Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2273 E. 2021/2072 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 31/10/2018
NUMARASI: 2017/637 Esas 2018/1096 Karar
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı…’ün mülkiyetinde olan ve sürücüsü davalı … olan … plakalı aracın trafik kurallarına aykırı şekilde hareket ederek, davacının sevk ve idaresindeki …plakalı araca çarptığını ve araçta hasara yol açtığını, davacının aracı yeni aldığını, aracın trafik sigortasını yaptırma yükümlülüğünü de yerine getirdiğini, davalı sürücü …’ın, davacının kaza nedeniyle yaşadığı heyecan ve panikten yararlanarak kaza pozisyonunu değiştirerek, davacıyı haksız yere kusurlu göstererek maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağını davacıya imzalattığını, davalı sürücü tarafından tutanağın hatalı hazırlandığını, davacının aracında gerçekleşen hasar ve hasara ilişkin fotoğrafların olay yeri krokileriyle göz önüne alınmasında kazanın davalı sürücü …’ın kusuru nedeniyle gerçekleştiği ve kaza tutanağının hatalı düzenlendiğinin tespit edileceğini, davalı sigorta şirketlerince hatalı düzenlenen kaza tutanağı dikkate alınarak davacının % 100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve tramer kaydının haksız bir şekilde oluşturulduğunu, KTK’nın 97.maddesi kapsamında davalı sigorta şirketlerine yazılı başvuruda bulunulduğunu, ancak herhangi bir yanıt alınmadığını, aracın bir aydan fazla süre serviste kaldığını, davacının bu süre içinde aracı kullanamadığını ve 4.162,80 TL ödemek zorunda kaldığını ayrıca aracında değer kaybı gerçekleştiğini, hasar bedelinin ve değer kaybının bilirkişi marifetiyle tespitini istediklerini, aracın hasarlı ve boyalı sınıfına girdiğini ve satılmasının zorlaştığını, fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik, faturaları sunulan 4.162,80 TL hasarın kaza tarihi olan 13.04.2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı aracında oluşan değer kaybı, aracın kullanamamasından doğan yoksun kalınan menfaatin belirlenmesi ile davalılardan sorumlulukları oranında tespiti ve tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından ZMMS Poliçesi ile sigortalanan …plakalı aracın 13.04.2016 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacıya ait… plakalı araçta hasar meydana geldiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalının poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zararları gidermekle yükümlü olduğunu, kaza tespit tutanağı ve … kaydında kazanın oluşumunda davacının % 100 kusurlu olduğu bilgisine yer verildiğini, değer kaybı ve kazanç kaybı talebinin ZMMS Poliçesi Genel Şartlan gereği teminat dışında olduğunu, kaldı ki davacının değer kaybı için harç yatırmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, dava dilekçesinin bütününe bakıldığında davanın kısmi dava olarak açıldığının anlatıldığını, davanın kısmi dava hükümlerine göre karara bağlanması gerektiğini, davalının temerrüdü için davacılar tarafından gerekli belgelerle davalıya başvuruda bulunulması, başvurudan sonraki 8 gün içinde davalı tarafından ödeme yapılmaması gerektiğini, temerrüt faizinin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza sonrasında, davalı …’ın, müvekkil davacının davaya konu kaza sebebiyle yaşamış olduğu heyecan, stres ve panikten faydalanmak suretiyle kaza pozisyonunu değiştirdiğini ve müvekkilin kusurlu gösterildiğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nı müvekkiline imzalattığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından yürütülen dava sürecinde dilekçelerinde sundukları üzere; müvekkilin diğer araçlarla birlikte kendi yolunda seyir halinde iken, davalı şoförünün tali yoldan hızla gelip, seyrettiği yoldaki “DUR” tabelasına uymayarak ve müvekkilin arabasının bulunduğu yoldaki geçiş hakkını tanımayarak müvekkile ait araca sağ arka tarafından çarptığını gösterir görüntülerden açıkça anlaşılabilmekte olduğunu, sunmuş oldukları delillerden kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığının görülmekte olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından ise gerçeğe ve hukuka aykırı hazırlanan tutanağın hükme esas alınmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu, bilirkişi raporunda ifade ettikleri hususların hiçbirine değinilmediğini, tehiri İcra taleplerinin kabulü ile istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geri bırakılmasına, yerel mahkeme kararının usul ve esastan belirtilen sebepler doğrultusunda bozularak itirazları kapsamında yeniden hüküm tesis edilmesine, ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı olarak hükmedilmeyen tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 13.04.2016 günü saat 16:00 sıralarında İstanbul Beşiktaş ilçesi… semti … yolu caddesi ile… sokak kavşağında sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile sürücü … yönetimindeki … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının araçta oluşun hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı talep ettiği, tarafların kendi aralarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenledikleri, Tramer sisteminde davacı sürücünün kavşaklarda geçiş önceliğine uymamaktan %100 oranında tamamen kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda; “Dava konusu olayda davacı sürücü …’nun yönetimindeki … plakalı aracıyla tali yoldan anayol kavşağına yaklaşırken yavaşlaması, daha dikkatli ve tedbirli araç kullanması, tali yoldan anayola girmeden önce mutlaka durması ve anayoldakli trafik akışını kontrol etmesi, anayolda seyreden ve emniyetle duramayacak kadar yakın olan davalı sürücünün geçmesini beklemesi, bu aracın geçişinden sonra kavşağa girmesi gerekirken bu kurallara uymayarak kavşağa, yaklaşma hızıyla girerek anayolda seyreden davalı aracına çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davacı sürücü … % 100 oranında asli ve tam kusurlu” olduğu belirlemesi yapılmıştır. Ancak bilirkişi raporunda dosya içerisinde bulunan CD görüntüler ve araç fotoğrafları incelenerek belirleme yapıldığı yazılmamıştır. Bu hali ile bilirkişi raporu tüm dosya kapsamına göre hazırlanmadığından hüküm kurmaya elverişli olmadığı halde hükme esas alınması eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde Mahkemece yapılması gereken, olay anını gösterdiği ileri sürülen CD ve araç fotoğraflarının ayrıntılı olarak incelenmesi suretiyle tüm itirazları karşılar şekilde bilirkişiden ek rapor almak ve sonucuna göre değerlendirme yapıp karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2021