Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2122 E. 2021/1594 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2122
KARAR NO: 2021/1594
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/371 Esas – 2019/547 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 15.08.2015 tarihinde Pozantı Adana mevkiinde seyir halinde bulunduğu sırada alev aldığını ve bunun sonucunda aracın büyük bir kısmının yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, meydana gelen yangın olayında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, aracın kasko poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş.’ye ait olduğunu, müvekkil şirkete ait aracın 1 ay boyunca hasar gören parçaların değiştirilmesi, tamir edilecek ve boyanacak işlemler dolayısıyla serviste kaldığını ve bu süre boyunca kullanılmadığını, davalı … şirketine yazılı olarak başvurduklarını ancak davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak kaydıyla, müvekkile ait aracın onarım bedeline ilişkin 100,00 TL zarar ile aracın tamir süresince kullanılmaması nedeniyle 100,00 TL zararın karşılığı olarak şimdilik 200,00 TL zarar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren ticari faizi, olmaması durumunda yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulüne, 58.000,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL aracın kullanılamaması nedeniyle zarar bedeli olmak üzere 58.100,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 13/09/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı Davalı … Sigorta A.Ş vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin kısmi dava olarak açılmış bulunan davayı belirsiz alacak davası olarak kabul edip ıslah edilen miktara ilişkin zamanaşımı itirazlarını reddederek aleyhe hüküm kurmuş olduğunu, davacının talebini HMK 107.maddeye dayanarak arttıramayacağını, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkil şirket aleyhine kısmi dava açmış olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olmadığını, kısmi dava olduğunu, kısmi davalarda, açılan davanın zaman aşımını sadece ilk etapta talep edilen miktar için keseceğini, ıslah yoluyla artırılan ve talep edilen miktar için zamanaşımı süresi işlemeye devam etmekte olduğunu, hasarın 15.08.2015 tarihinde meydana gelmiş olduğunu, davacının, zamanaşımı süresi dolduktan sonra 22.04.2019 tarihinde dava değerini artırmış olmakla artırılan 57.900,00 TL bakımından davacının talebinin zamanaşımına uğramış olduğunu, araç mahrumiyet zararının kasko sigorta poliçesi teminat kapsamında olmamasına rağmen müvekkil şirketin bu zarardan da sorumlu tutulmuş olduğunu, mahkemenin teminat kapsamında olmayan araç hasarından müvekkil şirketi sorumlu tutmuş olduğunu, karara dayanak bilirkişi raporuna ve bilirkişi ekraporuna itiraz edilerek uzman bilirkişiler vasıtasıyla yeni bir inceleme yapılmasının talep edilmiş olduğunu, kök rapora itirazlarının ekraporda gerekçeli şekilde karşılanmamış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında ödenmeyen hasar bedeli için maddi tazminat istemine dayanmaktadır. Dosya kapsamından, (… Sigorta A.Ş. ile birleşen) davalı … şirketine kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 15/08/2015 tarihinde karayolunda seyri esnasında çıkan yangın sonucu hasara uğradığı, aracın onarım bedeli ve ikame araç bedeli için eldeki maddi tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.Dosyaya sunulan kasko poliçesi çıktısı incelendiğinde, araç mahrumiyetine ilişkin klozların yer almadığı anlaşılmaktadır.Bu açıdan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf itirazları yerindedir. Gerek kök raporda ve gerekse ek raporda; Aracın yangın olayından önce 2015 yılında bakım, kontroller ve yağ ve lastik değişimi yapıldığı, bu sürekli bakıma göre, dava konusu aracın yangından önce bakım ve kontrollerinin yapıldığı, yani yangının bakımsızlıktan kaynaklanmadığı görüşü açıklanmış olmakla, davalı vekilinin araç hasarının teminat kapsamında olmadığına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Dava dilekçesi ile “Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve bilirkişi incelemesi sonucunda arttırmak koşuluyla” talepte bulunulduğu görülmektedir. Dava dilekçesinde açıkça davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıklanmamıştır. Dava dilekçesinde, davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemekle ve/veya HMK 107. maddesinden bahsedilmemekle dava kısmi alacak davasıdır. Kısmi davada bir kez ıslah yapılması mümkündür. Davalı vekilinin davanın kısmi dava olduğuna değinen istinaf itirazları yerindedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/12/2019 tarih, 2017/4833 E. ve 2019/11369 K.sayılı kararı). 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır. Davaya konu olay 15/08/2015 tarihinde meydana gelmiş olup, olayın maddi hasarlı olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Davacı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Dosyada 26/03/2018 tarihinde kök rapor ve 04/02/2019 tarihinde ek rapor alınmış, davacı vekilince 22/04/2019 tarihiyle harcı ikmal edilip sisteme kaydedilen dilekçesi ile “tamir bedeline ilişkin 100,00 TL talebin HMK’nın 107. maddeye göre 57.900,00 TL arttırılarak 58.000,00 TL olarak kabulünü” talep etmiştir. Davalı vekili tarafından süresinde verilen 27/04/2019 dilekçe ile ıslah edilen 57.900,00 TL bakımından talebin zamanaşımına uğramış olduğu açıklanarak itiraz edilmiştir. Dava belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp, kısmi dava niteliğinde olduğundan, davacı vekilince sunulan dilekçe bedel arttırım dilekçesi olmayıp ıslah dilekçesi niteliğindedir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, 27/04/2019 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım yönünden süresi içerisinde zamanaşımı def’in de bulunulmuştur. Bu durumda, davacının ıslah tarihinin, KTK’nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı … yönünden, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından, zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu gerekçesi ile ıslah ile artırılan kısım yönünden de davalı … hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf itirazları yerindedir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-a) 100,00 TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 13/09/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B) Hasar bedeline yönelik ıslaha konu 57.900,00 TL talebin zamanaşımı nedeniyle reddine, C) İkame araca yönelik talebin reddine, 2- Alınması gereken 54,90 TL ilam harcının peşin olarak yatırılan 31,40 TL peşin harç ile 990,00 TL ıslah harcının toplamı olan 1.021,90 TL’den mahsubu ile kalan 966,50 TL’nin davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma, 54,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı taraf ödenmesine, 4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan 142,70 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 6-Kabule göre; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Redde göre; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/3.maddesine göre hesap ve takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep etmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 23,63 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.06/10/2021