Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1750 E. 2021/1529 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1750
KARAR NO: 2021/1529
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2017/954 Esas – 2019/144 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 30/11/2016 tarihinde Sarıyer’de meydana gelen trafik kazasında, sürücü …’nin aşırı hız nedeniyle … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, orta refüje çarpıp havalanarak karşı şeride geçtiğini, karşı yönden gelen … idaresindeki … plakalı aracın üstüne düştüğünü ve …’un vefat ettiğini, …’nin …Şti.’nin çalışanı olması nedeniyle, … plakalı aracın işleteni ..Ltd.Şti. nin 2918 sayılı KTK md. 85 gereğince sorumluluğunun doğduğunu, … plakalı aracın genişletilmiş kasko poliçesinde mevcut ihtiyari mali sorumluluk teminatı nedeniyle manevi tazminat talepleri için … Sigorta A.Ş. nin poliçe limiti ile sorumluluğunun doğduğunu, …’un bu ülkenin yetiştirdiği en değerli tiyatro ve sinema sanatçısı olduğunu, ortalama aylık kazancının 25.000,00 TL-40.000,00 TL olduğunu, müvekkili …’nin, müteveffanın eski eşi olduğunu, boşanmalarına rağmen halen olay gününe kadar karı-koca ilişkilerinin devam ettiğini, müvekkili …’un müteveffanın kızı, …’un ise …’un annesi olduğunu ve tüm bakım ve ihtiyaçlarının … tarafından giderildiğini belirterek her üç müvekkili için ayrı ayrı 100.000,00’er TL den toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 3.10.2017 temerrüt tarihinden, diğer davalılar için 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamıma gelmemek kaydıyla, talep edilmiş olan manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, mahkemenin hakkaniyete uygun bir miktar belirlemesi gerektiğini, maddi durumunun bu tazminat miktarını ödeyebilecek konumda olmadığını, şu an asgari ücretle bir iş yerinde yeni çalışmaya başladığını, davacı …’nin müteveffa …’un eski eşi olduğunu, 2015 yılında boşandıklarını, davacı …’un manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, diğer davalı …’a kendisinin bakmakta olduğunu belirtmesine rağmen dava dilekçesinde ki adreslerinin farklı olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kazaya konu … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, araç işleteni sıfatının Beşiktaş Belediyesi’nde olduğunu, müvekkil şirket ile Beşiktaş Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğünün 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde ve ihale dokümanı kapsamında 30.09.2014 tarihli “Hizmet Alımına Dair Sözleşmesi” ile sürücülü araç kiralama işi akdettiklerini, araçların kullanılmasına ilişkin emir ve talimatların şoförlere Beşiktaş Belediyesi tarafından verildiğini, gözetim ve denetiminin Belediye tarafından yapıldığını, davaya konu kaza yapan … plaka sayılı aracın da bahsedilen yazılı sözleşme gereği dilekçe ekinde sunulu teslim tutanağı ile Beşiktaş Belediyesine teslim edildiğini, bu bağlamda müvekkilinin araç maliki olsa da, aracın işleteni olmadığını, işleten sıfatının Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na ait olduğunu belirterek, davanın husumetten reddine, aksi taktirde sürücü aracı trafik kurallarına uygun kullanıyor iken aşırı yağış olması, yolda su birikintilerinin oluşması, sabahın çok erken saatlerinde havanın aydınlanmamış olması, zeminin kaygan olması nedenleri ile yani aracı uygun hız ve trafik kurallarına uygun kullanıyor olmasına rağmen dış etkenlerle meydana geldiğini, hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasafetle), uygun miktarda tazminat takdir edilmesi gerektiğini belirterek, işleten sıfatı olmayan müvekkili şirket yönünden haksız ve mesnetsiz davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili, cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.02.2015 başlangıç ve 26.02.2017 bitiş tarihli ihtiyari mali mesuliyet teminatını içerir Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, talep edilen manevi zarar miktarının fahiş olduğunu, mahkemenin hakkaniyete uygun bir tutar belirlemesi gerektiğini, davacı tarafın poliçe limitinin azami sınırı üzerinden manevi zarar talep ettiğini, talep edilen tutarların fahiş olduğunu, mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde poliçedeki manevi tazminata ilişkin kombine teminat limitleri gözetilerek hakkaniyete uygun bir tutar belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olması sebebiyle talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, aksi takdirde; müvekkili aleyhine açılan dava ticari dava olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin görev alanında kaldığından, işbölümü itirazlarının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Ltd. Şti’ye ait olduğunu, araç şoförü …’nin de diğer davalı … Ltd. Şti.’nin personeli olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın diğer davalı …Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 67. maddesi doğrultusunda imzalanan 30.09.2014 tarihli Sürücülü Araç Kiralama Hizmet Alımı Sözleşmesi ile müvekkiline bağlı Müdürlüklerde görev yapmak üzere kiralandığını, 30.09.2014 tarihli sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamenin 5/5 maddesinde 3. kişilere verilen zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağına dair hüküm yer aldığını, yine yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında ödenecek tazminatlardan müvekkilinin sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacılar tarafından işbu dava ile talep edilen tazminat bedellerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davalı … Ltd. Şti yönünden açılan davanın Reddine, 2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden poliçe limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak ve davacılara garameten paylaştırılmak üzere temerrüt tarihi olan 14/10/2017 tarihinden itibaren davalı … ve Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı yönünden tazminatın tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili, davalı … sigorta A.