Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/21 E. 2021/277 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/21
KARAR NO: 2021/277
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI : 2016/1028 Esas – 2018/1056 Karar
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın, müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi kapsamında sigortalandığını, işletenin davalı şirket olduğu anılan araç sürücüsü … idaresinde iken gece yarısı seyir halindeyken alkollü vaziyette direksiyon hakimiyetini kaybederek yan yolda bulunan Jandarma Lojmanlarının demir kapı ve istinat duvarına çarpıp, takla atması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası yapılan ölçümlerde sürücü … 0,82 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa … mirasçılarına 22.2.2016 tarihinde toplam 51.092,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta poliçesi kapsamında ödendiğini, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğini, ödenmiş bulunan 51.092,01 TL tazminat bedelinden davalı sigortalı şirketin rücuen sorumlu olduğunu belirterek, sonuç olarak, 51.092,01 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin faaliyet alanının araç kiralaması olduğunu, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 12.6.2015 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresinde iken kazaya karıştığını, kazada vefat eden … mirasçılarına davacı tarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatının haksız bir biçimde müvekkili şirketten talep edildiğini, davacının müvekkili şirketten rücu talebinde bulunabilmesi için oluşan kazanın sigorta kapsamı dışında kalmasının gerektiğini, kazanın sigorta kapsamı dışında kaldığına dair somut delil bulunmadığını, müvekili şirketin kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan aracın tüm periyodik bakımlarının yetkili servis tarafından yapıldığını, aracın en son bakımının kazadan 20 gün önce yapıldığını, kazanın sebebini sadece alkole bağlamanın doğru bir yaklaşım olmadığını, alkollü sürücünün aracına binenlerin kazada müterafik kusuru bulunduğunu, araçta bulunanların alkollü olmadığı değerlendiğinde, bu kusur oranının daha fazla olduğunu, başka bir hususun da, araçta bulunan yolcuların kazada rolünün olup olmadığı olduğu, diğer yolcularda alkol varsa alkolün verdiği etki ile herhangi bir yolcunun sürücüye müdahale edip kazanın oluşuna sebebiyet verip vermediğinin de irdelenmesi gerektiğini, böyle bir durumda dahi sürücünün kaza yapma sebebinin salt alkole bağlı olmadığı ve dışardan kaynaklı sebeplerle kazanın oluştuğu sonucuna varılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 51.092,01 TL’nin 22/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur yönünden bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, ek rapor alınmadığını, … tanık olarak dinlenmediğini, kazanın alkolden kaynaklandığı düşünüldüğünde de yolcuların kusur durumunun daha fazla olması gerektiği, % 20 oranının az olduğunu, hatır taşıması açısından değerlendirme yapılmadığını, müteveffanın % 20 kusur oranı az olmakla birlikte bu kusur oranının davacı tarafından yapılan ödemeden düşülmesi gerektiği belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı vekili cevap dilekçelerinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında; Yine somut olayda müteveffanın yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ile arkadaş olduğu, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği anlaşıldığından mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı tarafın süresi içinde cevap dilekçesinde tanık deliline dayanarak tanık listesini de vermemiş olmasına ve alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde…’ ın tanık olarak dinlenilmesini talep etmesine göre davalının bu yönlere değinen istinaf itirazları da yerinde değildir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).Hükme esas alınan, kazanın, sürücünün güvenli araç sürme yeteneğini kaybetmesine neden olacak kadar münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğini açıklayan ve kusur durumunu da irdeleyen heyet raporunun, olay yeri, kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/283 E.- 2015/401 EK. sayılı dosyasında sanık … bilinçli taksirle 2 kişinin ölümüne yol açmaktan mahkumiyetle sonuçlanan dosyasına, bu dosyada alınan ATKTrafik İhtisas Dairesinin 03/11/2015 tarihli raporuna ve dosya kapsamına uygun olduğu, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığı, 63.121,76 TL nihai zarardan % 20 müterafik kusur indirimi tenzili ile 51.121,41 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından kusur raporu ve teknik raporlara ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.490,09 TL harçtan peşin alınan 873,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.617,09 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-uruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.19/02/2021