Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2078 E. 2021/1702 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2078
KARAR NO: 2021/1702
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
NUMARASI: 2015/720 Esas – 2019/110 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/08/2014 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün, Uludağ yönünde seyir halinde iken virajda devrilmesi sonucu ölümlü yaralanmalı trafik kazası gerçekleştiği, müvekkili …’in yaralandığını iki kez ameliyat olduğunu ve daimi sakat kaldığını, olayda müvekkilinin kusuru olmadığını ve araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, davalı … şirketinin … plakalı aracın ZMSS poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde: dava konusu olayla ilgili olarak tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, mütefarik kusur olması halinde bu oranda indirim yapılması gerektiğini, davacının sakatlık durumunun belirlenmesi için adli kıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, maluliyet bedelinin hesaplanması gerektiğini, olayda hatır taşıması olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 152.934,66-TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilleri şirket’in ZMMS den doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu,bu nedenle kusur oranlarının tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, dosyada mübrez bilgi ve belgelerin hiçbirinin tarafların kusur oranlarını tespit etmeye elverişli bulunmadığını, bilirkişi tarafından somut olayın detaylıca irdelenmemiş olduğunu, işbu kusur oranları doğrultusunda hüküm kurulmamış olduğunu, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, hüküm kurulurken dosyada öncelikli olarak zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından, sonra zorunlu mali mesuliyet sigortasından limitler dahilinde tazminat karşılanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 28/08/2014 Tarihinde sürücü …’ ın kullandığı … plaka nolu otobüste meydana kazasında otobüste yolcu olarak davacının yaralandığı, bu yaranması nedeni ile aracın zorunlu trafik sigortası sigorta poliçesini düzenlemiş olan davayı … A.Ş. den maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu, Bursa Büyükşehir Belediyesinin % 40 oranında kusurlu olduğu görüşü açıklanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 61.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişkisi ise 62. maddede düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nın 162/1 maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı kanunun 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.Somut uyuşmazlıkta; zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince, davalının (davalı sürücünün kusuru oranında değil) zararın tamamından sorumlu tutulması yönünde verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bununla birlikte davacının araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili etkili olmadığından kusura değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2150 Esas ve 2021/1873 Karar sayılı karar ilamında ” Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasasından doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır. 4925 sayılı Yasanın 18 maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17 maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Aynı Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, bu sigortanın yapılmamış olması, kaza tarihinde süresinin dolması ya da sigorta yapılmış ancak limitin aşılmış olması durumunda ise sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır. Somut olayda, kaza yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunmamakta olup, bu halde husumet Güvence Hesabına yöneltileceği gibi yukarıdaki açıklamalar ışığında sıralı sorumluluk gereği Zorunlu Taşıma Sigortası hiç yaptırılmamış olması nedeniyle davacı bu halde aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS’sine) karşı dava açabilecektir. Tazminatın ödenmesi halinde ZMMS ile Güvence Hesabı arasında rücu ilişkisi doğacaktır.” şeklinde karar verilerek sıralı sorumluluk gereği Zorunlu Taşımacılık Sigortası hiç yaptırılmamış olması nedeniyle davacı aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS’sine) karşı da dava açabileceği kabul edilmiştir.Somut uyuşmazlıkta; Davalı … kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde yapılan ZMSS poliçesi ile trafik sigortacısıdır. Davalı vekilinin zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasının sorumlu olması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusu bulunduğundan Dairemiz tarafından Sigorta Gözetim Merkezine yazılan müzekkereye verilen yanıtta kazaya karışan otobüsün zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasının bulunmadığı bildirilmiştir. Yukarıya aktarılan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal kararında da vurgulandığı üzere zorunlu taşımacılık sigortası hiç yaptırılmamış olması nedeniyle davacı aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS’sine) karşı da dava açabileceğinden İlk Derece Mahkemesince işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsilik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 10.446,97 TL harçtan peşin alınan 2.568,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.878,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/10/2021