Ş. vekili ve davalı Beşiktaş Belediyesi vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket poliçesindeki 25.000,00 TL teminat limiti dikkate alınmadan müvekkili şirket aleyhine 100.000,00 TL üzerinden manevi tazminata hükmedildiğini, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin de 25.000,00 TL manevi tazminat miktarı esas alınarak hesaplanmasını ve bu şekilde kararın 4. ve 5. maddelerinin düzeltilmesini talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacılardan …’ nin müteveffanın eski eşi olduğunu, mahkemenin haksız olarak eski eş adına da manevi tazminata hükmettiğini, davalılardan … hakkında verilen red kararının da doğru olmadığını, kararın hatalı olduğunu, kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hizmet kusuruna dayalı olarak Belediye aleyhine açılan davanın mahkemece görevsizlik sebebiyle yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kazada diğer davalıların sorumlu olduğunda tereddüt bulunmadığını, belediye aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davacılar tarafından talep edilen tazminat bedellerinin fahiş olduğu sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; Sürücü …’nin … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, orta refüje çarpıp, havalanarak karşı şeride geçtiğini, karşı yönden gelen …’un idaresindeki … plakalı aracın üstüne düştüğü, 30/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, …’un vefatı nedeniyle manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın, o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı, davanın genel koşullarından olup mahkemece resen dikkate alınması gereklidir. Anayasa’nın 125/1.maddesi ile idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğu; 2577 sayılı İYUK 2-b bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından, idari yargı yerinde tam yargı davası açabileceği hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi ile kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanunun amacına uygun biçimde adli yargıda davanın görülmesi esası benimsenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesinin gerekçesi, Anaya Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/04/2016 tarih ve 2016/163-210 E-K sayılı, 24/09/2018 tarihli ve 2018/530-467 E-K ve 2020/400 E. 2020/453 K. sayılı kararları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2045 Esas 2020/1746 Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre de eldeki uyuşmazlıkta davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmalığın çözümünde adli yargı görevli olacağından bu yöne değinen davalı Belediye istinaf itirazı yerinde değildir. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. Dosyada davalı belediye ile diğer davalı … arasında Hizmet Alımına Dair Sözleşme mevcut olup, iş tanımı; sürücülü araç kiralama işi olarak, işin süresi; 01/10/2014 – 30/09/2017 olarak, ödemelerin; aylık hakediş olarak yapılacağı, işte alt yüklenici çalıştırılmayacağı hususlarının tanımlandığı ve belirlendiği görülmektedir. Bu halde bu sözleşme uzun süreli araç kiralama sözleşmesi niteliğindedir. “Davacı vekili, davalı …’ un işleten sıfatı ve adam çalıştıran istihdam eden sıfatı ile sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, işleten sıfatının davalı Beşiktaş Belediyesine geçtiği görülmüştür. İstihdam ilişkisinin varlığı içinde, istihdam edene bağımlı olarak çalışma koşulu arandığı, yani müstahdem, istihdam edenin emir ve talimatına göre yani ona bağımlı olarak ve zararın işin görülmesi sırasında ve işle ilgili olarak verilmiş bulunması gerektiği, oysa kazanın Beşiktaş Belediyesine ait işin görülmesi sırasında meydana geldiği, aracın işletilmesinde tüm tasarruf yetkisinin Beşiktaş Belediyesi’ne ait olduğu anlaşılmakla, davalı … arasında işleten ve istihdam eden ilişkisi bulunmadığından, davalı … adına açılan davanın reddine karar verilmiştir.” yönündeki karar ve gerekçesiyle … açısından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen diğer davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde değildir. Davacı …’un müteveffanın annesi, …, müteveffanın kızıdır. Diğer davacı … ise resmi olarak mütevveffa ile evlilik bağını sonlandırmıştır. Ancak İlk Derece Mahkemesince, kaza anına kadar müteveffa ile aynı evde eş olarak yaşamını idame ettirdiği, aile ortamında ve yaşantılarında herhangi bir kesinti ve değişiklik meydana gelmediği hatta müteveffanın ölümünden sonra bile kayınvalidesi ile beraber yaşamaya devam ettiği bu sebeple doğal evlilik bağı kopmamış olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle … lehine manevi tazminat takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf aşamasında davacı tarafla anlaşma sağlandığı, ödeme yapıldığı, feragatname alındığı açıklanarak konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ekinde feragatname, ibraname ve dekont çıktısı ibraz etmiştir. Davacılar vekili de davalı … Sigorta A.