Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2031 E. 2021/1841 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2031
KARAR NO : 2021/1841
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2017/133 Esas 2019/382 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi …’ in, …AŞ’ ye ait … plakalı şehirler arası otobüs ile seyahat etmekte iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkilinin kazanın ardından … Sigorta A.Ş.’ ye başvuru yaparak ZMMS kapsamında destekten yoksun tazminatı talebinde bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin davacıya 115.624,37 TL tazminat ödemesi yaptığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruda müteveffanın lisanslı hemşire olduğu, tazminat hesabının asgari ücret üzerinden değil mesleğe uygun emsal ücret üzerinden yapılması gerektiğine dair taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL destekten yoksunluk tazminatının (davalı sigorta tarafından yapılan ödeme mahsup edilerek), davalı … A.Ş. yönünden 24.09.2016 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ yönünden (poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme alınarak davacıya verilmesine, 250.000,00 TL manevi tazminatın 24.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş. dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacı yana 06.02.2017 tarihinde 115.624,92 TL ödediğini, söz konusu ödemelerin taraflar arasında çekişmesiz olduğu ve yapılan ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Bursa Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava ikame edilmeden önce davacı tarafından davanın ihbarını talep ettiği tüm sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebi ile reddi gerektiğini, dava kapsamında zamanaşımı itirazlarının söz konusu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirkete atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Konusu kalmayan maddi tazminat davası hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına, manevi tazminat davasının Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine, 2-Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 50.000,00 TL’nin manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 24/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, davalı sigorta şirketinden toplamda 194.375,63 TL tazminat ödemesi alarak poliçe teminat limiti kapsamındaki hakkından sigorta şirketi yönünden feragat ettiğini, bilirkişinin 310.000.00 TL poliçe teminat limiti kapsamında müteveffanın anne ve babasının payını da araştırılması ve hesaplanması, hesaplanan bu miktarının teminat limitinden düşülmesi ve davacının feragat ettiği gerçek miktarın tespit edilmesi gerektiğini, davalı … firmasının tespit edilecek gerçek feragat miktarı üzerindeki tazminattan sorumlu olmaya devam etmesi gerektiğini, ancak mahkeme kararına göre davacı, poliçe teminatı üst limiti olan 310.000.00 TL’den feragat etmiş sayıldığından, aradaki farkın … firması lehine haksız kazanç olduğunu, çocukların 18 yaşına kadarki tazminatlarının da ayrı ayrı hesaplanması ve payların velayeten davacı babaya verilmesi gerektiğini, müteveffanın evlenme ihtimalinin yüksek hesaplandığını, bilirkişi tarafından davacının hesap tarihindeki yaşının esas alınmış olduğunu, bilirkişi raporunda maddi hesap hataları bulunduğunu, manevi tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete atfı kabil bir kusur bulunmadığını, müteveffa …’ ın kaza esnasında emniyet kemeri takılı olmadığından dolayı ayrıca kusurlu olup bu husus dikkate alınmadan hüküm tesis edilmiş olduğunu, 05.04.2019 tarihli ibraname ile maddi tazminat ve maddi tazminattan doğan vekalet ücreti davacı tarafa ödenmiş olup buna rağmen mahkeme tarafından aleyhe vekalet ücretine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 24/09/2016 tarihinde … AŞ’ ye ait, diğer davalı tarafından ZMMS ile sigortalı … plakalı şehirler arası otobüsün seyri esnasında meydana gelen trafik kazası sonucu, araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi …’ in vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliği 150. maddesinde “Emniyet kemeri, 1/8/1998 tarihinden sonra ve 13/2/2009 tarihine kadar üretilmiş M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında zorunlu olmayıp, minibüslerde sürücüsü ile yanında oturan yolcuların; şehirlerarası otobüslerde arka koltuklar hariç olmak üzere, sürücüsü dahil en ön ve önünde boşluk olan arka koltuklarda, önünde boşluk olan kapı önü koltuklarında; iki katlı şehirlerarası otobüslerde merdiven önü, en ön ve önünde boşluk olan en arka koltuklarda, masa etrafında bulunan koltuklardan aracın gidiş yönüne doğru olanlarda oturan yolcular için bulundurulması ve kullanılması zorunludur.” hususu düzenlenmiş olup, somut uyuşmazlıkta davacının eşi …’ in yolcu olarak bulunduğu otobüste seyri esnasında meydana gelen kazaya yönelik tutulan kaza tespit tutanağından müteveffanın emniyet kemeri