Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1793 E. 2021/1657 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1793
KARAR NO: 2021/1657
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2017/1374 Esas – 2018/1209 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … aleyhine müvekkil davacıya olan borcundan dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunması üzerine yetki itirazının kabulü ile takibin Beykoz İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek, … E. dosya numarası ile takip devam ettiğini, davalı yanın tekrar borca itiraz ettiğini, davalı şirketin maliki bulunduğu ve müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası bulunan … plakalı aracın, belirsiz sürücü sevk ve idaresinde iken 15.01.2015 tarihinde, park halindeki … plakalı araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, hasarlı araç sahibine 6.783,00 TL hasar tazminatı ödediğini, maddi hasarlı trafik kazası tensip tutanağı ile belirtildiği üzere … plaka numaralı aracın Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/F maddesine göre doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma sebebiyle kural ihlalinde asli kusurlu olduğunu, tutanak ile özetlenen kaza raporunda davalı şirkete ait aracın çarpıp kaçtığı ve kaza yerini terk ettiğinin teyit edildiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlarının B4-f bendi uyarınca hasar ödemesini yapan sigortacı, kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebileceğini belirterek itirazının iptali ile takibin devamına ve iş bu haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin işbu dava bakımından pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davaya konu kazaya karışan aracın müvekkil şirket tarafından araç kiralama sözleşmesi ile kiralanmış olduğunu bu nedenle pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine, ayrıca hiçbir kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı süresi dolduğunu, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal koşulları bulunmaması nedeni ile reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yapılan ödeme sonrasında davalı sigortalısına olay yeri terk sebebi ile rücu talebinde bulunduğunu, dava dilekçesinde rücu talebinin dayanağı olarak ZMSS Genel Şartlar B.4/f olarak belirtilmiş olduğunu, İlk derece mahkemesince hukuki sebep ile bağlı olmama ilkesine aykırılık teşkil eden davanın reddi kararının kaldırılması gerektiğini, 06/12/2018 tarihli duruşmada hakim, HMK 31. maddesi gereği hukuki aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmek adına taraflarına açıklama yaptırmış ise de kendi takdiri yetkisine dayanarak hukuki sebebin farklı olduğu kanaatinde ise yargılamaya ona göre yön verip devam etmesi gerektiğini, fakat bu durum göz ardı edilerek yargılamaya son verilip davanın reddine karar verilmesinin hukuki sebeplerle bağlı olmama ilkesine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, davalıya ait araç sürücüsünün kusurlu olduğu bu durumda müvekkil şirket tarafından olay yeri terk sebebi ile rücu talebinde bulunulmasının kanuna ve ZMSS Genel Şartlar’ına uygun olduğunu, Buna rağmen mahkeme tarafından ağır kusur yada kastın ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, kaza tespit tutanağında yer alan bilgiler ve ardından ekspertiz raporuna bakıldığında davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ispat edilmiş olduğunu, araç sürücüsünün trafik kurallarına uymadığını, araç sürücüsünün basit bir dikkatsizliğinden söz edilemeyeceğini, ağır kusurunun olmadığından bahsedilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin sigortalısından rücuen tahsili için yapılan takibe itiraz nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı şirketin maliki bulunduğu ve davacı şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası bulunan … plakalı aracın, belirsiz sürücü sevk ve idaresinde iken 15.01.2015 tarihinde, park halindeki … plakalı araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet verdiği, kaza tarihinde tanzim edilen tutanağa göre davalı şirketin maliki olduğu aracın kaza oluşumunda %100 kusurlu olduğu belirtilerek hasarlı araç sahibine ödenen 6.783,00 TL hasar tazminatının davacı şirket tarafından 19.10.2015 tarihli ve … dosya numaralı yazı ile davalı şirkete TTK’nın 1472.maddesi gereğince rücu talebinde bulunulduğu, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davalı şirkete ait araç park halindeki araca çarpmış maddi hasar oluşmuştur. Olayda yaralanan olmamıştır. Davacı … tarafından davalı şirkete gönderilen yazıda hasar tazminatının trafik sigortası genel şartlarının B1-c (olay yeri terk) maddesi gereğince taraflarından tahsili gerektiği hususu yazılmış olup ödeme olmadığından icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde de aynı sebepten genel şartların B4-f olay yerini terk açıklaması ile itirazın iptali istendiği anlaşılmaktadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesinin f bendi” Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde…” hükmünü havidir. Öte yandan eldeki davada uygulanması gereken genel usul ilkesi, 6100sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen “taraflarca getirilme” ilkesi olup, hâkim, iki tarafın söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz, Kanunda belirtilen durumlar dışında kendiliğinden delil toplamayamaz. Somut uyuşmazlığın esası yönünden de bu usul ilkesi uygulanmalı, tarafların ileri sürdüğü vakıalar ve deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmalı; taraflarca ileri sürülmeyen yahut delil olarak dayanılmayan konuların resen dikkate alınamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/7293 Esas ve 2021/11705 Karar sayılı kararı). Somut olayda, bedeni zarar meydana gelmemiştir. Davacının rücu için dayandığı husus Genel Şartların B.4-f maddesi olay yeri terk sebebi olduğundan mahkemece davanın ileri sürülüş nedeni itibari ile dayanılan vakıa ile bağlı kalınarak bu yönde inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/10/2021