Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1783 E. 2021/1242 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1783
KARAR NO: 2021/1242
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2016/655 Esas – 2019/103 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;14.12 2008 günü sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili …’nın ağır şekilde yaralandığını, … plakalı sayılı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı olduğunu, davalı şirketçe ödeme yapıldığını, ancak işbu talihsiz kaza sonucunda vücut fonksiyonlarında kayba uğrayan müvekkili için daha zor hale gelen yaşam koşulları karşısında yapılan ödeme miktarının oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin trafik kazasının meydana getirdiği olumsuz etkilerden dolayı iş gücü kaybı ve ayrıca kazadan sonra çalışamamasından dolayı maddi kazanç kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL’nin davalı şirkete başvuru tarihin 8. iş gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 13.06.2008 – 13.06.2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS Karayolu Poliçesi ile sigortalandığını, davacıya, 07.08.2009 tarihinde … bankası Yenimahalle (Ordu) Şubesinden 19.891,00 TL ödendiğini, ödenen tutarın taraflar arasında çekişmesiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme gereği davanın reddine karar verilmesini, ödemenin 2009 yılında gerçekleştirildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendilerince de kabul olunduğu üzere davalı şirketten bir miktar ödeme alındığını, davalı taraf ilgili banka şubesinin dekontunu dosyaya sunmuş ise de taraflar arasında yapılmış olduğu beyan edilen ibranamenin ibraz edilmesi gerektiğini, banka dekontu hukuki nitelik bakımından ibraname anlamına gelmemekle birlikte işbu dekont müvekkilinin sigorta şirketinden başkaca hak ve alacağı kalmadığını kabul ettiği anlamı taşımadığını, davalı tarafça müvekkilinin ibra edildiğine ilişkin herhangi bir anlaşma /ibraname dosyaya ibraz edilmediğini, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanmış olan geçerli bir ibraname bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin açık bir şekilde usul, hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 14.12 2008 günü sürücü …’ nın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’nın ağır şekilde yaralandığı, davalı Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapıldığı ancak bu ödemenin çok düşük olduğu belirtilerek bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davaya konu kaza nedeniyle davalı tarafından davacı adına ibraname alındığı, yapılan ödeme miktarının ibranamede yazılı olduğu, ibraname tarihinin 07/08/2009 olduğu, KTK’nın 111/2. maddesinde yer alan 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi olan 20/05/2016 tarihi itibarıyla KTK’nın 111/2 maddesinde yer alan iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni mahkemece yazılı gerekçe ile açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/1671 Esas ve 2018/1245 Karar sayılı ilamı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2021