Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1782 E. 2021/1158 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1782
KARAR NO: 2021/1158
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/546 Esas – 2019/225 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/09/2016 tarihinde müvekkili şirkete ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı ve dava dışı … plakalı araçların karıştığı trafik kazası meydana geldiği, aracın 20.739,60 TL tutar ile onarıldığı, kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in kusurlu olduğunu ve verdiği zararı tazminle yükümlü olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’den onarım bedeli talep edilmesine rağmen reddedildiğini, zararın müvekkili şirket tarafından karşılanmak zorunda kalındığını belirtilerek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.260,04 TL tutarındaki araç onarım bedeline ilişkin tazminatın kaza tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın müvekkili şirkete ZMS poliçesi ile sigortalı olduğu, … plakalı araç için yapılan ihbar doğrultusunda hasar dosyası açılarak davadan önce davacı yana ödeme yapıldığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, aracın ön kısmında meydana gelen hasar ile sigortalı aracın arkadan çarpması arasında illiyet bağı bulunmadığını, ön kısımdaki hasardan sorumlu olunmadığını, arka kısma ilişkin 10.618,86 TL tutarındaki hasar bedelinin davacıya 16.12.2016 tarihinde ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, talep edilen hasar tutarının hangi kıstaslar ile belirlendiğinin, fiyatlarının uygun olup olmadığının belli olmadığını, müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilmeyeceğinden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Hasar dosyasından hasar bedelinin ödendiğini, herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 6.497,21 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilin aracı hariç iki farklı aracın karıştığı kazada, kazaya karışan diğer araçların müteselsilen sorumlu olması gerekirken buna aykırı verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkile ait … plakalı araç sürücüsü … sağ şeritte aracıyla düz bir şekilde ilerlemekteyken … plakalı araç sürücüsü …’ ın yolun sağ şeridine doğru kısa mesafede hatalı ve kontrolsüz manevra yapmış ve aniden durmuş olduğunu, kazaya engel olabilmek adına elinde herhangi bir tedbir bulunmayan araç sürücüsü …’nun, …’ın arabasına arkadan çarptığını, davalı …’ in ise sürmekte olduğu … plakalı araç ile Karayolları Trafik Kanunu m. 52/b,c kuralına aykırı şekilde öndeki araçla arasında güvenli bir mesafe bırakmadığından kaza olduğunu görmesine rağmen duramamış, müvekkiline ait … plakalı araca arkadan çarpmış ve böylece müvekkile ait arabanın önünde ve arkasında hasara sebep olan davaya konu trafik kazasının meydana gelmiş olduğunu, bilirkişilerin çarpma sonucu müvekkiline ait aracın önünde ve arkasında oluşan hasarları sanki iki ayrı kaza neticesinde oluşmuş gibi incelemiş ve değerlendirmiş olduğunu, aynı trafik kazasında meydana gelen zarar bakımından davalı ve dava dışı araç sürücüsünün müteselsilen sorumlu olduğunu, bilirkişilerce yapılan yanlış hukuki değerlendirme dikkate alınarak hatalı karar verilmiş olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 30/09/2016 tarihinde davacının maliki olduğu … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı … plakalı ve dava dışı … plakalı araçların karışması ile; öndeki … plakalı aracın sağ şeride geçerek durması, … plakalı aracın, öndeki … plakalı araca çarpması, arkadan gelen … plakalı aracın da … plakalı araca çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde, … plakalı araçta ön ve arka kısmında oluşan hasar nedeniyle … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olan davalıdan maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporunda; Kaza tespit tutanağında … yönetimindeki … plakalı aracın aniden sağa geçmesi neticesinde, …’ ın şerit izleme ve değiştirme kuralını ihlal ettiğinin, … plakalı araç sürücüsü …’ in yakın takip kuralını ihlal ettiğinin yazılı olduğu açıklandığı ve değerlendirildiği, olayda … plakalı aracın önünde oluşan hasar açısından; sağ şeridi kontrol etmeden, güvenli ortamı beklemeden aniden sağa manevra ile ani frenle durması ile diğer otomobiln önünü kapatan …’ ın % 100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ nun kusursuz olduğu, … plakalı aracın arkasında oluşan hasar açısından;seyir halindeki aracı yakın mesafeden takip eden, tehlikeleri öngörmeyen, arada emniyetli mesafeyi koruyacak şekilde hızını yolun icap ve şartlarına uygun şekilde ayarlamayan, arkadan çarpan … plakalı araç sürücüsü …’ in % 100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ nun kusursuz olduğu görüşü açıklanmış, meydana gelen kaza 1. kaza ve 2. kaza olarak ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Bilirkişi raporunda meydana gelen kaza; 1. kaza ve 2. kaza şeklinde kabul edilerek kusur değerlendirmesi de, 1. kaza ve 2. kaza olarak ayrı ayrı irdelenmiş ise de; kazanın, davacıya ait aracın kendi şeridinde giderken, önündeki aracın sağ şeride geçerek aniden durması sonucu önündeki araca arkadan çarpması ve devamında, arkadan gelen aracında duramayarak davacıya ait araca çarpması şeklinde meydana gelmiş olması karşısında, olayın fasılasız, anlık meydana gelip gelmediği, iki ayrı kaza olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, yapılacak değerlendirmenin kusur oranlarına etkisi konusunda ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir rapor alınmadan karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davacı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021