Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1850 E. 2021/1613 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1850
KARAR NO: 2021/1613
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2014/1199 Esas – 2018/165 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kay.Zarar Nedeniyle)
BİRLEŞEN İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/311 Esas – 2016/227 Karar s. Davası
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kay.Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … plaka sayılı aracın müvekkiline sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı kamyonetin aniden durması üzerine … plaka sayılı kamyonetin plaka sayılı kamyonetin ve … plaka sayılı araçların da durmak zorunda kaldığını, bunun üzerine sigortalı aracın arkasındaki … plaka sayılı aracın sigortalı … plaka sayılı araca arkadan çarptığını, yaşanan kaza nedeniyle maddi hasar oluştuğunu, kaza sonrası hasar dosyası açıldığını ve sigortalı aracın 6.724,32 TL tutarında hasara uğradığını, bu bedelin müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olunduğunu, kazanın oluşumunda davalıların sorumlu olduklarını, alacağın davalılardan talep edildiğini fakat ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını ve davalılarca takibe itiraz edildiğini, belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı aracın kusurlu olduğunu, müvekkiline sigortalı aracın kusursuz olduğunu, davacıların … plaka sayılı aracın sigortalı olduğu şirketten tazminat alıp almadıklarının araştırılmasının gerektiğini, kazanın müvekkiline ihbar edilmediğini ve bu nedenle müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, temerrüte düşürülmediği için faizden sorumlu olamayacağını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazanın birden çok aracın karışması üzerine gerçekleştiğini, bilirkişi raporu alınması ve dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesinin gerektiğini, yalnızca kusur raporuna göre karar verilmesinin isabetsiz olacağını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen dava dava dilekçesinde özetle; aynı kaza nedeni ile hasar gören sigortalı araç için kazaya karışan … Sigorta A.Ş (eski ünvanıyla … Sigorta A.Ş.) tarafından 26.09.2011 başlangıç 26.09.2012 bitiş tarihli … numaralı Trafik Poliçesiyle sigortalı ve … adına kayıtlı olan … plakalı aracın sürücüsü …’ nın kusurlu olduğunu açıklayarak başlatılan takibe yapılan itiraz nedeni ile ve takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davalıların takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptaline, takibin 1.822,67 TL üzerinden devamına, asıl alacak 1.681,08 TL ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, İcra inkar tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteselsil borçta borçlular alacağın tamamından alacaklıya karşı sorumlu olması sebebiyle davalıların meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğunu, alınan bilirkişi raporuna göre bu kazanın oluşumunda, sigortalı araç sürücüsü kusursuz, davalı araç sürücüsü %25 kusurlu, dava dışı kamyon sürücüsü ise %75 kusurlu olduğunu, müteselsil borç ilişkisi kapsamında üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu olan davalıların her birinden, borcun tamamının ödenmesi talep edileceğine göre davalı … ve ZMSS sigortacısı diğer davalı … Sigorta A.Ş borcun tamamı olan 6.724,32 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının ve davalı sigorta şirketinin zararın tümünden sorumlu tutulması gerekirken, %25 kusur oranında sorumlu tutulması yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazada sürücü olarak kendisinin bir kusurunun olmadığını, kazaya karışan aracın ZMSS poliçesi olduğunu, bu nedenle davacı taraf haklı olsa bile öncelikle bu zararın sigortalarından tahsil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, kasko poliçe kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemi ile yapılmış takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava dışı sigortalı adına kayıtlı, 02/08/2012 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından 13.06.2012-2013 tarihlerini kapsar şekilde maksimum kasko sigortası ile sigorta kapsamına alınmış … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı bulunan davalı …’ın işleten, davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı kamyonet ve dava dışı … plakalı araçların arasında maddi hasarlı olarak trafik kazası meydana geldiği, sigortalı araçta oluşan 6.724,32 TL hasarın davacı tarafından 10.09.2012 tarihinde sigortalıya ödenmesi üzerine davalılardan 06 KA 6048 plakalı araç sürücüsü … ve trafik sigortacısı … Sigorta A.Ş. aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile … plakalı araç işleteni davalı … aleyhine ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu eldeki dava ile birleşen dava açılarak itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalılar … ve … vekili istinaf itirazları incelenmesinde; HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341. maddesinin 2 ve 4. fıkralarındaki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olmuştur. Dava dilekçesinde, 7.293,96 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş; Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 1.822,67 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Bu halde davanın kabul edilen kısmı kararın verildiği tarih itibarı ile 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, davalıların İlk Derece Mahkemesince verilen karar için istinaf hakkı yoktur.Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalılar … ve …’nın istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelenmesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Poliçe tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 50.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, ayrıca müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişki düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin BK’nın 141.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 145.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Somut olayda mahkemece aldırılan kusur raporuna göre;olayda ilk olarak … plakalı araç en sağ şerit içinde durmuş ise de arkadan gelen … ve … plakalı araçların sorunsuz olarak durması ancak bu araçlardan sonra gelen … plakalı aracın duramayarak … plakalı aracın arkasına vurması sonucu kazanın meydana geldiği ve olayda … plakalı aracın emniyetli takip mesafesini koruyamayarak en sondaki araca arkadan çarpması sebebiyle dava dışı bu araç sürücüsünün %75 oranında, davalı … plakalı araç sürücüsünün ise yol üstünde durmuş olması sebebiyle %25 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kusursuz oldukları tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü ve işleteni zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 141. vd. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarına karar verilmesi doğru olmamıştır.Dosyada mevcut özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığından bu rapor hükme esas alınarak davacı sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan oluşan zararın tamamından müteselsil sorumlu olan davalılar sorumlu olacak şekilde davanın kabulüne ve hükmün düzeltilmesine, asıl ve birleşen davada aynı takip dosyası için itirazın iptali talep edilmekte olup davalılar borçlular müteselsil sorumlu olduğundan harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti birlikte hesaplanarak gösterilmiştir. Bu nedenle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b/1. maddesi uyarınca reddine; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-A-1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b/1. maddesi uyarınca REDDİNE, 2. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Asıl ve birleşen davanın kabulüne, – Asıl ve birleşen davada davalı borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin 7.293,96 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacak 6.724,32 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 2-İcra inkar tazminatı isteminin reddine, 3-Asıl ve birleşen dava yönünden alınması gerekli 498,25 TL ilam harcından asıl davada alınan alınan 25,20 TL peşin harç ile birleşen davada alınan 124,57 TL peşin harcın toplamı olan 149,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 348,48 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş., … ve …’dan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Asıl dava yönünden başlangıçta harç gideri olarak yatırılan 50,40 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta A.Ş. ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, -Mahkememizin iş bu dava dosyası ile birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/311 Esas, 2016/227 Karar sayılı dosyası yönünden başlangıçta harç gideri olarak yatırılan 153,77 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, -Yargılama aşamasında yapılan 1.183,85-TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davalılarından alınıp davacıya verilmesine, 5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen dosya davalılarından alınıp davacıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Davalılar … ve … yönünden;İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine, b.Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a. Davalılar … ve … yönünden; İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, b. İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 123,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2021