Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2254 E. 2021/1882 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2254
KARAR NO: 2021/1882
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2014/418 Esas – 2019/197 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile 24.06.2007 tarihinde trafik kazası yapan davacı sürücü aleyhine SGK tarafından Kartal 3. İş Mahkemesinin 2011/410 Esas sayılı dosyası ile rücu davası açıldığını ve 9.605,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verildiğini, bu dava sonucunda verilen karara dayalı olarak Kartal … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına icra baskısı altında davacı tarafından 15.666,00-TL ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketine poliçe limiti dahilinde ödeme yapması hususunda Noter vasıtasıyla ihtarname keşide edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydı ile, 9.605,51-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “müvekkili sigorta şirketinin, davacı sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı aracın olay tarihindeki trafik sigortacısı olduğunu, kazaya (kusura) ilişkin yeterli belgelerle ihbar edildiği tarihten itibaren sigorta şirketinin temerrütünün gerçekleşebileceğini, diğer yandan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, 6111 Sayılı Kanun gereği tedavi giderlerinin tamamından SGK sorumlu olduğundan karar kesinleşse bile sigorta şirketinden tedavi gideri talep edilmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca Genel Şartlara göre sigortalıya rücu hakkı olan durumlar varsa davanın reddi gerekeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “İş bu davanın Kısmen Kabulü ile 3.571,45 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil ile diğer davalılar ile hiç bir bağı olmadığı halde oranın müvekkile ekletilerek kalan rücu alacağının diğer dava dışı işveren … sorumlu diyerek karar inşa edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, SGK tarafından açılan rücu davasından müvekkilin haberdar olmadığı gibi müvekkil hakkında icra takibi yapılması neticesinde müvekkilin borcu haciz baskısı altında ödemiş olduğunu, Anadolu 7. İş Mahkemesince müvekkile dava tebligatı yapılmamış kalemce diğer davalının avukatını müvekkilin avukatı gibi sisteme kaydedip işlemler vekil olmayan avukat üzerinde işlem görmüş olduğunu, Müvekkilin bu durumu kendisine icra takibi yapılması ile haberdar olmuş olduğunu ve böylece iş mahkemesinde ki davanın kesinleşmiş olduğunu, mahkemenin bu yönde bir inceleme yapmadan karar vermesinin hatalı olduğunu, müvekkilin borcu ödemek zorunda kalmış olduğunu, Müvekkil tarafından kaza anının sigortaya bildirildiği halde temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, dava tarihi ile ihtar tarihi arasında kısa süre olması nedeniyle faiz hesaplama yapılmamasının mahkemece eksik karar inşa etmesine sebebiyet vermiş olduğunu, Müvekkilin alacağının temerrüt tarihinden esas alınması gerektiğini, Dava dilekçelerinde reeskont faiz istedikleri halde yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle ödenen maddi tazminatın rucuen istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile 24.06.2007 tarihinde trafik kazası yapan davacı sürücü aleyhine SGK tarafından Kartal 3. İş Mahkemesinin 2011/410 Esas sayılı dosyası ile rücu davası açıldığı ve 9.605,00 -TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, bu dava sonucunda verilen karara dayalı olarak Kartal … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davacı tarafından 15.666,00-TL ödeme yapıldığı, davalı sigorta şirketine poliçe limiti dahilinde ödeme yapması hususunda Noter vasıtasıyla ihtarname keşide edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı beyan edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 9.605,51-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. Kartal 3. İş Mahkemesinin 2011/410 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde SGK nın davacı, davacı ve …’un davalı olduğu, davalı …’un işyerinde çalışan Kurum sigortalısı …’nın 24/04/2007 tarihinde maruz kaldığı iş kazası neticesinde. maluliyete düştüğü, iş kazası ve meslek hastalıkları sigorta kolundan peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, geçici işgöremezlik ödeneği verildiği, olayın meydana gelişinde işverenin sigortalıya ehliyetsiz motosiklet kullandırdığı ve kaza nedeni ile kusurlu olduğu, trafik kazası tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde davalılardan …’in de kusurlu olduğu açıklanarak bağlanan gelirlerden geçici işgöremezlik ödeneğinden ödenen kurum zararı olan 13.138,54 TL nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla gelirlerin onay, giderlerin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi talep ve dava edildiği anlaşılmıştır. İlgili dosyadan davalı …’e Mernis adresine gerekçeli kararın tebliğinin yapıldığı, diğer davalı tarafın temyizi üzerine kararın usuli eksiklikten bozulduğu, yeniden yargılama sırasında davalı …’in vekili olarak Avukat … ve …’nın vekaletname ibraz ettiği, 15/07/ 2014 tarihli celseye … vekili olarak av. …’nin katıldığı, 10/02/2015 tarihli celseye … vekili olarak av. …’ın katıldığı ve yüzüne karşı kısa kararın tefhim edildiği, gerekçeli kararın …’in vekaletnamesi bulunan av. …’ya tebliğ edildiği, vekaletnamede adı bulunan vekiller Avukat … ve …’nın 10/05/2015 tarihinde dilekçe vererek dosyadan suret almak için vekaletname sunduklarını, davalı …’in av. … tarafından temsil edildiğini kararın hak kaybı olmaması için bu avukata tebliğ edilmesini talep etmişler, mahkemece de gerekçeli karar av. …’ye ayrıca tebliğ edilmiş, kararın SGK tarafından temyizi üzerine yargıtay tarafından av. …’nin vekaletnamesinin dosyada bulunmadığı belirtilerek eksikliğin tamamlanması için geri çevrildiği, bu avukata vekaletnamesini ibraz için tebliğ yapıldığı, vekaletin ibrazı üzerine tekrar temyiz incelemesine gönderilen dosyanın kararın onanması ile sonuçlandığı ve kesinleştiği görülmüştür. İş mahkemesi davasında dosyamız davacısının vekil ile temsil edildiği kararı temyiz etmediği anlaşılmakla ilgili davada temsiledilmediği ile ilgili istinafı ve taraf olduğu davadaki kusur durumu kendisi için kesin delil oluşturduğundan bu yöndeki istinafı yerinde değildir. Mahkemece rücu edilecek kısım yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tedavi giderleri dışında kalan rücu miktarını hesaplamıştır. 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde 6111 sayılı kanunun 59. maddesi uyarınca tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağına ilişkin düzenleme yapılmış ve tedavi giderlerinin 25.02.2011 tarihinden önce ve sonra meydana gelen trafik kazalarından dolayı sigorta şirketlerine rücu edilemeyeceği hükmü düzenlenmiştir. İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesinin 2013/554 E ve 2015/103 K. sayılı dosyasından verilen karar tarihinde tedavi giderleri ile ilgili yasa değişikliği yürürlükte olduğu halde bu husus dikkate alınmadan oluşturulan karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olmakla her ne kadar davacı ödediği miktarı davalı sigorta şirketinden rücuen talep etmiş ise de sigorta şirketinin durumunu ağırlaştıracak şekilde yasa değişikliği ile sorumlu olmadığı bir meblağı talep hakkı olmadığından İlk Derece Mahkemesince usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmiş rapora göre, davanın haksız fiilden kaynaklandığı da göz önüne almak suretiyle yasal faiz uygulanarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/11/2021