Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2177 E. 2020/378 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2177
KARAR NO : 2020/378
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI : 2016/371 Esas – 2018/1191 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2014 günü davalı sürücü … yönetiminde bulunan ve davalı … maliki bulunduğu, davalı … tarafından numaralı ZMMS Poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı römork takılı aracı ile Salihli-Demirci istikametine giderken müvekkili …’in sürücüsü olduğu … plakalı … marka kamyon ile çarpıştığını, meydana gelen kazada müvekkili …’in yaralandığını, işbu dava ile 1.000 TL işgücü kaybı, 1.000 TL protez ve rehabilitasyon gideri, 1.000 TL bakıcı giderinden ibaret maddi tazminat ile müvekkili … İçin 100.000 TL, müvekkili … İçin 50.000 TL, müvekkilleri … ve … için 20.000 ‘şer TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartları gereği; anılan poliçe ancak zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatları tükendikten sonra devreye girdiğini, kaza tarihi itibariyle ZMMS sigorta poliçesi sakatlama ve ölüm kişi başı teminatının 268.000,00 TL olması sebebiyle davacı yanın maddi tazminat ve talepleri ZMMS poliçe limitlerinde kalacağından müvekkil şirketin maddi tazminat yönünden sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanın maddi tazminat talepleri ZMMS sigortası teminatında kaldığından müvekkil şirketin maddi tazminat bakımından sorumluluğu bulunmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, kusur tespitinin ATK’dan yapılması gerektiğini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığı, davacıya maluliyeti nedeniyle, 20/05/2014 tarihinde %75 kusur ve %57 maluliyet oranları esas alınarak 113,529,13 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davacı …’in maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, kendi aralarında tahsilde tekerrür etmemek üzere; 174.576,15 TL maluliyet tazminatı (bu miktarın davalı …nin 34.105,21 TL’sinden, davalı …’nin 140.470,94 TL’sinden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılar … ve …’nin bu miktarın tamamından sorumlu olacak şekilde davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 1.780.242,75 TL protez giderinin davalılar … A.Ş, … ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, bu alacaklara davalı …. yönünden 20.05.2014, davalı … yönünden dava tarihi olan 08.04.2016, davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 17.02.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına, davacı …’in bakıcı giderine ilişkin talebinin reddine, davacıların davalılar … ve … karşı açtıkları manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ki toplam 50.000,00 TL manevi tazminatının davalı … ve … müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, bu miktarlara kaza tarihi olan 17.02.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizini uygulanmasına, davacıların manevi tazminat yönünden davalı …’ye karşı açtıkları davanın reddine, fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ve davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece haklı itirazlarının hiçbiri değerlendirilmeden hatalı bilirkişi raporu üzerinden hüküm kurulduğunu, dava konusu kaza iş kazası olduğunu, iş kazası nedeniyle SGK tarafından peşin sermaye değeri ödeneceği göz önüne alındığını, buna yönelik bir hesaplama yapıldığını, SGK tarafından ödenen peşin sermaye değerinin toplam zarardan çıkarıldıktan sonra, poliçe teminatlarının belirlenmesi gerekmediğini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada 447.277,90 TL zarar hesabı yapıldığını, 120.365,66 TL SGK tarafından ödeme yapılacağı tespit edildiğini, maddi zararın 326.932,24 TL olduğunu, trafik sigortacısı … A.Ş.’nin toplam teminatının 268.000,00 TL olduğunu, dava öncesi 113.529,13 TL ödeme yapıldığının belirtildiğini, bu durumda teminat 154.470,87 TL kaldığını, henüz ödenmeyen bir tutarın teminattan indirilmesinin gerçekle bağdaşmadığını, öncelikle trafik sigortasından ödeme yapılması gerektiğini, trafik sigortasının teminatı bittikten sonra kasko poliçesinin sorumlu tutulması gerektiğini, raporun bu yönüyle hatalı olduğunu, … A.Ş.’nin teminatının 34.105,21 TL değil, 154.470,87 TL olması gerektiğini, alınan maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, mevcut arazlar da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, davacının protez ücreti tedavi gideri niteliğinde olup SGK tarafından ödenmesine hiçbir engel bulunmadığını, müvekkil aleyhine karar verilmesinde hiçbir gerekçe sunulmadığını, kararların gerekçeli olması Anayasal zorunluluk olduğunu, davaya konu olay haksız fiil niteliğinde olup ticari iş söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı yanın ticari faiz taleplerinin reddi gerektiğini, ticari faiz talebinin tamamen haksız olduğunu, zira davacı yan açısından ticari iş söz konusu olmadığını, TTK’da yapılan değişiklik gözden kaçmış olup sigortalının tacir olması hallerinde halen ticari faize hükmedilmediğini, sigortalı araç sürücüsü kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusur olmadığını, davanın konusu davacıların gelecekte doğacak zararları olduğundan zararlar için bugüne faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hesaplanan protez bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi açıkça çelişki olduğunu, henüz gelmemiş, hatta ve hatta henüz satın alınmamış, gelecek 5 yıl içinde satın alınması planlanan doğmamış bir alacak yönünden faiz işletilmesi kabul edilemeyeceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi davacı taraf tarafından talep edilen biyonik protez giderinin bilirkişi raporunda belirtilen euro değeri üzerinden ıslah tarihi itibari ile TL cinsine çevrilmesi ile hüküm kurulduğunu, İlk derece mahkemesi bu hükümde faiz ve ana para yönünden hatalı karar verdiğini, davacı taraf biyonik protez ile kolunu kullanma kabiliyetini tekrar kazanmış olacağını, bu hali ile de işgörmezlik oranının düşeceği ve maluliyetinin azalacağı göz önüne alınmadan ilk derece mahkemesinin karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın tazminat taleplerinin tamamında avans faizi talep etmesi ve İlk Derece Mahkemesinin avans faizini kabul etmesi de TTK’da yer alan açık hükümlere aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi manevi tazminatı davalı araç sürücüsü … ve müvekkil … tazmini yönünde karar verdiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin müvekkil ve diğer davalı …’den tahsiline karar verdiği manevi tazminat miktarından da davalı … şirketi … sorumlu olduğunu, ilk derece mahkemesinin faiz başlangıcı ile ilgili olarak vermiş olduğu kararda müvekkil açısından yanlış olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan meslekte kazanma gücü kaybı , protez bedeli ve bakıcı gideri maddi tazminatı ve manevi istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ilk derece mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı … vekili tarafından mahkemece hükme esas alınan kusur ve aktüer bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde acıkça kusur oranları ve … Sigortanın teminat kapsamına ilişkin bir itiraz ya da talepte sunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 357/1 maddesi çerçevesinde kusur durumu ve …. Sigorta A.Ş’ın sorumlu olduğu miktar yönünden davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır.25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı….” düzenlenmiştir.Davacı, yaralanması nedeniyle tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı ve ileride yapmak zorunda kalacağı tüm giderleri, yapılması zorunlu tedaviler ve ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masrafları isteyebilir.Dolayısıyla davacı, henüz yapılmamış olan, ancak ileride değişecek protez bedellerinin tahsilini de talep edebilir. Tedavi giderlerinden olan, halen ve ileride yapılacak protez giderleri, 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından, bu bedellerin ödenmesinden davalılar sorumludur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18040 E. 2014/12364 K) Davalı … vekilinin istinafı yerinde değildir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Dosya kapsamında ATK 3. İhtisas Dairesi’nin 12/06/2017 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihine göre Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yerine Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş olması hatalı olmuştur.Bunun dışında davacıya takılacak protezin davacının uzuvu haline gelmesi beklenemeyeceği nedenle davalı vekillerinin protez ile davacının maluliyet oranın düşeceği yönündeki istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı … ile davalı … vekili tarafından mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporuna ilişkin raporun tebliğinden itibaren süresi içerisinde de bu yönde bir itiraz ya da talepte sunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 357/1 maddesi çerçevesinde davalı vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamalıdır.Dosyada bulunan ruhsat bilgilerine göre, davalıya sigortalı araç yük naklinde kullanılan ticari nitelikteki bir kamyon olduğuna göre kabul edilen tazminat tutarlarına ticari faiz uygulanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu yöndeki davalı vekillerinin istinaf talebi yerinde değildir. Haksız fiil sorumlusu olan davalı sürücü ve araç malikinin, zararın tamamı için haksız fiil (kaza) tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihi, sigorta şirketi yönünden ise davadan önce temerrüde düşürülmüş ise bu tarihten aksi halde dava tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan hükmedilen tüm tazminat kalemleri yönünden faizin başlangıç tarihi dava tarihi olacaktır. Bu kapsamda protez giderine işletilen faiz açısından davalı vekillerinin istinaf başvurusunun yerinde değildir.Davacılar vekili tarafından manevi tazminat yönünden davalı …. Tarafından manevi tazminatın ferileri ile tamamen ödendiği nedenle manevi tazminat talebinden feragat ettiğine ilişkin dilekçe sunulmuştur. Vekilinin feragat yetkisinin denetlenmesinde davacı … yönünden anne ve babası velayeten vekaletname düzenlendiği görülmüş olup davacı …’in 18/07/2019 tarihinde reşit olduğu, davacı vekilinin dosya kapsamına yeni vekaletname sunmadığı, feragat tarihi itibariyle davacılar vekilinin davacı …’i vekil olarak temsil yetkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası Cevizlibağ Şubesinin 05/03/2019 tarih ve … numaralı 2.947,58 TL bedelli teminat mektubunun davalı … ‘na iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2020