takıp takmadığı yönünde bir belirleme de bulunmadığından, müterafik kusura değinen davalı vekili istinafı yerinde değildir. Zarar gören üçüncü kişilere karşı işletene düşen hukuki sorumluluğu belirlenen teminat limitleri dahilinde üstlenen zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi hakkında feragat beyanında bulunulması halinde, bu feragat araç işletenine de teminat limitleri dahilinde sirayet edecektir. Şöyle ki; mahkemece tespit edilen zararın teminat limitleri dahilinde kalması halinde işletenin de hukuki sorumluluğuna gidilemeyecek, bu limitleri aşan bir zararın tespiti halinde ise, limitin üzerinde kalan kısım yönünden işletenin sorumluluğundan bahsedilebilecektir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/05/2015 tarh, 2013/18741 E. Ve 2015/7326 K. sayılı kararı). AYİM tablosunda çocuksuz 26-30 yaş arası erkekler için evlenme ihtimali indirim oranı % 48 olarak belirlenmiştir. Aktüerya bilirkişi raporunda hesaplama tarihinde bu oran üzerinden indirim yapıldığından istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca bilirkişi raporunun 5. sayfasındaki toplama hatası da mahkemece resen düzeltilmiştir. Davacının evlenme ihtimaline göre indirim yapıldıktan sonra karşılanmayan maddi tazminat tutarı 245.549,02 TL olup bu durumda, belirlenen maddi tazminat kaza tarihi ile geçerli ZMSS teminat limiti olan 310.000,00 TL altındadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince davacı vekili tarafından ZMSS şirketi aleyhine açılan davadan feragat edilmesi nedeniyle davalı … A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davası hakkında da ödemeye dayalı feragat ve bakiye tazminat alacağının bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin maddi tazminat yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Davacı vekili yargılama sırasında, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş.’yi ibra etmiş, mahkemece maddi tazminat taleplerine ilişkin davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. HMK’nın 331/1. maddesine göre davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder. Bu durumda dava açıldığı tarihte davacı dava açmakta haklı olduğuna göre davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir ise de ibranamede ilam vekalet ücretinin de yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda vekalet ücreti verilemeyeceği gözden kaçılarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bu yönlerden de düzeltilmesi gerekmiştir. (Aynı şekilde diğer davalı açısından da vekalet ücreti verilmemesi gerekir ise de diğer davalının bu yönde istinafı bulunmadığından usuli kazanılmış haklar gözetilerek eleştirisi ile yetinilmiştir). Davalı … A.Ş. vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazları yerindedir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacı lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince REDDİNE, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Konusu kalmayan maddi tazminat davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 50.000,00 TL’nin manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 24/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 3-Başlangıçta peşin olarak alınan 857,30 TL harcın alınması gerekli olan 3.483,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.626,51 TL karar ve ilam harcının -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 51,50 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 322,20 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 1.022,20 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 208,00 TL yargılama masrafından, davalı … AŞ tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 11,00 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 9,00 TL’nin mahsubu ile kalan 199,00 TL’ye peşin harç 857,30 TL, eklenerek sonuç olarak 1.056,3 TL’nin -davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 20,71 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 815,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalı … A.Ş.’ nin yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 2,00 TL’nin davalının kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı … Sigorta Şirketi’ nden alınarak davacı tarafa verilmesine, 6- Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davalı … A.Ş.’ den alınarak davacıya verilmesine, 7- Manevi tazminat davası yönünden davalı … A.Ş. yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … AŞ’ ye verilmesine,8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalı … A.Ş.’ ye iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a)Davalı … A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b)Davacı yönünden; alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a)İstinaf aşamasında davalı … A.Ş. tarafından yapılan 43,36 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine, b)Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/11/2021