Ş. açısından davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar açısından feragatlerinin söz konusu olmadığını ifade eder dilekçe sunmuş, istinaf aşamasında açılan duruşmada, manevi tazminat için davalı … Sigorta A.Ş. tarafından her üç müvekkili açısından toplam 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş. yönünden feragat ettiklerini beyan etmiş, protokol gereği ödemeye ilişkin 18/09/2020 tarihli dekont düzenlendiği görülmüştür. Ayrıca istinaf aşamasında davacı …’ un vefat ettiği, Beşiktaş … Noterliğince düzenlenen mirasçılık belgesi uyarınca diğer davacı …’ un tek mirasçı olduğu anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme ve buna dayalı davacılar vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. bakımından istinaf aşamasındaki feragat beyanı gözetilmek suretiyle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebi konusuz kalmış ise de dosyada … plakalı araca ilişkin mevcut genişletilmiş kasko poliçesi yıllık azami 100.000,00 TL teminat bedelli olup, ihtiyari mali mesuliyet teminatı başlığı altında, manevi tazminat taleplerinin, kombine limitin % 25’i ile sınırlı olmak kaydıyla teminat kapsamına dahil edildiği hususu poliçede açıklanmış olduğundan % 25 limit karşılığı 25.000,00 TL poliçe teminat limiti ile sorumluluğuna karar vermek gerekirken, manevi tazminat açısından davalı … Sigorta A.Ş. bakımından poliçe limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere karar verilmesi doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf talebinin kabulü ile hükmün infazında tereddüt oluşmaması amacı ile hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle; Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı … vekili ve davalı Beşiktaş Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun reddine, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme ve buna dayalı davacılar vekilinin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf aşamasındaki feragat beyanı gözetilmek suretiyle HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekili ve davalı Beşiktaş Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun reddine, Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davalı … Ltd. Şti yönünden açılan davanın REDDİNE, 2-Davalı … Sigorta A.Ş. açısından karar verilmesine yer olmadığına, 3-Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL, davacı …. için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı yönünden kaza tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından manevi tazminata yönelik yapılan 25.000,00 TL ödemenin kararın infazı aşamasında gözetilmesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 8.880,30 TL karar ilam harcından peşin alınan 1.024,65 TL nin mahsubu ile eksik kalan 7.855,65-TL bakiye ilam harcının, davalılar …, Beşiktaş Belediyesi ve … Sigorta A.Ş’den (davalı … Sigorta A.Ş. (1.707,75 TL – 1.024,65 =) 683,10 TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 4- Davacının yatırmış olduğu 1.024,65- TL peşin harç bir kısım davalılar tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, toplam bu miktar 1.024,65-TL nin davalılar …, Beşiktaş Belediyesi ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 36,00-TL (başvurma ve vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 270,30 TL, (davalı … için yapılan tebligat masrafı düştükten sonra kalan kısım) olmak üzere toplam: 306,30 TL yargılama giderinden kabul/red oranı (% 43,33) üzerinden hesaplanan 132,70- TL yargılama giderinin davalılardan …, Beşiktaş Belediyesi ve … Sigorta A.Ş’den (davalı … Sigorta A.Ş. 35,74 TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 13.150,00- TL vekalet ücretinin davalılardan …, Beşiktaş Belediyesi ve … Sigorta A.Ş’den (davalılardan … Sigorta A.Ş. 3.000,00 TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 6-Davalılar …, Beşiktaş Belediyesi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 13.150,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalılara verilmesine, -Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf aşamasında sunulan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığına yönelik beyan uyarınca, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden; AAÜT’ nin 10/3 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine, 8-İstinaf aşamasında dosyaya sunulan 14/09/2020 tarihli protokol uyarınca, Davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından yargılama giderleri açısından 500,00 TL ve avukatlık ücreti açısından 13.426,00 TL miktarla yapılan ödemenin kararın infazı aşamasında gözetilmesine, 9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1a-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.880,30 TL harçtan peşin alınan 2.220,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.659,90 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davalı Beşiktaş Belediyesi yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.880,30 TL harçtan peşin alınan 2.220,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.660,00 harcın davalı Beşiktaş Belediyesinden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a.İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 53,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve Beşiktaş Belediyesinden tahsili ile davacıya verilmesine, b.Davalılar …. ve Beşiktaş Belediyesi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmış ise de davacılar ve davalı davalı … Sigorta A.Ş.’nin talepleri olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/09/2021