Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1975 E. 2021/1616 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1975
KARAR NO: 2021/1616
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2015/285 Esas 2018/1282 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 08/11/2014 tarihinde … plaka sayılı araçta yolcu olarak seyir halinde iken, aracın dik eğimli yolda geriye kaçması sonucu panikleyerek araçtan atlamış ve aracın tekerleğinin bacağının üzerinden geçmesi ile yaralanarak malul kaldığını, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve yaralanarak malul kalmasına neden olan aracın davalı şirketince KTK Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile sigorta ettirildiğini davalı … şirketine 10/02/2015 tarihinde yazılı başvuruda bulunduğunu, davalı şirketin 19/02/2015 tarihi cevabıyla Genel Şartlarının A.3-m maddesi uyarınca taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin kaza sonrası yaralanması nedeniyle sürekli malul kaldığını, 8 tane bakım ve gelişim çağında çocuğu olduğunu, ailesinin geçimini tuz satarak sağladığını, aylık 3.0000,00 TL civarında kazancı olduğunu, müvekkilinin maluliyet durumunun kesin tespiti için ATK’dan rapor aldırılmasını, davanın kabulünü, fazlaya ve faize ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve bakım giderlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı araç müvekkili şirkette zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının talebinin teminat dışı olduğunu, gerçek kusuru, geliri ve uzuv kaybı oranına göre tazminat meblağı belirleneceğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluklarının bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazada müvekkilin ağır kusurundan söz edilemeyeceğini olayın kaza tespit tutanağına göre sürücü …, 2918 Sayılı KTK Md.- 47/1-d’de belirtilen kuralı ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu, daha sonra mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkil % 75 kusurlu bulunmuş ise de müvekkilin ağır kusurlu olduğu anlamına gelmediğini, zarar görenin ağır kusuru ile illiyet bağının kesildiğini gösterir kurtuluş kanıtı davalı şirket tarafından dosyaya sunulmadığını, 18.01.2016 tarihli ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağındaki kusur değerlendirmeleri ile müvekkilin kusuru oranında indirim yapılmak suretiyle hazırlanmış olan hesap bilirkişisi raporu hiçe sayılarak davalarının reddedilmesini kabul etmediklerini, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacının 08.11.2014 tarihinde … plakalı araçta yolcu olarak seyir halinde iken aracın dik eğimli yolda geriye kaçması nedeni ile panikleyerek araçtan atlaması sonucu oluşan maluliyeti nedeni ile davalı aracın sigorta şirketinden maddi zararının tazminini talep edildiği anlaşılmıştır. Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının kendi kusurlu davranışı neticesinde kontrolsüz ve sübjektif nedenlerle hareket eden araçtan atlaması neticesinde uygun illiyet bağını kestiğine kanaat getirilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç somut olaya uygun düşmemektedir.Somut olay haksız fiil niteliğindedir. Davalı, meydana gelen kazada aracın trafik sigortacısıdır. İşletenin, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde mali sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. Somut olayda, kaza tespit tutanağına göre sürücü …, 2918 Sayılı KTK Md.- 47/1-d’de belirtilen kuralı ihlal ettiğinden asli kusurlu bulunmuştur. Ancak, daha sonra mahkemece ATK dan alınan bilirkişi raporunda davacı yolcu % 75 kusurlu, davalı … şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması karşısında, raporlar arasında çelişki de meydana geldiğinden ve KTK 86. maddesi gereğince somut olayda kazaya ilişkin olarak illiyet bağını kesen bir durum olup olmadığı hususunda İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2021