Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1924 E. 2021/1664 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1924
KARAR NO: 2021/1664
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI: 2016/996 Esas – 2017/961 Karar
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … (… Sigorta A.Ş.) tarafından … poliçe numarası ile trafik sigortası yapılmış … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca tamamen kendisi kusurlu olarak, müvekkilinin aracına 24/07/2015 günü çarparak ağır hasar verdiğini, olayın ardından … tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını ve hasar bedeli ödendiğini, ( … Sigorta A.Ş. Hasar Dosya No: … ) durumun trafik kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini, müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini, değer kaybının karşılanması gerektiği yönündeki başvurularının, yazılı olarak ve mail yoluyla yapılmışsa da, davalı şirket tarafından değer kaybı dosyası oluşturulmadığını ve başvurularına cevap verilmediğini, müvekkili tarafından değer kaybı için eksper raporu alındığını, bunun için 350 TL masraf yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL belirsiz alacakları olan değer kaybını muaccel olduğu tarihten bu yana kanuni faizi ile birlikte ödemeye ve 350 TL değer kaybı ekspertiz raporu bedelinin, muaccel olduğu tarihten bu yana kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının 24/07/2014 günü meydana geldiğini, dava dilekçesinde kazanın 24/07/2015 günü meydana geldiği yönündeki beyanın yanlış olduğunu, buna göre de zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduklarını, esasa dair ise davacı tarafça, davalı müvekkiline sigortalı aracın kusurunun ve davacı aracında meydana geldiği iddia olunan değer kaybının ispat edilmesi gerektiğini, değer kaybının sigorta teminat kapsamında da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın 2918 sayılı KTK’nın109/1 mad. uyarınca zamanaşımı nedeniyle reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; alacağın bir kısmının dava edilmesi ve mahkemece bu alacağa ilişkin davanın tümden reddedilmiş olması halinde davacı yönünden kararın kesin olduğundan söz edilemeyeceğini, yeterli inceleme yapılmadan zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, kaza tarihinin dava dilekçesinde sehven 24/07/2015 olarak yazılmış olup maddi hata yapıldığını, kaza tarihinin 24/07/2014 olduğunu ancak kaza sebebiyle meydana gelen dava konusu değer kaybının eksper raporu ile öğrenildiğini, kaza ile birlikte değer kaybının öğrenilmesinin ise mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Her ne kadar karar miktar itibari ile kesin olarak verilmişse de dava belirsiz alacak davası olduğundan davanın tümden reddedilmiş olması halinde HMK 341/3 maddesine göre istinaf incelemesinin yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamından, 24/07/2014 tarihinde oluşan trafik kazası nedeniyle kazaya karışan davalı … şirketine sigortalı aracın kusurlu olduğu iddiası ile davalı … şirketinden değer kaybı talep edildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır. Davaya konu trafik kazası 24/07/2014 tarihinde meydana gelmiş olup, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda, davalı … şirketi tarafından hasar bedeli ödemesi 28/08/2014 tarihinde yapılmış olduğundan en son bu tarihte zarar ve tazminat yükümlüsü öğrenildiğinden dava tarihi olan 07/09/2016 tarihinde zamanaşımı dolmuştur. Bu gerekçe ile verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının kendi yaptırdığı ekspertiz incelemesine dayanarak değer kaybını öğrenme tarihi olarak kabul edilmesine yönelik istinafı yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2021