Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1948 E. 2021/2304 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1948
KARAR NO: 2021/2304
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI: 2018/205 Esas – 2019/270 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … nolu kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracına … plakalı aracın sürücüsünün %100 kusuru ile 18.02.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet ererek müvekkili araçta 27.362,00 TL hasara neden olduğunu ve ekspertiz tespiti ile bunun belirlenmiş olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının belirlenen bu zararını 10.04.2017 tarihinde ödeyerek tazmin ettiğini, dolayısıyla TTK’nun 1472 maddesi ve 2918 sayılı KTK’nun sigorta genel şartları gereğince aynı zamanda sigortalısının haklarına halef olan müvekkili şirketin sorunu etmek suretiyle çözmek istediğini ancak buna muvafakat etmediğini beyanla ödemiş olduğu 27.362,00 TL davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın feragat nedeniyle reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılardan … Sigorta AŞ. hakkında dava açıldıktan sonra yapılan anlaşma ve yapılan haricen ödeme sebebiyle … Sigorta AŞ. hakkında ki davalarından haricen feragat etmiş olduklarını, mahkeme tarafından bu feragatin diğer davalılara da sirayet edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ödenmeyen bakiye kısmın diğer davalılar yönünden ödenmesi konusundaki taleplerinin devam ettiğini, diğer davalılar yönünden red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, … Sigorta AŞ’nin teminatın tamamının ödenmesi sebebiyle sorumluluğunun sona erdiğini teminatı kalmayan kısım için … Sigorta AŞ.’nin sorumluluğunun devam ettiğini iddia etmenin haksız ve açık hukuka aykırılık oluşturduğunu, … Sigorta yönünden davaya devam etmenin hukuk kurallarına açık aykırı olduğu gözetilmeden feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu sebeple diğer davalılar yönünden teminatı aşan kısım için maddi tazminata ilişkin taleplerinin devam ettiğini ve bu davalılar yönünden kalan bakıya kısım olan 5.230,00TL ve buna bağlı diğer fer’iler yönünden davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerektiğini, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun hukuki sonuçları vardır. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (TBK 163/2).Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir (TBK 163/1).Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (TBK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (TBK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekili, 22/07/2018 tarihli dilekçe ile “Davalılardan … Sigorta AŞ. ile varılan anlaşma çerçevesinde ZMMS teminat kapsamında bulunan 22. 132,00 TL asıl alacak ve 4.602,40 TL fer’i tutarlar olmak üzere toplam 26.734,40TL miktar davalı … Sigorta AŞ. tarafından müvekkil şirkete ödenmiştir. Bu sebeple Davalılardan … Sigorta AŞ. yönünden davamızdan feragat ettiğimizi ve yine dava miktarı 27.362,00TL’den davalı … Sigorta AŞ. ‘nin ödemiş olduğu asıl alacak olan 22.132,00TL’nin düşülmesi sonucu geriye kalan 5.230,00TL asıl alacak yönünden diğer iki davalı yönünden davamıza devam ettiğimizi bilvekale beyan ediyoruz.” şekilde beyanda bulunduğu görülmektedir. Bilahare davacılar vekili ile davalı sigorta vekili arasında imzalanan ibraname ve feragatname başlıklı belge dosyaya sunulmuştur. Sunulan ibranamede sigorta şirketinin poliçe limitininin gösterilmediği görülmüştür. Yukarıya aktarılan yasal açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, poliçe limitinin tüketilip tüketilmediğinin araştırılmadan, sigorta limitini aşan bir zarar olup olmadığı saptanmadan diğer müteselsil sorumluları olan davalılar yönünden de feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu kapsamda Dairemiz tarafından davalı sigorta şirketine davacıya yapılan ödeme miktarının ve poliçe limitinin tüketilip tüketilmediğinin tespiti için müzekkere yazılmış, müzekkereye cevap verilmediği için tekid edilmesine rağmen yanıt verilmediği görülmüştür. Bu doğrultuda mahkemece yukarıda belirtilen şekilde müzekkere yazılarak , davalı sigorta vekiline kesin süre verilerek poliçe kapsamında yapılan ödemenin ve poliçe limitinin tüketilip tüketilmediği saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021