınarak ilgili poliçe kapsamında sigortalıya ödeme yapmasının kendi takdirinde olduğunu ve bu aşamada müvekkilinden herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, olayda varsa kusur durumunun alınacak kusur ve hesap raporu sonucuna göre verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı yanca taraf teşkili HMK’ya uygun şekilde tamamlanmadığından davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … Adi Ortaklığı yönünden verilen kararı kesinlikle kabul ve ikrar anlamına gelmemekle birlikte, davalı … tarafından Mahkemece davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm kurulmuş olsa da, diğer davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından davaya devam edilmesi, esasa girilerek bu davalı yönünden karar verilmesi gerektiğini, nitekim davalı … Sigorta A.Ş.’nin davada davalı sıfatına haiz olmakla, davanın davalı … yönünden esasına girilerek hüküm kurulması yönünden hukuki bir engel olmadığını, ara karar gereği beyan dilekçesinin sunulmuş olduğu belirtilmiş olmasına ve dilekçenin içeriğinden Mahkeme’nin ara kararının ikmali doğrultusunda ilgili dilekçenin mahkemeye sunulmuş olduğu anlaşılır olmasına rağmen, anılan dilekçede sehven davanın ihbarı yönünde açıklamalara yer verilmiş olması sebebiyle, verilen önel içerisinde davanın davalı adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilere yöneltilmediği sonucunun çıkarılarak davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğunu, hasar bedeli olan 50.000,00 TL, 10.07.2017 tarihinde ödenmiş olduğunu ve bunun neticesinde meydana gelen trafik kazasında tam kusuru bulunan davalı … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi ve davalının sigortacısı konumundaki diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye, dava konusu olay sebebiyle müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunması nedeniyle rücu imkânlarının doğmuş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 01.05.2017 tarihinde, davacı sigorta şirketine … numaralı Maksimum Kasko Poliçesi ile dava dışı … Limited Şirketi adına sigortalı … plakalı araç ile davalı … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi’nin maliki olduğu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı … no’lu kamyonun Arnavutköy Mevkii 3. Havalimanı şantiyesi içerisinde döküm alanında seyri halindeyken çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı tarafından hasar tutarı 50.000,00 TL’nin, 10.07.2017 tarihinde dava dışı sigortalı araçta onarımı gerçekleştiren teknik servisin hesabına geçildiği, halefiyete dayanılarak bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi’nin tüzel kişiliği bulunmadığından Mahkemece 11/12/2018 tarihli celsede ” adi ortaklığı oluşturulan tüm tüzel kişilere davayı yöneltim dilekçe tebliğ ettirmek üzere davacı vekiline 2 hafta süre verilmesine, aksi taktirde taraf teşkili sağlamaktan imtina etmiş sayılacaklarının ve davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına(ihtarat yapıldı)” şeklinde ara karar oluşturulduğu, davacı vekilince verilen iki haftalık süreden sonra, 21/05/2019 tarihli duruşmadan önce 09/01/2019 tarihinde ilgili ara karar ilgi tutularak dilekçe verildiği, başlık kısmında adi ortaklık şirketlerinin ihbar olunan olarak gösterildiği görülmekle birlikte dilekçenin konu kısmında” 11.12.2018 tarihli celsenin 1 no’lu ara kararı gereği işbu dilekçemizde belirttiğimiz ihbar olunanların, huzurdaki davaya dahil edilmesi talebimizden ibarettir.” açıklaması da yapıldığı ayrıca dilekçe içeriğinde. “Davalının adi ortaklık olması sebebiyle, davalı adi ortaklığı oluşturan tüzel kişiler olan … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş.’ nin işbu huzurdaki davaya dahil edilmesi gerekmekle, taraf sıfatına haiz, davalı adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilere işbu huzurdaki davanın ihbarını ve ihbar olunan tüzel kişilerin davaya dahil edilmesini talep etmekteyiz.” denilmiş olmakla ifade karışıklığı yapıldığı anlaşılmaktadır. Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir. Bu durumda, Mahkemenin HMK’nın 31.maddesi gereğince davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı vekiline e dava dilekçesindeki karışık ifadeyi açıklaması için mehil vermek ve beyanına göre de dahili davalı talebi varsa bu prosedürü işletmek, sadece ihbar talebi varsa zaten ihbar dilekçesi gönderildiğinden, diğer davalı yönünden işin esasına girerek yargılama yapıp karar vermek gerekirken bir sonraki duruşma günü, davada taraf olma durumu tartışmalı olmayan davalı … Sigorta A.Ş.’yi de kapsayacak şekilde davanın tümüyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2021