Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1950 E. 2021/1615 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1950
KARAR NO: 2021/1615
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2018/444 Esas – 2018/1224 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 22/04/2012 tarihinde … yönetimindeki … plakalı aracın devrilmesi sonucunda meydana gelen tek yanlı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır derecede yaralandığını ve malul kaldığını, araç sürücüsü …’un asli ve tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği, … plakalı aracın davalı … şirketince kaza tarihini kapsar ZMM poliçesi düzenlendiğini, davacının geçici ve kalıcı maluliyetine ilişkin zarının davalı tarafından tazmini gerektiği, davadan önce başvuruda bulunulmasına rağmen cevap verilmediğini ve zararın karşılanmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMM sigorta poliçesi ile teminat kapsamında olduğunu, kişi başına 200.000,00 TL limitle sınırlı sorumlu olduklarını, ancak bu sorumluluğun işleten /sigortalı bakımından değil, 3.kişiler bakımından geçerli olduğunu, davacının bizzat işleten/sigortalı olup, ZMMS Genel Şartları tebliğinin A3 ve 6. maddeleri uyarınca işletinin/sigortalının taleplerinin teminat dışı olduğunu, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında 3.kişilere verilen zararının teminat kapsamına alındığını, bu nedenle davacının zararının teminat dışı olduğunu, 2918 sayılı KTK nın 92.maddesinde de bu durumun belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulması üzerine ise 18/04/2019 tarihli ek karar ile “… istinaf başvurusunun Mahkememizin 06.12.2018 tarihli ve 2018/444 Esas 2018/1224 Karar kesin nitelikte bulunduğundan HMK’nın 346.maddesi hükmü gereğince istinaf isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili ek kararı da istinaf etmiştir. Davacı vekili esas karara ilişkin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK’nun 91-99 maddelerinde yer alan trafik sigortasından kural olarak zarar gören “üçüncü kişiler” yararlandığını ancak Yasa’nın 92.maddesi (b) bendinde özel ve ayrık bir hükme yer verilerek işleten ve sürücünün yakınları da “üçüncü kişi” kabul edilip, onların “mal” zararları dışındaki “can” zararları sigorta kapsamına alındığını, Yasa’nın 92 maddesi (b) bendinde, işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin) “her türlü zararları” değil, yalnızca “mallarına” gelen zararlar sigorta kapsamı dışında bırakıldığını, buna karşılık “canlarına” gelen zararlar sigorta kapsamında olduğunu, işleten ve sürücü yakınlarının can zararları sözkonusu olduğunda, Trafik Sigortasından tazminat alabilecekleri yönünde kararlar verildiğini, davaya konu kazada ise müvekkilinin işleten olduğunu ancak kazada yolcu pozisyonunda olup 3.kişi durumunda olduğunu ve tazminat alabileceğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava, fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutularak tazminat davası olarak açıldığından kısmi davadır. Bu durumda kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiğinden ve henüz alacağın tamamı belirlenmediğinden verilen karar kesin nitelikte değildir. Bu nedenle davacının kararı istinaf etme hakkı bulunduğundan ek karara karşı istinaf talebi kabul edilerek esasa ilişkin istinaf talebi incelenmiştir. Dosya kapsamından, 22/04/2012 tarihinde davalı … şirketine kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortalı, davacıya ait, dava dışı … yönetiminde … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davalı … Sigorta A.Ş., davacı …’ın işleteni olduğu … plakalı aracın, zmms sigortacısıdır. Poliçe tanzim tarihine göre uygulanması gereken (15 Ağustos 2003 yürürlük tarihli) ZMSS Genel Şartlarının “A.3- Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı kısmının b bendinde, “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” teminat dışında bırakıldığından, başka bir ifadeyle işleten, sigorta sözleşmesi kapsamında 3. kişi konumunda olmadığından davacı poliçe kapsamında tazminat talep edemeyecektir. Sonuç olarak davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Ne var ki HMK’nın 355.maddesi gereğince yapılan inceleme sonucuna göre davanın esastan reddi yerine aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış hüküm bu yönden düzeltilmiş, davalı tarafın istinaf talebi bulunmadığından vekalet ücreti bakımından davacı yararına oluşan usuli hak gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararında belirlenen vekalet ücreti miktarı aynen muhafaza edilmiştir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesi kararı HMK’nın 355.maddesi gereğince resen düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE HMK’nın 355.maddesi gereğince yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1- Davanın reddine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 195,00 TL gider avansından geriye kalan 99,50 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Davacı tarafından ek kararın istinafı için peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b.Esas kararın istinaf bakımından Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-Kararın mahiyeti gereği istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2021