Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1777 E. 2019/899 K. 17.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1777
KARAR NO : 2019/899
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2016
NUMARASI : 2015/808 Esas – 2016/636 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar )
KARAR TARİHİ: 17/06/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait … plakalı aracın müvekkili şirkete ait havai hat demir direğine çarparak hasar verdiğini, hasar bedelinin 3.173,00 TL olduğunu, bedelin ödenmesi için ihtarname gönderildiği halde davalı idarece herhangi bir cevap verilmediğini, davalı hakkında icra takibine girişildiğini, ödeme emri tebliği üzerine davalının takibin tamamına itiraz ettiği ve takibin durduğunu, davalının borcunun tamamına yönelik itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötüniyetli itirazından dolayı % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hizmet kusuru sebebiyle meydana geldiğini, idarelerin hizmet kusurlarından dolayı meydana gelecek maddi hasarların tam yargı davasının konusu içerisine girdiğini, tam yargı davalarının görülüp çözüme bağlandığı mercinin İdare Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğini, idarenin tazmin borcunun söz konusu olabilmesi için zararın varlığının yeterli olmadığını, zararla idari eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunlu olduğunu, dava konusu kazadaki zarar ile idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin de yasal dayanağı bulunmadığını, itirazlarının haklı nedenlere dayandığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; mahkemenin görevsiz olup görevli mahkeme İdare Mahkemesi olduğundan görev nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya görevli yargı yolunun idari yargı değil, adli yargı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İlk Derece Mahkemesince dava konusu tazminat talebine dayandığı olay hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı şirkete ait havai hat demir direği, davalı belediyenin işleteni olduğu … plakalı aracın çarpması ile hasara uğramıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde, “Trafik kazası:Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”. İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. Danıştay 13. Hukuk Dairesinin 26/12/2018 tarih, 2012/ 417E. ve 2018/ 4446 K. sayılı kararında açıklandığı üzere idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşir ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açar.Eldeki davada tazminata konu olay, kamu kurumu olan davalının işleteni olduğu bir aracın, davacıya ait havai hat demir direğine çarparak hasara uğramasına sebebiyet vermesi suretiyle gerçekleştiğine göre KTK’nın 3. maddesine uyan bir trafik kazasıdır. Davalı tarafından yürütülen bir hizmet nedeniyle zarar oluşmadığı gibi işletenin kamu kurumu olması da trafik kazasının hizmet kusuru olarak kabulü sonucunu doğurmayacaktır. Bu durumda Mahkemece davanın esasına girilip deliller toplanıp değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalının kamu kurumu olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasının hizmet kusuru olarak nitelendirilerek açılan davanın yargı yolu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda belirtilen istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2019